Fenerbahçe Basketbol takımı dün 75. Maçına çıktı.
Şimdi şöyle bir hesap yapalım.
Ligler 10 Ekim 2015 tarihinde başladığına göre aradan tam sekiz ay geçmiş. Bu ortalama 240 gün yapıyor.
Yani Fenerbahçeli basketbolcular üç günde bir maça çıkmışlar.
Üstelik bunların arasında Real Madrid, Panathinaikos, Bayern Münich, Khimki, Laboral ve CSKA Moskova gibi Avrupa’nın üst düzey takımları da var.
Türkiye Kupasını kazanmışlar.
Euroleague’de şampiyonluğu 1,8 saniye farkla kaybetmişler.
Ve dün çok zorlu geçen dördü Galatasaray, altısı Efes Pilsen olmak üzere on maçlık yoğun bir maç serisinin ardından Türkiye’de şampiyonluğa ulaştılar.
Ataşehir’deki Ülker Arena Kompleksini rakipleri için çıkılması mümkün olmayan kapalı gişe bir gösteri merkezine çevirdiler.
Sadece maçla, oyunlarıyla ve basketbolla ilgilendiler.
Bir maç hariç hakemleri de yenmeyi başardılar.
Buna rağmen centilmenliklerinden bir an olsun ödün vermediler.
Sezon boyunca arasanız sadece yarı final serisinde Antic’in Göksenin’e şöyle bir bakışını görebilirsiniz.
Efes’li Heurtel’in iki maç önce Vesely’in sezon içinde sakatlandığı ayak bölgesine attığı kasti tekmeye ve buna tamamen seyirci kalan hakem üçlüsüne rağmen bile takım olarak sahada mücadele etmekten bir an için geri durmadılar.
Tüm Türkiye Fenerbahçeli basketbolcuları izledi yıl boyunca; tek bir oyuncusu bile en fanatik, ezeli rakip taraftarına sevimsiz gelecek bir duruş, davranış içinde olmadı.
Sadece basketbol oynadılar.
Ülkemize basketbolu, sporu sevdirdiler; sportif rekabetin güzelliğini gösterdiler.
Başlarında yirmi sayı önde olsalar bile bitime bir dakika kala peş peşe iki hata yaptığında mola alıp takımı fırçalayacak ve yaptıkları yanlışı gösterecek muzaffer bir kumandan vardı.
Bir takım nasıl yaratılır sorusunun cevabını 75 maçta 240 günde göstermiştir.
En formda oyuncusunun sakatlandığı günün ertesinde antrenman salonuna gülerek gelecek kadar kendinden ve takımından emin bir adamdır!
Bu öyle bir koçtu ki yarı final serisinde ezeli rakip takımının koçunun kameralar önünde tahriklerine rağmen duruşunu bozmamıştır. Bir süre sonra da aynı kişi yine kameralar önünde kendisinden özür dilemiştir.
Spor tarihimizin belki de en dengeli, birbiriyle uyumlu, tek bir oyuncunun sivrilmediği, ekip ruhunun ön plana çıktığı, mücadeleden bir an olsun vazgeçmeyen, basketbol oynamayı seven karakterli takımını izledik.
Artık Avrupa’da basketbol konuşulurken dört takımdan biri Fenerbahçe’dir.
Sadece Fenerbahçe…
Önünde arkasında başka bir isim, reklam, firma, sponsor yok…
Sadece basketbol…
Sadece Fenerbahçe…
Hepsi bu…
http://twitter.com/uzaygokerman