Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Türkiye son birkaç senedir daha önce hiç bilmediği, fark etmediği ya da görünenin tam tersinin doğru olduğu gerçeklerle yüzleşiyor. Özellikle 15 Temmuz Darbesi bu anlamda önemli bir farkındalık gösteriyor.

Yıllarca bu köşelerde bir özdeyişi dile getirmiştim.

“Görünen ile içerik aynı olsa bilim olmazdı.”

Türkiye’nin düzenini, rotasını değiştirmek isteyen unsurlar yıllardır çeşitli kumpas senaryolarıyla önlerine çıkan engelleri aşmaya gayret gösterdiler.

O yıllarda Ergenekon ve Balyoz Kumpaslarında Türkiye’nin karanlık yüzünü aydınlatıyoruz algısı sergilenmeye verilmeye çalışılırken paralel yapılanmayla içten içe nasıl derin devlet ve darbeci bir zihniyetin oluşturulduğunu 15 Temmuz günü gördük.

Haberin Devamı

Şaşırdık mı; hayır! Çünkü biliyorduk.

3 Temmuz’da Fenerbahçe’nin şike yaparak şampiyonluk kazandığına dair büyük bir operasyon düzenlendiğinde de topluma gösterilenle içerik kuşkusuz birbirinden farklıydı.

"Şike Kumpas Davası" bu anlamda anlamlıdır; gerçeğin ne kadar peşindedir süreç içinde görebileceğiz.

Son 30-40 yılda tüm ülkeyi örümcek ağıyla ören ve bir şekilde şebekeye çeviren bu yapının sporla ne kadar yakından ilgili olduğunu da artık biliyoruz. Bunun ülkeyi çoktan terk etmiş birkaç isim etrafında konuşulamayacak kadar derin bir yapılanma olduğuna şüphe duymamak gerekiyor.

3 Temmuz’dan kısa süre önce ve hemen aynı gün ekranlarda boy gösteren, daha iddianame bile ortaya çıkmamışken bir şekilde beslenerek topluma zehirli algı saçan karakterlerin hemen hepsi hala bulundukları mevkileri işgal etmeyi sürdürüyorlar.

Bu ülkede 3 Temmuz denilince akla gelen ilk isim Mehmet Baransu oluyor da Mehmet Baransu ile oradan oraya koşturan, birlikte Trabzonspor forması giyip, fotoğraf çektirip, davet edildikleri seminerlerde o algıyı vermeyi sürdürenler neden sorgulanmıyor bu gerçekten cevaplandırılması gereken çok önemli bir sorudur.

Aykut Kocaman Cumartesi günü haklı bir şekilde kameraların karşısına geçti ve şöyle bir açıklamada bulundu.

"Doğru çalışarak olmuyor. Yan yollardan gitmeyi öğrenmek lazım. Bu kadar ter dökerek, çalışarak, çabalayarak, gelişerek yol almanın bu sezon bir kez daha imkânsız olduğunu gördük. Bizim ülkemizde ilişkilerin olduğu, iyi ilişkileri düzenleyenlerin daha önde olduğunu görüyoruz. Ne diyeyim, söyleyecek çok fazla bir şey yok."

Haberin Devamı

Bu beyanatın hemen ardından Aykut Hoca’ya malum çevrelerden saldırılar başladı.

İlk cevabı verenin 3 Temmuz’da ilk tavır sergileyen, Mehmet Baransu’nun yakın çalışma, gezi arkadaşı ve birlikte Trabzonspor formasıyla pozveren kişi olmasını eşyanın doğasına uygun buluyorum.

Aynı kişinin yıllar yıllar önce bir başkasının ağzından alıntılanmış ve tarihin derinliklerinde cımbızla aranarak bulunduğu çok belli bir karşılaşmada Aykut Kocaman’ın içinde olduğu pozisyona dair yine zehirli algı saçan yorumunu Twitter’da profiline sabitlemesi bizi şaşırtıyor mu?

Hayır!

Meseleyi çok daha açık ifade edelim.

Türkiye’de birçok şey gibi spor da belli ilişkiler ağıyla örülmüş durumdadır ve 3 Temmuz’da aslında kendini kelimenin tam anlamıyla ifşa etmiştir.

Haberin Devamı

3 Temmuz’daki organize suç örgütü Fenerbahçe değil; 3 Temmuz’un bizzat kendisi ve o gün sahneye çıkmış kişileriydi.

Bu nedenle Mayıs 2013’te çıkardığım “3 Temmuz ve Fenerbahçe İdeolojisi” isimli eserimin girişine çocukluğumda yaşadığım bir anımı aktararak başlamıştım.

Tarih beni haklı çıkardı.

Yıllar önce büyük bir ihtimalle ben 10-11 yaşındayken evimizin arka bahçesinde benden bir yaş küçük bir arkadaşımla toprak kazıyorduk.

Kazarken bir madeni para buldum. Üzerinde 1 cent yazıyordu. Her ikimiz de çok heyecanlanmıştık.

Paraya bakarken arkadaşım elimden aldı ve kaçarak uzaklaştı.

Bir süre sonra sokakta bir araya geldik.

Annelerimiz pencereden bizlere bakıyordu ve arkadaşım kendi annesine az önce benden çaldığı parayı gösteriyor ve bulduğunu söylüyordu.

Canım çok sıkkındı ve ona saldırmak istiyordum.

Sonra bir boşluk buldum ve elindeki parayı ondan aldım.

Ancak daha büyük bir sorun oluştu. Çocuk bütün sokağı ayağa kaldıracak şekilde bağırmaya başladı ve beni hırsız ilan etti.

Annem bile “oğlum çocuğun parası versene” diye azarlıyordu.

Ne kadar “parayı bulduğumu, bunun bana ait olduğunu” anlatmaya çalışsam da kimseyi ikna edemedim.

Hırsız kimdi?

Çaresizce ona iade ettim. (3 Temmuz ve Fenerbahçe İdeolojisi – Uzay Gökerman)

Aykut Kocaman 3 Temmuz’un gerçek mağdurlarından ve aynı zamanda kahramanlarındandır.

“Gerçeklerin bir gün ortaya çıkması gibi bir huyu vardır” diye çok önemli bir tespit yapmıştır.

Aykut Kocaman’ın demecinden rahatsızlık duyarak ona yine aynı yerden saldıranların mutlak surette gocundukları, gerçeklerin ortaya çıkma huyundan endişe duydukları kaygıları vardır.

Çünkü “korkuyorlar!”

Biz o gerçeğin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir gün tarih önünde hesap vereceklerini de.

http://twitter.com/uzaygokerman