Ezeli rekabetlerde hatırlayabildiğim en renkli transferlerden biri Galatasaraylı Büyük Mehmet’in Fenerbahçe’ye geçişiydi. Sekiz ya da en fazla dokuz yaşındaydım bu transferi ilgiyle takip ettiğimi anımsıyorum.
Büyük Mehmet o yıllar orta sahada oynayan en iyi oyunculardan biriydi. Yıllar sonra Oğuz Çetin’i izlerken Büyük Mehmet ile benzerlikler kurduğumu bilirim. Büyük Mehmet ve Cemil Turan çok yakın arkadaştılar ve ikisinin de hayali aynı forma altında top koşturabilmekti. Evet, Büyük Mehmet Fenerbahçe’ye geldi ancak Cemil sakatlandı ve çok uzun süre top oynayamadı. Büyük Mehmet de sahalarımızdan sessizce çekildi. Şimdi ne yapıyor bilmiyorum.
Benzer öykü Tanju Çolak ile Rıdvan Dilmen arasındaydı. Milli forma altında çok uyumlu futbol oynayan bu ikiliyi ayıran renkler ezeli rekabetin temeliydi. Ancak nasıl olduysa Tanju Galatasaray’dan koptu ve Fenerbahçe’ye geldi. Rıdvan ve Tanju’nun hayalleri gerçek mi oldu? Hayır! Rıdvan’ın bitmek bilmez sakatlıkları buna engeldi.
Osieck döneminde iki futbolcu da kadro dışı bırakıldı.
Tanju Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra fazlasıyla iniş çıkışlı bir hayat yaşadı. Futbolu bıraktıktan sonra kuş mu deve mi misali hangi takıma ait olduğunun adı konulamadı.
Yakın dönemde Sergen Yalçın da aynı yollardan geçti. Tüm büyüklerin formasını giydi. Galatasaray’da şampiyonluk yaşadı. Tekrar Beşiktaş’a döndü.
Tümer Metin’in Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geçiş öyküsü de en az Gökhan Gönül macerası gibidir.
Tümer kendini Beşiktaşlı olarak ifade etse de Beşiktaşlılar için formasını bırakıp gitmiş biri olarak anılıyor.
Fenerbahçe’den Galatasaray’a giden Revivo, Baliç gibi oyuncular mutlu oldu mu?
Ya da Fenerbahçe’den yakın dönemde Beşiktaş’a giden ve neredeyse yedekleriyle tam bir kadro oluşturan futbolculardan kaçı kalıcı izler bırakabildi?
Bugün Rüştü Reçber tam anlamıyla Araf’ta duran bir görüntü sergiliyor.
Çok önemli mi?
Şunu hiç unutmamak gerekiyor, futbol bugün profesyonel bir iştir ve tüm futbolcular kulüplere sözleşmeleri kadar bağlıdır.
Dün Gökhan Gönül gol attığında Fenerbahçe armasını öpüyordu, yarın Beşiktaş’ınkini öpecek!
Hangisi gerçek?
Futbolu meslek olarak icra eden oyuncunun kim ne derse desin kulübü olmaz!
Ancak bazı kulüpler için kimi futbolcular özeldir. Aynen futbolcular için kulüplerinin özel olması gibi…
Zaten o futbolcular takımlarıyla efsaneleşirler.
Owen, Liverpool’da kalsaydı muhtemelen adı Gerrard gibi anılırdı. Gerrard başka bir futbolcuydu.
Terry’nin, Lampard’ın Chelsea’deki anlamı gibi…
Messi ile Ronaldo’yu birbirinden ayıran özellik de burada gizlidir.
Roma’da Totti, Juventus’ta Del Piero…
Gelelim Gökhan Gönül hikâyesine…
Bu transferde tuhaf olan şey bizim bilmediğimiz detaylarda gizli duruyor ve ülkemizde böyle bilgilere ancak bir iki kişi ulaşabiliyor.
Büyük anlam ve gizem içeren mesajların içinden gerçek nedir arayıp duruyorsunuz.
Neden bir kişi çıkıp doğruyu olduğu gibi açıklamıyor, bilemiyoruz.
Fenerbahçe Gökhan Gönül’ü istemiyor mu? Yollarını mı ayıracak? Burada tuhaf olan şey nedir?
Gökhan Gönül artık Fenerbahçe’de oynamak yerine başka maceralar mı arıyor? Olamaz mı?
Fenerbahçe’nin geçtiğimiz sezon takım içinde bir sürü tuhaflıklar olduğunu şimdi çok daha yakından anlayabiliyoruz.
Diego’nun Galatasaray maçında Gökhan Gönül’e dayılanmasına karşısında nasıl tepki gösterdiğimi okuyanlar hatırlayacaktır; ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmıyormuş demek ki!
Caner Erkin Fenerbahçe’de devam edecek olsa yine aynı maç öncesinde Hocasına çıkışabilir miydi?
Dikkat edin sezonun kırılım maçlarındaki tuhaflıklara bakın!
3 Temmuz’da Fenerbahçe Emenike ile sezon içinde görüştüğü için yargılandı! Türkiye buralardan geçti, ancak çabuk unutuluyor.
Gökhan Gönül bu sezon Fenerbahçe’ye ne verdi? En kritik maçlarda Gökhan Gönül’ü sahada görebildik mi?
Gönül’süz bir Gökhan izledik.
Bu durum Gökhan’ın olduğu kadar Fenerbahçe’nin de sorumluluğundadır.
Hele son transfer sürecinde yaşananlara kimse vefa, ilke, profesyonellik demesin!
Milli Takım kampında yaşanan para pazarlıkları bazı değerlerin bu ülkede hiç olmadığını göstermiyor mu?
Geçmişte Hakan Şükür, Mehmet Okur aynı şeyleri yapmadı mı?
Kimi kimden ayıracağız?
Neremiz doğru sorusunu her yerde soruyoruz, düzeltmek için hiçbir çaba yok maalesef, daha çok da normalleştirme, yok sayma girişimimiz var.
Ülkemizin genel sorunu dürüstlük ve samimiyette düğümlenip kalıyor.
http://twitter.com/uzaygokerman