Kime neye göre hak vereceğimizi şaşırdığımız iki maç ve sadece tek üç puan üzerinden yapılan eşleşmede son gülen Beşiktaş oldu ve ortada duran ödülü de alarak ligin yeni atmosferine uygun bir şekilde konumlandı.
Bir futbolcu kendi takımına nasıl zarar verir sorusunun cevabıdır Donk’un ilk maçta yaptığı; rakip oyuncu tehlikeli bölgeden uzaklaşırken elindeki cismi rakibin oynadığı topa fırlatması sonrasında yarattığı kaos ile.
Donk böyle kirli oyuna başvurmasa zaten iyi oynadıkları maçtan üç puanı alacak böyle bir tekrara gerek bile olmayacaklardı.
O günkü Kasımpaşa ile bugünkü arasında en az Beşiktaş kadar fark var.
Kasımpaşa hızla hedeften ve zirveden uzaklaşırken Beşiktaş onun terk ettiği yeri dolduruyor.
Beşiktaş dünkü maç olmasaydı da bu çıkışını gösterecekti zirve ile arasında 5 değil de 8 puan olacaktı; ancak ne fark eder?
Galatasaray, Fenerbahçe ile dört puanlık farka rağmen ligin seyrinin kendi ellerinde olduğuna inanmaya başlamışken Beşiktaş’ın bunun tersini düşünmesine neden olacak bir şey olabilir mi? Hele çok daha dengeli ve olgun bir oyun anlayışıyla futbol oynamaya başlamışken?
Hiç kuşkusuz bu durum çok daha iştah açıcıdır.
Umalım ki Bilic yönetimindeki Beşiktaş takımı benzerlerini son üç sezonda sıklıkla gördüğümüz haliyle zirve yarışına ortak olduğu her sefer bunu taşıyamama, sonuna kadar götürememe alışkanlığından uzaklaşsın, büyük takım olma refleksleriyle hareket edebilsin.
Simao ve Quaresma gittiğinde orta alanada Fernandes nasıl kendini daha iyi ifade etme ortamı yakalamışsa bugün benzer durum Fernandes’in yokluğunda yaşanıyor. Fernandessiz oyunun bu kadar etkili olması Beşiktaş’a yeni bir alternatif sunuyor.
Bu şimdi Bilic’in yeni A planı olarak değerlendirilecek ikinci oyunu oldu.
Gerçek test elbette bu hafta sonu oynanacak Bursaspor ve haftaya Galatasaray maçları olacaktır.
Beşiktaş’ta bütün eksikleri kapatan Atiba aynen Galatasaray’daki Melo gibi takımın genel futbol anlayışında diğerlerinin planlarının daha iyi ortaya koyması için ortam sağlıyor.
Motta ve Franco’nun da yeni yeni oturmaya başladıkları takım düzenine alışmaları önemli bir bütünlük sağlıyor.
Elbette Almeida’nın sürekli gol atması da kaçırmasından daha farklı bir sonuç doğruyor.
Ve Olcay elbette.
Dünkü maçta Kasımpaşalı oyuncuların neredeyse hiçbir topu kalye isabetli şut olarak gönderememeleri ne kadar belirleyici olsa da kalede Tolga’nın güven veren duruşunun Beşiktaş’taki net görüntüyü sağlamlaştıran artı bir değer olduğunu söylememiz gerekiyor.
Daha çok su kaldıracak olmasına rağmen bu önümüzdeki iki haftanın ligin kaderinde çok etkili olacağını görüp, yaşayacağız. Özellikle Beşiktaş açısından...
http://twitter.com/uzaygokerman