Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Son yıllarda Fenerbahçe açısından sezonun en zor haftası ve galibiyeti olduğunu söylersek sanırım hiç de abartılı bir yorum yapmış olmayız.

Sırasıyla Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’un puan kaybettiği bir seride genel teammüllere uyarak normalde Fenerbahçe de kazanamazdı. Ancak sarı lacivertliler uzun zaman sonra bu şanssızlığı kırdı; ikinci yarısında çok zorlandığı karşılaşmayı kazanarak tamamladı ve 7 puanlık bir avantaj paketinin de sahibi oldu.

Böyle haftaları kayıpsız geçmenin ne kadar önemli olduğunu geçtiğimiz sezonlardaki öğrenilmiş tecrübelerden biliyoruz.

Haberin Devamı

Sezonun 6. Haftasında tüm takımların bir arayış içinde olduğu gerçeğini öncelikle zihnimizin bir yerinde tutmamız değerlendirme ölçütünün referans aralıklarını belirleme anlamında bize yararı olacaktır.

Dün Fenerbahçe’nin oyuna iyi başladığını, hemen golüne kavuştuğunu ancak özellikle Mert Hakan’ın sarı kartıyla birlikte ilk yarım saatten sonra düşüşe geçtiğini özetleyebiliriz.

Mert Hakan, Fenerbahçe’ye geldiğinden bu yana belki de en yararlı oyununu oynama gayretinde olduğu bir 30 dakika geçirdi. Çok koştu, oyunda kaldığı 45 dakika düşünülürse ortalamada en fazla topla oynayan, en yüksek pas isabeti yapan ve 90 dakika oyunda kalan Gustavo’dan sonra en fazla ikili mücadele kazanan futbolcu olarak sivrildi.

Ancak takımın eksik yakalandığı bir pozisyonda yaptığı kötü faul ile oyunu bozuldu, sebep olduğu penaltıdan sonra da hem oyundan düştü hem de Fenerbahçe’nin orta alandaki pas merkezinin aksamasının başlıca sebebi oldu.

Pazar günü oynanan Başakşehir karşılaşması sonrasında orta alanda oynayan futbolcularla ilgili bir tespitte bulunmuştuk. Burası artık bir ön libero alanı değil, pas istasyonu halinde çalışan çok hareketli bir oyun merkezidir.

Dün bu bölümde Mert Hakan işini çok doğru bir biçimde yapmakla kalmadı aslında Fenerbahçe’ye goller kazandıracak pozisyonları hazırlayan oyuncu oldu.

Fenerbahçe’nin toplam isabetli pas sayısının neredeyse 2/3’si ilk yarıda kaydedildi, ikinci yarıysa hiçbir şey istendiği gibi olamadı.

Haberin Devamı

45 dakika oynayıp 58 defa topla buluşup bunun 43’ünü isabetli dağıtan Mert Hakan’ın yerine oyuna giren Crespo ikinci 45 dakikada topla sadece 19 defa buluşup, 12 isabet sağlayabildi.

Bu sayısal veri de sanırım Fenerbahçe’de ikinci yarı nelerin aksadığına dair önemli bir ipucu verecektir.

Yine ikinci yarı hızla artarak sezon ortalamasının çok üstüne çıkan faul sayısı da Giresunspor karşısında Fenerbahçe’nin nasıl zorlandığını gösteren bir başka veri olarak kayıtara geçmiş oldu.

Buraya gelmişken bir ilave tespit daha yapalım; bugün ikisi birer asist gerçekleştirseler de Eylül başında takıma katılan transferlerin hiçbirinin takımın genel oyununa henüz yeterli seviyede katkı sağlayamadığını söyleyebiliriz.

Vitor Pereira çok da doğru bir şekilde bu oyuncuları takıma damla damla ilave etmeye çalışsa da bugün sahada olan 3’ü asistler dışında neredeyse akan oyunda hiç görünemediler.

Sezon başından beri birlikte antrenman yapan diğerlerinin katkısı ile kıyaslandığında şu sonuç ister istemez çıkıyor; finansal mecburiyerler olsa da bu tip transferleri çok daha önceleri gerçekleştirmek uyum sorunu için önemli bir kriter oluşturuyor.

Haberin Devamı

Fenerbahçe oynamaya çalıştığı oyuna bağlı olarak hareket ettiğinde belli bir seviyenin üzerinde kalabiliyor; ancak ne zaman bu bozuluyor ve oyuncu performanslarına dayalı bir hal alıyor bu durumda takımın tüm ahengi bozuluyor.

Dün Valencia çok çalışıyor gibi görünse de bireysel oyunun zirvesini zorladı. 16 ikili mücadeleye girip sadece 3 tanesini kazanması da futbolcunun verimlilik değerini ortaya koyuyor.

İkinci yarı Fenerbahçe’nin oyundan düşmesinde Giresunspor’un ortaya koyduğu mücadele motivasyonunun büyük önemi vardı. Başta Zeki Yavru olmak üzere, Alexis, Flavio, Serginho çok çalıştılar.

Golü biraz daha erken bulsalar belki kalan bölümde ikincisi de atabilecek şansı yakalayacaklardı, olmadı.

Takımların oyun konsantrasyonları genel ortalamanın çok altına kaldıkları bir hafta oldu ve Fenerbahçe de buna ayak uydurdu.

3 puanın iyimserliği bir tarafa geliştirilmesi gereken daha çok fazla detay olduğunu görmek gerekiyor.