Ligin bu bölümüne geldiğimiz sırada kadroda bu kadar rotasyon yapmak doğru olur mu sorusunu soracağımız bir karşılaşmaya çıktı Fenerbahçe ve ilk 15 dakikada yediği çok iki gol ile de yenik duruma düştü.
Fenerbahçe’yi geri döndüren de Lens’in ikinci golden sonra takımda ateşleyici gördüğü birkaç futbolcuyu bir kenara çekip motivasyon konuşması yapması oldu.
Sonrası malum; Fenerbahçe önce orta alanda hücum presi artırdı, peşinden kaleye aklı başında ataklar geliştirdi, ki bunların ilkinde rakip futbolcu kendi kalesine topu yuvarlamak zorunda kaldı.
Ve Fenerbahçe 2010-11 sezonunda oynanan Bucaspor maçından sonra ilk defa iki farklı yenilgi durumundan geri dönüş yaptı.
Şimdi burada konuşulması gereken birkaç önemli husus var.
1. Fenerbahçe neden bu kadar çok rotasyon yapıyor?
2. Rotasyon yaparken dahi neden oyun şablonu hiç değişmiyor?
3. Karşılaşmaların başlarında neden gücünü ortaya koyamıyor?
4. Neden rakipten daha fazla koşmuyor?
5. 1-0 geri düşmeyi nasıl oluyor da bu kadar çabuk kabullenebiliyor ve takım olarak direnç gösteremiyor?
Bu soruları sorma hakkımız var çünkü dün Fenerbahçe tüm bunların tam tersini yaparak maçı kazandı.
Bir yerlerden “rakip ölçü değil” diyen bir ses duyar gibi oluyorum; ölçü değil ancak 2-0 öne geçebiliyor o zaman geri dönüşü de konuşmaya hakkımız oluyor.
Fenerbahçe’nin rotasyon konusunda elini bağlayan en önemli konu Fenerbahçe’nin kendisinden kaynaklanmayan sebeplerdir. Bir takıma basit sebeplerden ötürü bu kadar çok kart çıkar mı?
Dün bir pozisyon sırasında Volkan Şen’in futbol hayatını bitirecek bir müdahale oldu; hakem Ali Palabıyık bırakın kart göstermeyi oyunu durdurma gereği duyup faul bile vermedi.
Volkan Şen’in yerden kalkamamasını Alanyaspor taraftarı zaman geçirme şeklinde değerlendirip, oyuncuyu daha sonra her fırsatta ıslıkladılar.
İşte Türkiye’de Fenerbahçe’nin maruz kaldığı durumun tipik özetidir bu.
Advocaat’ın Ozan ve Aatıf gibi iki kırılgan futbolcuyu kadroda tercih etmesi bu rotasyonun en sıkıntılı taraflarından biriydi.
Özellikle Ozan’ın maç boyunca kaptırdığı toplar, verdiği yanlış paslar Fenerbahçe savunmasını sürekli eksik yakaladı.
Galibiyet golünü getiren pozisyonun içinde bu ikilinin olmasıysa belki de dün Fenerbahçeli oyuncuların sahada verdikleri mücadelenin karşılığıydı.
Advocaat neden Fernandao’yu çıkarıp şablona uygun Van Persie’yi sokma ihtiyacı duydu bunu da çözmek çok kolay değil; sezonun ikinci bölümünde ve maçların bu kısımlarında Hollandalının yaptığı bu değişikliklerden Fenerbahçe hiç verim alamadı.
Gelelim Fenerbahçe’nin koşmasına, mücadele etmesine, sahada Fenerbahçe duruşunu rakibe kabullendirmesine…
Bu asla tartışılmayacak, yönetimlerden, teknik kadrolardan bağımsız her profesyonel futbolcunun aldığı paranın hakkını verme sorumluluğudur.
Lens bize iki haftadır bir şey gösteriyor; gösteri her ne oluyorsa olsun devam etmelidir!
Adamın babası vefat etti, çıktı oynadı, döndü Alanya’ya geldi orada da takımı topladı, kendinize gelin dedi, üstelik çoğunluğu Türk olan oyunculara yaptı bunu ve onların mücadelesiyle maç döndü.
Kuşkusuz ligde bu kadar geri kalan takımları hiçbir şey yokmuş gibi sezona konsantre edebilmek kolay değildir ancak böylesine boş vermişliği de anlamak, kabul etmek de mümkün değildir.
Bu maç Fenerbahçeli futbolculara bir şey göstermiş olmalıdır. Umarım öyledir.