Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Üç gün önce Malatya’da berabere kalan takım oyuncularının ortaya koydukları performans o kadar yerden yere vuruldu ki dün sahaya kim çıkarsa çıksın bir gurur mücadelesi sergileyeceklerini beklemek için kahin olmaya gerek yoktu herhalde.

Emre Belözoğlu teknik direktörlük kariyerinin üçüncü maçına çıkarken önceki iki karşılaşmada öğrendiği deneyimlerden bazı dersler çıkardığı da görülüyordu.

Denizlispor maçı sonrasında nasıl bir yorum yapmıştık?

Kısa dönemde maksimum kazancı getirecek bir oyuncu grubu ile yola çıkılması pragmatist bir yaklaşımdır ve doğrudur.

Haberin Devamı

Sezonun bu bölümünde bazı oyuncuları kazanmak için çaba harcanmasına hiç gerek yoktur.

Hocanın kafasına uyan, ne istediğinden anlayacak, kolay iletişim kurabileceği ve kuşkusuz ona yakın bir oyuncu grubundan hedefe ulaşacak bir takım yaratması pekala mümkündür.

Bence ilk iki maçta Emre Hoca bu tercihleri sahaya çıkardı. Özellikle Yeni Malatya karşılaşmasında bazı oyuncuların beklenenin altında kaldığı görüldü.

Mesela Gustavo sakatlıktan döndükten sonra önceki Gustavo’nun oldukça uzağındaydı ve bir ezberin bozulmasının zamanı gelmişti.

Ayrıca Fenerbahçe’nin santrafor olarak transfer ettiği oyuncuların elde patlamış olduğu da bir gerçek; haftalardır hemen tüm yorumcuların ortak fikri bunlarsız da takım içinden bir golcü çıkarılabileceği daha güçlü bir şekilde seslendiriliyordu.

Samatta ve Cisse Fenerbahçe’de kariyerlerinin dibine vurdular. Israr edilmesi gereksiz bir çaba hele kalan 8 maç gözönünde bulundurulduğunda kaybedilecek zaman da yok.

Bu nedenle Valencia’nın forvet, Gustavo’nun yedek soyunması bir anlamda öğrenilmiş dersti.

Ancak bu yetemezdi; önceki iki maçta beklenen etkiyi yaratamamış kimi oyunculara da uyarı şarttı.

Ozan Tufan’ın her topu alıp, ceza sahası önünde kendine boşluk yaratarak kaleye şut çekmesi gerekmiyordu.

Evet, Milli maçta buralardan sonuç alıcı pozisyonlar izlemiştik ancak bazen olmayınca olmuyordu ki Yeni Malatya karşılaşmasında bunu çokca zorlamıştı.

Dün akşam da kaleyi bir kere yokladı.

Mert Hakan’a yaptığı asist tam da Ozan Tufan’dan beklenendi; orada arkadaşına vermeyip, yine öncekiler gibi ortaya yönelip kaleye şut çekebilirdi. Kimbilir belki gol de olurdu ancak bunun takım oyununa etkisi yine malül kalırdı.

Haberin Devamı

Oyunu tek yönlü hale getirdiğinizde rakibinizin size karşı önlem alması da kolaylaşıyor.

Ozan Tufan buralarda pas vermez, sürüp şut çeker zaten beklentisi yaratıp bunu da pratiğe dönüştürürseniz o kalenin gol boşlukları rakip tarafından kapatılır veya sizin hareket alanınıza doğru önlem alınır. Kuşkusuz böyle olmuş olmalı ki Mert Hakan’a çok müsait bir ortam bırakıldı.

Mert Hakan’ın şutu ne kadar değerliyse Ozan Tufan’ın asisti ondan iki kat kıymetliydi.

Bir diğer detay takımın topu paylaşmasıydı.

Caner bu maçta 86 defa topla buluştu. Bu sayı Yeni Malatya maçında 111, Denizlispor karşılaşmasında 122 idi.

Genel anlamda oyuna katkı bakımından bu maçta Sosa’nın 77, İrfan Can’ın 76, Mert Hakan’ın 55 defa topla buluşmaları Fenerbahçe’nin orta alandaki pas organizasyonu açısından önemliydi.

Haberin Devamı

Yine Caner’in bu karşılaşmada aldığı her topu ceza sahasına şişirmeye çalışmadan biraz daha kontrollü oynadığı izledik. Ancak üzerine biraz daha çalışması gerekiyor. Mesela bazen ceza sahasının içine girerek, çizgiye inme opsiyonunu kullanmak başka bir fark yaratabilir.

Pelkas’a gönderdiği ve onun da Valencia’ya asist yaptığı pozisyon ilham verici bir atak organizasyonuydu.

Buralar hücumla ilgili olumlu değerlendirmeler oldu.

Aynı şeyi savunma için söyleyebilmek çok kolay değil. Gaziantep çok yaratıcı bir ekip ve kolaylıkla rakip alana geçebiliyor. Dünkü maçta da başarılı hücum denemelerini izledik. Bu açıdan Fenerbahçe’nin fazlasıyla şanslı olduğunu da söylemek mümkündür. Çok net 3 pozisyon yakaladı Gaziantep FK takımı. Bunların bir kısmının kaleyi isabet sağlamaması skorun değişmemesinin başlıca nedeni oldu.

Yediği gol öncesinde Serdar Aziz’in Kenan’a yaptığı faul akıl alır gibi değildi. Fenerbahçe’nin stoperi o pozisyonun oluşmasına neden olacak bu hamleyi yapmamalıdır.

Altay’ın barajı kurarken kendine fazla güvenmesi ve Pelkas barajın arkasında yerde pozisyon almışken kaldırması belki ikinci hata oldu. Sonra da topun kale içinde sekmesine izin vermesi de kararın VAR’a gitmesine neden olan üçüncü hataydı.

Bu kadar seri hatalardan zaten bir tanesi sezon boyunca Fenerbahçe’nin gol yemesi için yeterliyken, üçünün bir araya gelmesi neredeyse sayıyı garanti haline getirdi.

Daha fazla dikkat, konsantrasyon ve kuşkusuz mücadele gerekiyor.

Hücumda etkiyi artıran bu oyuncu grubunun orta alanda direnç merkezi halinde kalması önemli.

Başta hedefe ulaşacak bir oyuncu grubundan söz etmiştim; esas mesele bunların ezbere bir arada oynamaya alışması ve akışkan bir oyun oynayabilmesi için daha fazla mesai harcamasından geçiyor.

Bunun için Emre Hoca’nın maçın sonuna kadar 5 oyuncu değişikliğine kafayı takmadan devam etmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

Sakatlık veya ceza olmadıkça bazı maçlarda 75 dakikayı zorlamak gerekiyor.

Sezonun boyu iyice kısaldı.

8 hafta var; Fenerbahçe’nin 7 maçı kaldı.

Beşiktaş ve Galatasaray 8’er maç yapacaklar.

Galatasaray’ın Fenerbahçe’nin 4, Beşiktaş’ın da 8 puan gerisinde kaldığı gözününde bulundurulduğunda bunu değerlendirmek gerekiyor.

Kimsenin diğerinden daha kolay maçı olduğu yanılgısına düşmeden işini ciddiyetle yapması mutlak surette sonuca direkt etkide bulunacaktır.

Fenerbahçe’nin yeni sezonda tekrar sıfırdan başlamaması için bu oyuncu grubunu önümüzdeki sezona da taşıyacak bir futbol aklının kalan maçlarda planlamasının da önemli olduğuna inanıyorum.