Sayın Başkan mealen diyor ki “basketbola bu kadar para harcamak aptallıktır!”
Ama işin ucu öyle değil işte…
Mesela 3-4 milyon euroya bir takım kuruyorsun, sezon boyunca en fazla 50 maç falan izliyorsun.
Oysa 25-30 milyon euro harcadığında üzerinde 20-25 maç daha yapan bir takımın oluyor; üstelik Avrupa’nın birinci sınıf takımlarıyla bir arada oluyorsun, onlarla final four’lar falan yapıyorsun.
Şampiyon oluyorsun!
Bu kadar mı?
Hayır!
Üzerine herbiri başka bir senaryoya sahip 75-80 maç yapıyorsun.
Film gibi bir şey…
Adamın biri Trabzon’dan yazıyor; Hollywood filmi çevirdiler, diye. Gülme gerçek bu!
Bitime 2.07 dakika kalmış; takım 14 sayı geriye düşmüş. Bakıyorsun parkeye 3-4 milyonluk takım şiir gibi oynuyor. Her attığı giriyor.
Oysa 25-30 milyonluk olan sezonun neredeyse en kötü maçına çıkmış gibi; kafalardaki soru işareti gerçeğe dönüşmek üzere.
“Bu sefer oldu galiba?”
İster misin 20 sayılık fark olsun?
Gönül neler istiyor değil mi?
Gözünün ucuyla kenardaki Efsane’ye bakıyorsun; aslında bakmak istemiyorsun da gözün kayıyor; şapkadan kuş çıkarıyor, ne zaman ne yapacağı belli olmuyor.
Al sana mola!
Geçen maç 13 saniye kala hücum seti çizmiş maçı önce uzatmaya götürmüş, sonra da alıp gitmişti.
Şimdi de kalan 2.07 dakikanın setini çizer mi?
Valla çizer!
“Hay Allah acaba neler oluyor orada?”
3-4 milyon verince böyle endişeleniyorsun işte.
25-30 milyonluk takım parkeye dönüyor ve…
O ne? 15 saniye 7 sayı atılır mı? Bir top kaybı, yok artık bir de üç sayı? E daha 30 saniye önce 14 sayı vardı arada şimdi kaldı 4 neler oluyor?
“Yine mi olmayacak? O sene yine mi bu sene değil?”
Maalesef değil!
Oyun bitti; sahanın en uzunu potanın filelelerini mi kesiyor? Adettendir, adam fazla para alıyor ama üstüne bir de böyle potanın filelerini de kestiriyorsun!
İşte bu keyfin karşılığını ancak 25-30 milyonaa alıyorsun Hocam!
Soru şu; hakettiler mi?
Aldıkları her centin karşılığını terlerinin son damlasına kadar ödeyen olağanüstü karakterli, sporcu müthiş bir takım Fenerbahçe!
Daha fazlasını hakettiler mi?
Kesinlikle!
Bir kişinin aklına ne kadar para aldıkları falan geliyor mu?
Yaşattıkları mutlulukların karşılığı ödenir mi?
Ben biliyorum rahmetli babaannem yaşıyor ve o an salonda olsaydı çıkarır cüzdanındaki son parayı “helal olsun çocuklarıma” diye onlara verirdi.
Böyle bir takıma sahip oluyorsun.
Sosyal bilimciler, piyasa araştırmacılarının işi ne, otursunlar sorsunlar başka takım taraftarlarına; “bu takımın adı Fenerbahçe olsa bile insanın kanı kaynamıyor mu? Basketbolu sevdirmiyorlar mı?”
Hadi çekinmeyin sorun; ‘Fenerbahçe basketbol takımı içinde size en antipatik gelen oyuncu hangisi?’ diye.
Sevgili anketör önce kendin cevap ver şu soruya; hangi oyuncuya sinir olabiliyorsun?
Sahi var mı öyle bir oyuncu?
Sen hiç böyle bir takım gördün mü?
Sen hiç böyle bir sezon yaşadın mı?
Sen hiç böyle Avrupa Şampiyonu oldun mu?
Çok güzel bir takım be! Gerçekten insan nasıl sevineceğini bilemiyor!
Böyle de Türkiye Şampiyonu olunur mu?
Sen istersen böyle de olur.
Tebrikler Fenerbahçe, tebrikler çocuklar; teşekkürler büyük koç Obradoviç.
Çok seviyoruz.
Bize sportif coşkuyu yaşattınız, rekabetin ne olduğunu nasıl yapıldığını gösterdiniz.
Teşekkürler…