Tam anlamıyla tek devrelik bir karşılaşma izledik, sahadakilerin de tek devre oynadıkları bir maçtı.
Galatasaray'ın özellikle ilk yarı çok etkili bir futbolu vardı; İBB ise her iki devrede de silik bir oyun ortaya koydu. Uzun zamandır 3 büyükler karşısında bu kadar pasif bir İBB görünmüyordu.
Galatasaray'ın formda ve yetenekli, yaratıcı ayakları İBB'nin ilk yarıdaki bütün yaşam fonksiyonları ortadan kaldırdı.
İBB savunmasının solu, Galatasaray hücumunun sağ kanadındaki geniş boşluk ve koridor öylesine iştah kabarıyordu ki Galatasaraylı oyuncuların başka hiçbir şey yapmadan topu ö bölgeye bir şekilde atması yeterli oluyordu.
Öyle ki, Bülent Korkmaz'ın tam önünde son sürat gidip gelen Eboue, Hamit, Burak, Drogba'nın yarattığı rüzgarın cereyan etkisiyle hastalanmasından endişe bile duymadık değil hani...
Her iki golde de İBB'nin bu boş bıraktığı alana doğru hareketlenen Burak ve Eboue'nin iş bitirici etkisi vardı.
Bülent Korkmaz bütün bir devre hiçbir müdahalede bulunmadan bu durumu izledi. Hiçbir hamle, değişiklik yapmaması tam bir teknik direktörlük zafiyetidir.
Galatasaray'ın bu devre iki golde kalmasıysa büyük bir şansıydı, çünkü çok daha büyük bir fark olması gerekiyordu.
İkinci devre Galatasaray, hafta arasında oynayacağı zor Şampiyonlar Ligi karşılaşmasını da düşünerek oyunu rölantiye aldı ki böylesi üst düzeyde mücadele eden bütün takımların yapması gereken doğru taktiksel değişiklikti.
Galatasaray'ın gevşek oyunu İBB'ye daha fazla topla oynama olanağı verdi. Topu İBB'ye bırakıp aktif dinlenmeye geçti.
Bülent Korkmaz bu durumu maç sonunda topa daha fazla sahip olup, etkili oynamakla açıkladı. Kuşkusuz büyük bir yanılgı içindeydi. Oyunu bu şekilde okumayı, görmeyi, değerlendirmeyi sürdürürse, İBB yıllardır görmediği bir pozisyonda ligi tamamlayabilir, Bülent Korkmaz da sezon sonunu göremez.
Burak Yılmaz iki gol atarak çıkışını sürdürdü. İlk golde kaleci Eduardo'nun büyük zamanlama hatası olsa da vuruş tekniğinin kaleciyi ters tarafa yatırdığını söyleyebiliriz.
Drogba ile Burak'ın uyumu ise göz kamaştırıyor. Kuşkusuz bunda doymuş yıldız futbolcu olgunluğunun altını çizmemiz gerekiyor.
Aynı pozisyonda Burak olduğunda, etrafındaki arkadaşlarına pas vermeyi son tercih olarak kullanıyor, hele golü bulmamışsa kesinlikle sonuna kadar deniyor. Oysa Drogba her pozisyonda Burak'ı arıyor ve etkili bölgede de onu topla buluşturmayı başarıyor. açıkçası Drogba bu zamanda Galatasaray'ın şansı oluverdi.
Sneijder ise aynen Hamit gibi takımın içinde yabancı dilde konuşan ve anlaşamayan futbolcu gibi oynuyor. Selçuk ile iyi bir ikili oldukları söylenemez. Hatta aslında birbirlerinin çelişkisi gibiler. zaman istiyor, bu sezona yetişir mi göreceğiz.
Hamit'in bir pozisyonda çaprazlama İBB yarı sahasını geçip, Sneijder'e bıraktığı ve Hollandalı oyuncunun direkte patlayan şutu her iki oyuncunun da şanssızlığıydı. Bu top gol olsa her iki oyuncuyunun birbirini tamamlayan bu iki hareketi çok konuşulurdu.
Eboue'nin sağ kanattan bindirmeleri çok etkiliydi.
http://twitter.com/uzaygokerman