Mancini ile ilgili sürekli söylediğimiz bir şey var; tekrar ediyoruz çünkü o her maçta bununla ilgili başka verileri devreye sokuyor.
Öncelikle şu tespiti yapalım; Mancini’nin kadrosu Rizespor’u futbol yönünde rahatlıkla yenmiştir.
Önce Umut’un, sonra Sneijder’ın kaçırdığı goller normal şartlarda golle sonuçlanması gereken pozisyonlardı.
Ancak her iki oyuncu da kendilerinden beklenmeyecek derecede kötü vuruş yaparak çerçeve ile ilgisi olmayan tercihler kullandılar.
Zaten bu kaçan iki gol Rizespor’un golünün metafiziksel sonucunu ortaya çıkardı; sanki atamadıkları için yediler!
Elbette yok böyle bir şey, ancak futbolda sonucu küçük ayrıntılar belirliyor; Galatasaray’ın golü öncesinde korner atışı sırasında bütün Rizespor savunmasının durması ve tepkisiz kalması gibi…
Gelelim, Mancini’nin tercihlerine…
Drogba’yı İstanbul’da bırakmak önemli bir hamleydi. İtalyan teknik direktör eğer Drogbasız bir oyun düşünüyorsa kesinlikle buna saygı duymak gerekiyor ve böyle bir fikri varsa aynı paralelde olduğumu belirtebilirim; ancak sezonunun bu noktasında böylesi bir hamlenin akla yakın gelmediği de ortadadır.
O zaman?
İşte böylesi bir sürecin içinde Drogba’yı bir maç bile olsa kenara çıkarmak riskler taşıyor.
Veysel’i aldın oynatma ihtiyacı hissediyorsun; ancak peş peşe çok iyi maçlar oynamış Sabri’yi kesmek?
Bütün bunları yaparken takımın bütün oyun düzeni ile sürekli oynamak!
Futbol basketbol gibi değil ki; bazen aynı şeyi aynı oyuncularla defalarca kere tekrarlamak gerekiyor, genel kabul “oturmuş, çalışan düzenin bozulmaması” yönündedir.
Mustafa Denizli de çok severdi takımla oynamayı ancak istikrar adına bize doğru şeyler bıraktığını hiç sanmıyorum.
Dün Rize’deki Galatasaray da aslında ne oynadığı tam olarak bilinemeyen taktiksel varyasyonlar gösteriyordu.
Ve daha çok oyuncunun göstereceği anlık performanslara dayanıyordu; belki Mancini başka şeyler anlatıyor oyuncularına ve sahada bunlar olmuyor, teknik adamın anlamlı gülümsemelerinden, tepkilerinden görmek mümkün ancak en azından sahaya sürdüğü bize bunları düşündürüyor.
Bütün bunlara rağmen Galatasaray maçı kazanacak pozisyonları da üretti.
Olmayınca olmuyor gerçekten ancak Bursaspor ağlarına üç gol bırakmış Sneijder’ın kaçırdıkları çok da alışıldık türden değildi.
Galatasaray deplasmanda yine kazanamadı ve puan kaybetti.
Rizespor, Galatasaray’ın çok rahatlık geçebileceği bir takım olması nedeniyle kaybedilmiş iki puan söz konusudur.
Böylesi bir alışkanlıkla Galatasaray sahasında Fenerbahçe’yi yense bile şampiyonluk çok kolay değil.
Burak'ın son dakikalarda yüzüne isabet eden cisim futbolumuza taraftarın gösterdiği, nasıl anladığına dair yorumdur.
En başından beri içinde olanların yarattığı bu düzeni onların yorumları, değerlendirmeleri ve öneriyleriyle çözmek mümkün değildir.
Tercihi yapanlar geleceği de belirleyecektir!
http://twitter.com/uzaygokerman