Maçı penaltı üzerinde tartışmak ne kolay değil mi?

Ligin kadro kalitesi olarak da oyun yapısı, tercihlerini kullanması bakımından da açık ara önde olan Fenerbahçe'nin Gaziantepspor ile oynadığı karşılaşmanın sonucunu penaltı belirlemiş olması şanssızlıktır.

Türkiye'de sorduğunuz ilk soru peşinden gelen bütün süreçleri belirlediği için öncesinin, gerisinin, ötesinin hiçbir önemi kalmıyor.

Futbol dünyamıza 20-30-40-50 yıllarını vermiş çeşitli kademelerdeki spor adamları dünkü karşılaşmayı penaltı üzerinden konuşmayı, tartışmayı tercih edince işin futbol boyutu elbette arada kaynadı gitti.

Oysa Fenerbahçe'nin sağdan soldan ve orta alandan taşıyarak geliştirdiği dengeli, arzulu, sonucu değiştirmek üzerine kurulmuş oyun anlayışı en azından futbol açısından bir tebriki hak ediyordu.

Kuşkusuz takımınızda Gökhan Gönül ve Caner Erkin gibi iki kanat oyuncunuz olursa işiniz kolaylaşıyor.

Hele Kuyt gibi her maç en az iki kişilik mücadele eden bir profesyonel takımı sahada bir kişi fazla oynuyormuş duygusu yaratıyor.

Mehmet Topal'ın her geçen gün orta alanda artan etkinliği, futbolunu çok daha geniş alanlara taşıması bu bölgede Fenerbahçe'nin bütün açıklarını kapatan önemli bir faydaya dönüşüyor.

Bu ismini saydığım oyuncuların ötesinde gözle görünür bir form sorunundan söz edebiliriz.

Sow'un son vuruşlardaki dikkatsiz ve özensiz oyunu Fenerbahçe'nin maçı çok daha önce koparması ve penaltı üzerine polemik yapılmasına neden oldu.

Diego henüz takım içinde ne yapacağını bilmiyor. Üzerinde gözle görünür bir tedirginlik hatta acemilik var. Takım mı ona o takıma uyum sağlayacak ilerleyen günlerde ortaya çıkacaktır. Ancak faydalı bir oyuncu olacağını şimdiden söylemek mümkündür.

Emenike...

Kafası dağınık bir görüntü çiziyor. Zaten kendi milli takımında da benzer bir ruh halinde; bu durum formuyla da bir araya geldiğinde tahammül edilmesi güç bir şeye dönüşüyor. Teknik adamlar için en zor futbolcu tipi böyleleridir.

Gol atamadıklarında kriz daha da büyür ve derinleşir.

Kenarda bekletsen bir türlü, oynatsan başka türlü sorunlar çıkarabilir. Geçen sene Ersun Yanal da zorlanmıştı. Ancak bir süre dinlenmesinde, kenardan destek almasında yarar olabilir.

Her şeye rağmen taraftarın futbolcusuyla dün akşam girdiği kısa süren diyaloğu hiç hoş değildi. Bir taraftar tuttuğu takımın formasını giyen oyuncuyu yuhalar mı? Onu yuhalarsa rakip takım oyuncusuna ne yapar? Anlaşılır gibi değil. Konular çeşitleniyor, bunları ayrı gündem halinde tartışmak en doğrusu...

İsmail Kartal, Selçuk Şahin'i oyuna alma tercihini bu şekilde kullanmaya devam ederse hem kendisi hem de futbolcusu için sorun olacaktır.

Peki gelelim Türkiye'nin temel meselesi olan penaltı mıydı değil miydi konusuna...

Hakemlerimizin standartı ortadadır. Ceza sahasının içiyle dışı arasında verdiği kararlar saç baş yolduruyor. Böylesi bir ortamda dün geceki karar elbette tartışmaya açıktır. Hatta kumar gibi; şans bu sefer Fenerbahçe'ye güldü diyebiliriz. Ancak son 15 yıllık süreyi göz önünde bulundurduğumuzda bu penaltı kararının gerisinde İTÜ'de akademik bir çalışma konusu olmuş Fenerbahçe lehine bir şeyler aramak tam bir yavuz hırsız misalidir. Komiktir.

Maçı penaltı üzerinden tartışanlar, gerçekten yaptıkları işin hakkını vermiş oluyorlar mı?

http://twitter.com/uzaygokerman