Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Maçla ilgili yorum yapacak kişiler için oldukça zor bir karşılaşmaydı; Elazığspor-Galatasaray maçı.

Ama futbolun gizemli perisi yine yaptı yapacağını ve son dakikada bir penaltı pozisyonu yarattı, peşinden Muslera kırmızı kart gördü, Melo kaleye geçti ve Göksu'nun yaptığı vuruşu kurtararak heyecanı en üst noktaya kadar taşıdı.

Galatasaray aktif dinlenirken hem yoruldu hem eksik kaldı.

Penaltı gol olsa bütün hafta konuşulacak bir olay olmuş olacaktı. Hakemin kararı tartışılacaktı.

Dün Akhisar ile yaptığımız yorumun bir benzerini Elazığspor için tekrarlayacağız.

Haberin Devamı

Neresinden bakarsanız bakın bir Süper Lig takımı görüntüsünün çok uzağında duruyor. Bunda Yılmaz Vural faktörünün önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum.

Yazılarımı takip edenler bilirler teknik direktörlerle ilgili çok zor olumsuz görüş bildiririm. Ama bunun geri planında başka bir şey var.

Fenerbahçe, Aragones ile anlaştığında birinci günden sonuncu güne kadar hep karşısında olmuştum.

Sporda, takım oyunlarında istikrara, devamlılığa inanıyorum. Yılmaz Vural bu düşüncenin çelişkisidir. Bu kadar çok takım değiştiren ve çalıştıran, büyük bölümünü küme düşüren bir teknik direktörün hala Süper Lig'de iş buluyor oluşu çok ilginçtir.

Hala vereceği bir şeyi olduğuna inananların futbol bilgisini sorgulamak gerekiyor.

Elazığspor yönetimi o göreve genç bir kişiyi getirse takımı için de futbolumuz adına da en doğru yaklaşımı yapmış olur. Bu durumdan daha kötüsü olabilir mi?

Bu yorum asla Yılmaz Vural'ı küçümsemek anlamı taşımıyor. Ama sonuç ortadadır. Daha iyisini yapabileceğini hiç gösteremedi.

Böyle bir Elazığspor karşısına geniş bir rotasyonla çıktı Fatih Terim. Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve Milli Maç trafiği Fenerbahçe ile birlikte en fazla Galatasaray'ı etkiliyor. Öyle olduğu için de inişli çıkışlı bir performans çizgisi izliyor.

Fatih Terim'in de süreç içinde kafasını karıştıran bazı inisiyatifleri olmuştur. Bunları tartıştık, konuştuk. Okuyucular geçmiş haftalardaki yazılarıma bakabilirler.

Takım kurgusu üzerine yaptığı her hamle aynı zamanda bütünlüğü bozmuştur. Öyle olunca da ortaya oyuncuya dayalı bir kurgu çıkmıştır.

Haberin Devamı

Öyle olduğu için aslında geniş oyuncu sayısına sahip rotasyonlar yapmak da risklidir.

Geçen hafta daha 70. dakikada bütün oyuncu değişikliklerini yapması Fatih Terim'in kafasında başka şeyler olduğunu gösterdi bize.

Galatasaray'ın geçen seneki performansının çok uzağında bir futbol oynuyor olduğunun işaretiydi Karabükspor ve Elazığspor karşılaşmaları.

Dün Galatasaray hücum anlamında organize tek bir atak geliştiremedi. Orta alanda pas yapamadı.

Oysa hafta içinde benzer bir rotasyonu Ferguson da yapmıştı ama Manchester United'ın oyunu as oyuncularını aratacak türden değildi; belli bir standart çizginin üzerindeydi.

Bu sorun sadece Galatasaray'a özel değildir. As oyuncuların yokluğu takım oyununu etkilemektedir.

Ancak şunu da eklemeliyiz, Avrupa'da oynayan takımlarımız ligde aktif dinlenmek zorundadırlar. Bunu yaparken kazanmaları hanelerine ekstra puanlar yazacaktır ancak kaybetmeleri de doğal sonuçtur. Genel havası içinde bu kayıpların ligin sonuna yönelik etkisinin pek olmayacağını da rahatlıkla söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Neden? Çünkü standardı, istikrarı ve kalitesi düşük bir ligimiz var maalesef.

Burada düzenleyici, düzeltici ve önleyici faaliyet doğru takım oyununu kurup, oyuncuların buna mümkün olduğunca uyum sağlamalarıdır.

Hafta içindeki Şampiyonlar Ligi'nde iyi mücadele eden Melo dün akşam da takımın iyisiydi. Yekta Kurtuluş, Selçuk İnan'ın yokluğunda o boşluğu doldurmak adına iyi şeyler yaptığını söyleyebiliyoruz. Amrabat hücumda her zaman olduğu gibi hareketliydi. Umut Bulut ise Elmander ile birlikte yokluklar içindeydi.

Fatih Terim sanki Elmander'i kaybediyor. Bu konu üzerinde dikkatle durması gerekiyor.

Engin Baytar konusunda çok fazla yorum yapmak gereksiz, bu oyuncu Fatih Terim kontenjanıdır.

Dünkü maç için yazacak bu kadar şey bulmak bile iyi bir şey olmalıdır.

http://twitter.com/uzaygokerman