Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Sahada ortalık karışmış, bir sürü kırmızı kartlar çıkmış, hatta yetmemiş daha önce görülmemiş şekilde bir kırmız kart da hakem Deniz Ateş Bitnel Salih Dursun’dan yemiş, kelimenin tam anlamıyla bir kaos yaşanıyor, o sırada olan bitenle ilgisi olmayan, Galatasaray’ın penaltı atışı ile 2-1 öne geçmesine sevinen birini görüyoruz.

“Mustafa Denizli şampiyon yap bizi!”

Koca bir kariyerin zavallılığa dönüştüğü andır dün Mustafa Denizli’nin penaltı atışının gol olmasına sevinmesi…

Bu sevinme anı Mustafa Denizli’nin aslında olan bitenle ne kadar ilgili olduğunun tipik ifadesidir.

Haberin Devamı

Mustafa Denizli beş yabancı kuralı olduğu bir sezon sahaya altınıcısını sürdüğünde de bunu takip edecek bir sorumluluğu yoktu; dün akşam da saha kenarında, bu kadar yakınken kartların doğru olup olmadığını, poziyonları futbolcusuna soruyor, doğru olup olmadığı hakkında da kendisinin yorum yapması yanlış oluyor.

Mustafa Denizli bütün bu olan biteni göremiyorsa saha kenarında ne yapıyor ki? Ne izliyor? Neye göre oyuncu değiştiriyor?

Mustafa Denizli bizim bildiğimiz ya da sandığımız gibi öyle enine boyuna derin derin düşünse Beşiktaş’ın başındayken Ertuğrul Sağlam’a yaptığı şeyin aynısını Hamza Hamzaoğlu’na yapar mıydı?

Dün gece futbol adına sahada ülkemizden görmeye alışık olduğumuz türden tuhaflıklardan biri yaşanırken o ne yapıyor, 2-1 öne geçtiği için yumruğunu sıkıp seviniyor.

Sanki maçı çeviren onun hamleleriymiş gibi…

Hangi futbol aklıyla Sneijder’ı yedek soyundurmuş olduğunu Mustafa Denizli kariyerindeki bir teknik adama sormak mümkün müdür?

O muhtemelen %51 şansıyla maçı üç gündür kafasında oynamış, 1-0 geriye düşmüş, sonra da karşılaşmanın en kritik anında Bilal ve Sneijder’ı oyuna alarak Galatasaray’ın kaderini değiştirmiştir, öyle mi?

Öyle…

Yersen, diyeceğim, maalesef yiyor, bizim futbol iklimimiz bunu kaldırabiliyor, üstelik hiçbir derinliği ve derinliği olmamasına sadece Mustafa Denizli’nin buna kendince anlam yüklemesine rağmen oturup bu saçma kadro, taktik ve oyun üzerine koca bir anlam yüklenip, tartışılıyor.

Haberin Devamı

Yok ya, futbol bu kadar küçüldü mü?

Mustafa Denizli’nin ekranlarda maçları yorumlarken artık neyi neyle kıyasladığını, hangi detaya odaklandığını rahatlıkla ayırt edebiliyorum.

Şapka düştü, kel göründü…

Eskiden gerçekten bu adamların futbol bilgisine çok inanır, güvenirdim. Ancak işin içine biraz girdiğinizde, takibinizi biraz yoğunlaştırdığınızda kişilerin gerçek kimliklerini görüyorsunuz.

Bu kadar zavallı duruma düşmesine asla üzülmüyorum, çünkü o bizi, milyonlarca kişiyi aptal yerine koyarak kandırıyor.

Hayatı boyunca bir seneden fazla sözleşme yapmazmış!

Bu mudur istikrar?

Bu nedir biliyor musunuz; korkaklıktır!

Bir sene sonra aynı şeyi yapamayacağı için ortalık müsaitken vurup kaçma düşüncesidir.

Gerisi de hikayedir. Bu sene bir buçuk senelik kontrat yapmış ve Galatasaray’a yarım sezon’cuk fark vermiş.

Oldu, hepimizin gözleri doldu!

Dün gece ortada bir zavallı daha vardı, Deniz Ateş Bitnel… Bir hakem bu kadar aciz duruma nasıl düşer, açıklaması var mıdır, bilemiyorum.

Elindeki kartlara bile hâkim olamayıp, bir futbolcudan kırmızı kart görmek nasıl bir şeydir?

Haberin Devamı

Dün gece bazı gerçekler bir kere daha su yüzüne çıktı. Görünecek mi? Sanmıyorum. Değişecek mi, hiç sanmıyorum.

http://twitter.com/uzaygokerman