Fatih Terim’in de altını çizerek yaptığı önemli tespit(!) “spor kültürümüzün olmayışı nedeniyle” yıllardır nasıl oynatılacağına bir türlü karar verilemeyen Kupa statüsü bu sene bir kere daha değiştirilerek bir kısmı çift bir kısmı tek maçlık eleminasyon ile oynanıyor.
Geçtiğimiz senelerde UEFA’nın Kupa formatlarına benzer şekilde lig usulü maçlar yapılıyordu.
Kupa’nın hiçbir maddi kazancı olmadığı ortadadır hatta kimileri maçları angarya olarak da görüyordu. Öyle gördüğü için de sürekli şikayetler oluyordu.
Kimi romantiklerin derdi başkaydı; Kupa’nın lig usulü oynanması küçük takımların eleminasyonlu sistemde tesadüfen de olsa bir üst tura çıkmasını engelliyordu. Alt liglerden gelen takımlar 6 maçlık maratonda nefesi yetmediği için ilk iki sıraya giremiyordu.
Bu şikayetler sonucu eleminasyonlu sistem geri gelince büyük takımlar olası sürprizleri engellemek adına as kadrolarına yakın sahaya çıkınca da 9-0, 5-1, 6-0 gibi skorlar devreye girdi.
Oysa lig usulü oynanırken teknik direktörler 6 maçlık seriyi hesap ederek maçlara hem daha genç ağırlıklı kadrolarla çıkıyor hem kadroya bir türlü giremeyen yedek oyuncuların maç ritmi kazanmalarını sağlıyorlardı.
İnsanın özü ne ise gözü de onu görürmüş;
“6 maç üzerinden oynanırken Kupa’nın heyecanı kaçıyor, kimse izlemiyor, ilgilenmiyor!”
Bu Kupa’nın statüsünden değil, bizim spora, futbola bakışımızdan kaynaklanan çok önemli bir sorundur.
Siz eğer insanların Kupa maçlarına olan ilgisini statü ile oluşturmaya çalışıyorsanız yapacağınız tek bir şey var maçları ilk sekize girmiş takımlar arasında çeyrek finallerden itibaren oynatmaktır.
Çünkü biz sporla değil, bir kaç büyük takımın kendi aralarında yapacağı maçların yaratacağı heyecanı ile ilgileniyoruz.
Esas sorunsa bu statü değişiklerine neden olan spor medyasındaki kafa karışıklığıdır.
Şimdi ne olacak?
Kupa’da yoluna devam etmek isteyen tüm takımlar maçlara as kadrolarıyla çıkıp, küçük takımları kısa sürede devre dışı bırakacaklardır.
Mesela Lig usulü oynansa Eyüpspor, Orhangazi Belediye, Kars 36 Spor gibi takımların ismini en az 6 hafta daha duyacak, burada top koşturan futbolcuların Süper Lig takımlarıyla daha fazla maç yapmalarına olanak sağlayacaktık.
Kupa, Avrupa’ya direkt olarak grup maçlarından katılmanın anahtarıdır.
Bu sene Galatasaray ve Fenerbahçe yoklar ancak Konyaspor Avrupa Liginde Kupa’yı kazanmanın verdiği avantaj ile mücadele ediyor.
Temmuz-Ağustos aylarında maç gerilimine girmenin sonuçlarını görüyor, yaşıyoruz.
Galatasaray’da işler yolunda gittiği için konuşulmuyor ancak terse döndüğünde Igor Tudor’a söylenecek ilk söz Avrupa’dan nasıl elendiği olacaktır; Hoca da unutamamış basın toplantısında o adını söylemekte zorlandığımız takımın Avrupa’da ilk 32 takım arasına girdiğini ifade ediyor.
Daha fazla maç yapmak, daha çeşitli oyuncunun sahaya çıkmasını sağlamak için Kupa’nın tekrar lig statüsünde oynatılması önemlidir.