Sezonun ikinci yarısı başlayalı 3. haftayı tamamladık.
Lider Galatasaray 5 puan, Beşiktaş 7 puan, Fenerbahçe de dünkü maçla birlikte 5 puanı kaybetmiş oldular.
Galatasaray'ın en yakın rakibiyle arasındaki fark hala 4, Fenerbahçe'yle de 6 puan olduğu için cebinde birden fazla maç için kredisi varken, Fenerbahçe için aynı şeyleri söylemek mümkün değildir.
Fenerbahçe Elazığspor maçıyla birlikte Sivasspor'a da 3 puanı tepside sunarak eline geçen bu büyük fırsatı geri çevirmiş oldu.
Fenerbahçe yeni üç transferinin merakı ve liderin de puan kaybetmesiyle heyecanlanmış coşkulu, arzulu, tutkulu taraftarının önüne çıktı. Aslında kadro kurulumu olarak kimsenin de itiraz edemeyeceği oyunculardan kuruluydu. Maça iyi de başladı.
Ancak...
Fenerbahçe'nin savunmasında işin önemi konusunda yeterince bilinçlenmemiş ya da anlamamış oyuncuları var.
İlk golde Bekir'in Eneramo'ya neredeyse rahat vurabilmesi için doğru açıyı gösteren bir pozisyon alışı var ki herhalde bunun modern futbol literatüründe karşılığı yoktur.
Bekir'in bu sezon yaptığı hataları oturup tekrar tekrar izlemesi gerekiyor.
Ayrıca kaleci Volkan için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor, Bekir'in pozisyon alışı hata ancak böylesine basit bir şutu kaleye almak da çok ayrı bir kalecilik vurdum duymazlığı olsa gerekir.
İki noktadan bir doğru geçerse, iki yanlıştan çok rahat bir gol çıkarırsınız.
İkinci golde Bekir ve Egemen'in gol vuruşu yapacak iki oyuncuya karşı aldıkları savunma duruşu ve vuruş anındaki düştükleri durum da yine bu iki oyuncu için affedilmesi ve anlaşılması olanaksız büyük bir hatadır.
Şampiyonluğa oynayan bir takımın savunmasında böyle iki stoper olmaz.
Şampiyonluğa oynayan bir takım sezon içinde çıktığı maçların üçte ikisine yenik başlamaz; hele bu gollerin büyük bölümü böylesine basit, tamamen savunma ve kalecilik hatasından yenmişse...
Kuşkusuz madalyonun bir de hücum tarafı var.
Fenerbahçe sezon başından bu yana bir sistem oturtma gayreti içinde; maalesef eldeki kadronun buna uygun olmadığı net olarak görüldü. Ancak ara transfer dönemini de bu anlamda doğru değerlendirilemedi.
Webo, ligimiz standartları için çok doğru bir oyuncuydu; Ocak ayının hemen başında bu transfer bitirilebilmeliydi. Webo tercihinin ne kadar isabetli olduğunu oynadığı süre içinde net olarak görebildik. Oyundan çıkış sebebinin sezon başı kampına katılmamak olduğunu tahmin ediyorum. Webo dün sahada kalan oyunculardan biri olmalıydı.
Orta alanda çok önemli bir yaratıcı oyuncu eksikliği vardı.
Neredeyse şapkadan tavşan çıkarılıyor. Sol ayaklı Zeigler sağ ayağıyla Webo'ya gol pası çıkarıyor. Bunlar ekstra pozisyonlardır, beklenen bu değildir.
Emre elbette doğru transfer ancak beş günde her şey yoluna giremiyor.
Fenerbahçe dün 17 korner atışı kullandı. Büyük bölümünü Emre attı. Maalesef çok başarısız duran top organizasyonlarıydı. Emre neredeyse her kornerde aynı şeyi ısrarla denedi ve ısrarla da olmadı. Bu işler çalışmayla, bir arada olmakla kazanılıyor.
Gelen üç oyuncunun Fenerbahçe'ye yine de farklı bir hava ve zenginlik getirdiği ortadadır. Ancak burada geç kalınmışlık çok önemli bir sorun olarak ortada durmaktadır.
Transferlerin bu kadar gecikmesi hatta istenen oyuncuların alınamamış olması yönetimsel bir eksikliktir.
Fenerbahçe dün Sivasspor kalesine 20'den fazla şut göndermiştir.
Maçın efektif zamanda üçte ikisi Sivasspor yarı sahasında oynanmıştır.
Bir penaltı kullanılamamıştır.
Ancak olmamıştır.
Fenerbahçe ligin genel yapısı içinde sıradanlaşmıştır; tek tesellisi bu sıradanlığı bozacak istikrar gösterecek bir takımın da ortada olmamasıdır.
Son olarak sahanın zemini için bir şeyler söyleyelim. Her vuruşta bu kadar çimin, toprağın havalandığı bir zeminin futbol oynamaya ne kadar elverişli olduğu tartışmaya açıktır. Emre'nin korner vuşuru yaptığı köşelerde neredeyse top duramaz hale geldi.
İyi futbol doğru ve güzel zeminlerde oynanır.
http://twitter.com/uzaygokerman