Mustafa Denizli Galatasaray’ın sorununun mental olduğunun teşhisini yaparak göreve başladı. Bunun doğruluğunu ilerleyen haftalarda göreceğiz.
Ancak Hamza Hamzaoğlu’nun gönderiliş sürecinin öncesinde takım içinde önemli fikir ayrılıkları olduğunun sinyallerini de alıyoruz. Bir kere durduk yerde bir anda teknik direktörün görevine son verilmesi bile başlı başına mental bir sorun yaratacağını kabul etmek gerekir.
Bu bir fay kırığıdır. Kırığın bir bölümü olandan memnun olacağı gibi diğer kesim hayal kırıklığı yaşayacaktır.
Hamzaoğlu’nun gönderilmesinde etkili olduğu iddia edilen Umut Bulut bir yana dün maçtan birkaç saat önce Sabri Sarıoğlu’nun sözleşmesinde yapılan düzenlemenin de bu yönde atılmış bir adımdı.
Karşılaşmanın ilerleyen dakikalarında taraftarın Sabri’ye yönelik tepkisi de bütün bunların sonucuydu.
Galatasaray’ın uzun zamandır belli bir rasyonellikten uzak yönetildiği bir gerçek; Umut, Sabri gibi oyuncuların sözleşme yenilemeleri bir yana aldığı ücret ve sözleşmelerini uzatma opsiyonları hep kafa karıştıran detaylar oldu.
Bunlar bildiklerimiz, bilmediklerimiz de ayrı bir kategoriyi oluşturuyor.
Böyle zamanlar zordur ve takımın ne oynuyor olduğundan çok bir şekilde sonuca gidiyor olmasının önemli olduğunun bilinmesi veya kabul edilmesi gerekiyor.
Buraya kadar olanlar, Mustafa Denizli’nin mental vurgusuyla bağlantılıydı.
Sahaya çıkan kadro, diziliş, yerleşim?
Mustafa Denizli’nin takımda yaptığı en belirgin değişiklik Hakan Balta’nın yeriyle ilgili oldu. Bu haliyle Galatasaray’ın sol kanadında işlerin nasıl ilerleyeceğine yönelik bir düzenlemeydi.
Modern futbolda sağ ve sol savunma oyuncuların özellikle hücumda ne şekilde oynuyor oldukları çok önemli bir taktik varyasyon haline geldi.
Ülkemizde bunun en belirgin farkını Fenerbahçe ortaya koyuyor.
Caner’in yokluğunda uzun süre Fenerbahçe’nin sol kanadından atak organizasyonu üretilemiyorken, Hasan Ali’nin burada istenilen oyun şeklini yerleştirmesi aradaki eksikliği kapatıverdi.
Hakan Balta böyle bir kanat oyuncusu mudur?
Yani Galatasaray’ın sol kanadında oynayacak hiç mi futbolcu yoktur da yaklaşık bir senedir stoper oynamış bir futbolcuyu tekrar kanatlara çekip, üstelik sürekli bindirme yaparak oynaması tercih edilmektedir.
Hakan Balta klasik bir stoper gibi zaman zaman ileriye çıkıp rakip ceza sahası içinde gol arayan bir futbolcuydu zaten ancak ondan bir Caner Erkin, İsmail Köybaşı’nın yaptıklarını beklemek ne derece rasyoneldir dahası pragmatiktir burada bir soru işareti olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray dün akşam futbol adına uzun süre bir şey yapamadı. Rakip kaleye şut bile çekemedi.
Bu Galatasaray’ın karşısında geçen seneki Bursaspor olmuş olsaydı başka şeyler olurdu ve muhtemelen farklı bir sonuçla karşılaşılırdı.
Ancak Bursaspor o kadar etkisiz ve sonuca gitmekten uzaktı ki Galatasaray gibi bir takımın kendi evinde Bursaspor’a karşı sonuca gitmemesi anlamsız olurdu.
Zaten elinizde Podolski gibi bir futbolcu varken olayı çözmemeniz mümkün değildir.
Podolski ile Sneijder bambaşka karaktere ve özelliklere sahip futbolcular. Podolski bir şekilde oyunun içinde bir çözüm buluyor. Küsmüyor, didişmiyor; sonuca gidiyor.
Sneijder, belki Türkiye’de üçüncü sezonunu yaşıyor olmasının da etkisiyle saha içinde ilerleyen dakikalarda başka şeylerin etkisine giriyor.
Dün sahada Podolski olmasaydı Mustafa Denizli’nin ve dolayısıyla Galatasaray’ın işi daha da zorlaşırdı, çünkü bir süre sonra gereksiz saha içi gerilimleri başlamıştı.
Galibiyet önemli, sonuç önemli ancak bu futbolun hiçbir şey için yeterli olmayacağı da ortadadır.
Mustafa Denizli takımla oynamaya soldan başladı, ilerleyen haftalarda neler deneyecek işte bu Galatasaray’ın takım kurgusunda etkili olacaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman