Cumartesi gününe ait yazımı şu cümleye bitirmiştim.
"Pazar günü oynanacak karşılaşmaların ligin kaderine etkisi çok yüksek olacaktır. İlginç bir hafta sonu bizleri bekliyor."
Öyle de oldu. Özellikle Kasımpaşa-Beşiktaş mücadelesi tam anlamıyla bombaydı.
Önce Galatasaray'ı konuşalım.
Hava muhalefeti karşısında doğru iktidar duruşu gösterilemediği için bir sonraki güne uzayan Şampiyonlar Ligi karşılaşması nedeniyle Galatasaray'ın Süper Lig'deki maçında da bir gün erteleme oldu.
Yedikleri gole rağmen Mancini üçlü savunma kurgusuyla Galatasaray'ın fazlasıyla sorunlu defans bloğuna çeki düzen verdi. Maç boyunca rakibine önemli bir pozisyon vermezken bu özgüvenle 37. dakikada Hakan Balta'yı kenara alıp Burak'ı oyuna sokan İtalyan teknik adam televizyonlardan yansıyan görüntüye göre kağıda 4-1-4 dizilişini yazdı.
Kağıtta Burak için sol, Umut için de sağ kanat yazılmasına karşın Burak sürekli göbekte oynamaya devam etti. Yani bir şekilde Mancini ne yazarsa yazsın, ne söylerse söylesin sahada yine bildiği gibi oynayan oyuncular olması teknik direktörün bir açmazı olsa gerekir.
Örneğin Drogba'nın gerçekten kenardan aldığı taktikle oynayıp oynamadığını fazlasıyla merak ediyorum.
Umut, Drogba, Sneijder ve Burak'lı hücum hattı iki gün önce Kadıköy'de sahada basmadık yer bırakmayan ve sürekli gol kovalayarak rakibini sahadan silen Fenerbahçe'nin oyun anlayışına benziyordu.
Rakibin üzerine ne kadar güçlü gidersen daha az savunma yapmak zorunda kalırsın; hele rakibin hücum yapmada yetersiz kalıyorsa işin çok daha kolay olur.
Melo'nun çok etkili ve dikkatli oyunu Galatasaray'ın geri ile orta sahasının arasındaki alanı kapattı. Bu da Selçuk'a daha fazla hareket serbestliği sağladı.
Hiç kuşku yok ki Galatasaray çok daha kompakt, total bir oyun oynamaya başladı. Ancak sonuca etki eden şeyler çok sınırlı kalıyor. Bu sene kim ne derse desin Galatasaray'ın bu dağınıklıktan ve belirsizlikten kurtulup lig yarışına ortak olması zor gözüküyor.
11 puanlık fark sadece sayısal bir üstünlüğü göstermiyor; futbol olarak da önemli eksiği var sarı kırmızılı takımın.
Gençlerbirliği'nin oyun kuran hücuma kalkan oyuncularının topu ayaklarında fazla tutması Galatasaray'ın savunmada kalabalıklaşmasına da pozisyon almasına da yardımcı oldu.
Gosso, Stancu, etkisiz Jimmy'nin yerine oyuna giren Mervan çalımı düşünmekten topu bir türlü boş durumdaki arkadaşlarına atamadılar.
Gençlerbirliği için bir puan yine de kârlı bir sonuç oldu.
Tek devrelik Beşiktaş
Kasımpaşa-Beşiktaş mücadelesi tekrar eder mi bilmiyorum. tartışmalı pozisyon için yorum yapabilmek beni aşıyor. Çünkü bu durum kurallarda net olarak tarif edilmemiş. Geriye teamüller kalıyor ki böyle bir şey de yok; birbiriyle karışlaştıracağımız iki şey yok ortada.
Ancak Beşiktaş için söylenecek öylesine fazla konu var ki...
Bu maçın tekrar etmesi sonucu kaç Beşiktaşlı Kasımpaşa'yı yenebileceklerini düşünüyor, inanıyor?
Evet, Şampiyonlar Ligi'nde olduğu iki maçlar iki gün 45'şer dakika oynansa belki şu an ligin zirvesine bu kadar fark olmayabilirdi; ancak 90 dakika gerçeği var ve Beşiktaş bunu beceremiyor.
İlk 30 dakikası ile sonrası siyahla Beyaz gibi...
Belki de bunun farkında olan Şota ilk yarı takımını daha çok orta alanda tutarken, ikinci yarıda bütün gücüyle rakibinin üzerine çöktü.
İster taç atışının mesafesini ister ikinci topun oyuna müdahalesini konuşalım, tartışalım, bunlar Beşiktaş'ın oyun içindeki istikrarsızlığını, güçsüzlüğünü, devamsızlığını değiştirmiyor.
Yaş ortalaması bu kadar genç oyuncular topluluğunun böylesine güçsüz kalması çok düşündürücüdür.
Takımın bu inişli çıkışlı grafiğinden öyle ya da böyle Bilic'in sorumlu olduğunu söylemeliyiz.
Saha içinde ve dışında, tribünlerde bu kadar olayın Beşiktaş'ın başına geliyor oluşu gerçekten bir rastlantı mı yoksa evsiz yurtsuz kalmanın kontrolsüzlüğü mü?
Cevap bekliyor.
Sahaya giren taraftar ilginç bir profil çiziyor.
Hakemlerimizle ilgili genel yorumu bundan bir ay önce yazdığım yazıyla ortaya koymuştum. Hakemlik kurumu ülkemizde iflas etmiştir. Bunun üzerini kapatmaya çalışmak, tartışmıyor olmak tam bir vurdum duymazlıktır.
Bu işi bu duruma getirenlerle de tartışmamak gerekiyor. Çözülemez.
http://twitter.com/uzaygokerman