Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinin en belirgin özelliği gerilim seviyesinin üst seviyelerde olmasıdır. Uzun yıllardır heyecan hiç bu kadar düşük düzeye inmemişti.
İki takımdan birinin lig yarışının uzağında olduğuna sıklıkla rastlamıştık; ancak yakın dönemde ikisinin birden şampiyonluk mücadelesinde olmadığı sezon hiç yaşanmamıştı.
Gerçi Fenerbahçe tribünleri de son yıllardaki en kalabalık seviyelerdeydi; üst üste alınan seri galibiyetler camiaya yeni bir hava getirmiş, taraftarı da Kadıköy’e çekmişti.
Heyecanı ne kadar düşük olsa da sonuçta mesele bir Galatasaray derbisiydi.
Birkaç saat önce kadınlar Euroleague finalinin kaybedilmesi basketbol sever taraftarın moral seviyesini yerle bir etse de geç saatte başlayan karşılaşma bunun da etkisini bir nebze olsun gidermiş görünüyordu.
Derbinin havası, takımların sezon ortalamasına uygun şekilde oynandı diye bir özet yapabiliriz.
İlk yarı Fenerbahçe çok iyi top çevirdi. Özellikle Osayi’nin oynadığı kanat tarafından atak organizasyonları denedi.
İlk iki pozisyonu Osayi doğru kullanamasa da üçüncüsünde boş durumdaki Zajc’a topu çıkararak Fenerbahçe’yi rahatlatan golün de asistini vermiş oldu.
Sloven oyuncu giderek Liverpool’un efsane ismi Gerrard özelliklerine sahip bir futbolcu olmaya yönelik oyununu geliştiriyor.
Önümüzdeki sezon orta alanın en önemli gücü olacağını şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz.
Her hafta yazdığımız notu buraya tekrar ekleyelim; Crespo ile birlikte orta alanda önemli bir pas merkezi oluşturdular.
Görev adamı bilinciyle hareket ediyorlar; bu kimileri için vasat görünümü olabilir ancak Avrupa’nın birçok önemli takımında tarif edilen alanda benzer özelliklere sahip oyuncular görev yapıyor.
Takımın gücü oranında futbolcunun niteliği değişebilir ancak ekibin genel ortalamasındaki ölçü bu seviyelerdedir.
Bu ikilinin önünde oynayan üçlünün yetenek kalibresi bunlardan birkaç seviye üstte olabilir.
Rossi-Mert Hakan-İrfan Can’nın oynadığı yerden söz ediyorum.
Dün özellikle sağ kanatta Mert Hakan-İrfan Can ikilisi önemli hücum organizasyonları denediler. Osayi’ye yaratılan boş alanlarda bunların büyük önemi vardı.
İkinci yarının gole kadar bölümünde Fenerbahçe’nin oyunu ve Galatasaray’ı uyutmaya yönelik bir taktik planı var gibiydi.
Bu zaman diliminde topu Galatasaray’a vererek rakibinin ileri çıkması için de sanki özellikle taktik uyguluyordu.
İkinci golün hemen öncesindeki o uyuşuk oyunun bir anda hızlı pas organizasyonuna dönüşerek hedefe ulaşmasıyla taktiğin sonuç verdiğini söyleyebiliriz.
Galatasaray’ın genel görüntüsü zaten bu maçta gol atmaya gücü ve niyeti yok bir haldeydi.
Böyle bir rakibe karşı Fenerbahçe ilk yarı baskılı ve arzulu oynarken, ikinci yarı daha pasif kalmasını eleştirmek mümkün hatta İsmail Kartal’ın oyuncu değişikliği yapmada geç kaldığını da söyleyebiliriz.
Derbinin kalitesini en başta anlattığım heyecan seviyesi belirledi.
18’er defa karşılaşmanın 36 faul düdüğü ile durması futbolumuzun özetidir.
Premier Lig’de dün oynanan Manchester City-Liverpool karşılaşmasındaki toplam faul sayısı 20 olmuştur.
Yani Türkiye’nin derbisi neredeyse 2 maçlık faulle oynanmıştır. Buraları çok iyi düşünmek gerekiyor.
Galatasaray’ın sezon başındaki planının tutmadığını bu maça bakarak daha net söyleyebiliriz. Buradan hareketle önümüzdeki sezonun da zor geçmesi olasılıklar dahilinde görünüyor. Çünkü bu takıma fazlasıyla takviye gerekecektir.
Fenerbahçe için yılbaşında yaptığım yorumu hatırlatmak istiyorum; kadrosunu yeni baştan yapmasına gerek kalmayacak şekilde önümüzdeki sezona hazır bir takım bırakmak adına ligi olabilecek en üst seviyede bitirecek pragmatist oyunu oynaması gerekiyor.
Başardı mı; son 8 haftada sadece bir beraberlik alıp 22 puan toplayıp, Trabzonspor’un ensesine yapıştığına göre önemli bir mesafe aldığı çok açık bir şekilde duruyor.
Kadıköy’de kaybedilen Adana Demirspor ve Başakşehir maçlarında sonuç tersi olsa nerdeyse şampiyonluk için bile umutlanmak mümkün olacaktı.
Bunu başaran kadronun yetersiz olduğunu söylemek haksızlık olur.
Konyaspor’un puan kaybetmesiyle ikinci sıraya çıkan Fenerbahçe’de ligi 2. Sırada tamamlamak geride kalan sezonlar göz önüne alındığında kuşkusuz başarı olacaktır.
Buralardan ders alınıp alınmadığını önümüzdeki sezon göreceğiz.