Karşılaşmanın bitiş düdüğü öncesinde Olcay o golü atabilmiş olsaydı Beşiktaş için belki de yepyeni bir dönem başlayacaktı. Ancak Olcay da diğer arkadaşları gibi Onur’la verdikleri mücadelede başarılı olamadı.
Onur yediği gol öncesinde Fernandes’in önünde tek kişilik baraj kurdurdu. Bu aslında onun rakibini ne kadar iyi tanıdığının da bir işaretiydi. Portekizli oyuncu topu her şekilde o barajın üzerinden aşıracaktı. Barajı aşan topun ineceği nokta ise Onur’un durduğu yer olacaktı. Onur bunu matematiksel olarak doğru hesaplayabilmiş olsaydı belki de bugün Fernandes’in attığı harika golü değil, kaleci Onur’un kurtardığı pozisyonu konuşuyor olacaktık. O pozisyonda dahi neredeyse topa parmaklarının ucuyla dokunabildi.
Bu maçta Beşiktaşlı oyuncular için “beceriksizdiler” mi demeliyiz yoksa gerçekten Onur’un hakkını mı teslim etmeliyiz buna herkes kendine göre bir yorum getirecektir.
Ancak bir kalecinin bu kadar çok gol vuruşu çıkartması ister istemez onu büyütüyor.
Ve biz de bu kadar çok Onur’la ilgili övgü yazıyorsak Trabzonspor’un genel durumunun ne olduğunu kestirmek mümkündür.
Trabzonspor ilk yarıdaki oyunu ile Beşiktaş’ı yenebileceğini gösterdi; ikinci yarı ise başka takımlar vardı sanki sahada…
Bu maçla birlikte Batuhan’ın Beşiktaş macerasında bulutlu bir havaya gireceğini söylersek çok fazla yanılmış olmayız. Batuhan kendisine verilen şansı kullanamıyor. Böylesine üst düzey mücadelelerde bir futbolcunun takıma katkısının ve zararının en güzel örneğini gösterdi bizlere.
Samet Aybaba eğer hatasında ısrarcı olsa; 60. Dakikalara kadar beklese dünkü maçta son saniyede kaçan golle yıkılarak kaybedilen 3 puan hesap muhasebesi yapan Beşiktaş belki de hanesine yazılan bu puanı bile göremeyecekti.
Batuhan’ın çıkışıyla Almeida eski yerine geçti; Olcay da Fernandes’le birlikte Trabzonspor’un dengesiz orta alanını karma karışık hale getirdi.
Beşiktaş’ta bir diğer genç oyuncu Oğuzhan’ın da parıltılı oyununda söz edebiliriz.
Takımların üzerinde baskı olmadığında ortaya konan futbol da kaliteli ve heyecanlı oluyor. Böyle zamanlar genç oyuncuların kendilerine verilen şansı göstermeleri bakımından çok değerlidir. Mesele bunun neye dönüştürüleceği ile ilgilidir.
İstikrar!
Trabzonspor’da birçok şey Şenol Güneş’in geldiği ilk sezondaki karışıklığa doğru ilerliyor. O sezon da Trabzonspor için beklentilerin en az olduğu yıldı. Öyle olduğu için de Şenol Güneş istediği oyuncu ile istediği şekilde kadro yapmış, sonunda da Kupa’ya uzanmıştı.
Şimdi aynı zamanı, lüksü var mı bilemiyoruz.
Zeki, Yasin, Soner gibi kadroda yeni şans bulan oyuncuların kendilerini gösterme telaşı var.
Emeson ve Bamba gibi savunmada iyi işler çıkaran yabancılarını takım şablonun içine oturtmaya çalışıyor. Zokora bu bölgenin hemen önünde ilk kesici olarak iki senedir doğru seçim olduğunu gösteriyor.
Ancak diğerleri için aynı yorumları yapmak mümkün değil. Olcan ve Halil, sonradan oyuna giren Volkan Şen bireysel yetenek olarak sivrilmelerine karşın takımın parçası olamıyorlar.
Burak’tan sonra net bir golcü sıkıntısı çekiliyor. Dün bu kadroda Burak olsa, geride bıraktığı boş alanlarda Beşiktaş’ın başına iş açabilirdi.
Beşiktaş’ta Fernandes’in futbolu her geçen gün biraz daha gösterişli hale geliyor. Açıkçası bu durum Beşiktaş’ın şansı mı yoksa Fernandes’in şanssızlığı mı buna da karar vermek yine kişilere kalsın.
Fernandes çok daha sorunsuz bir takım kurgusu içinde takımını zirveye taşıyan futbolcu olabilirdi bugünkü oyunuyla. Aynen 1988-89 sezonunda Fenerbahçe’deki Rıdvan Dilmen’in yaptığı gibi. Ancak Beşiktaş’ın içinde bulunduğu şartlar nedeniyle bir anlamda takımın eksik kalan bütün parçalarını tamamlamaya çalışan bir Fernandes var sahada; buna rağmen maç boyunca bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle sahada basılmadık yer bırakmıyor.
Attığı golün matematiğini girişte konuştuk. Bu her ne kadar matematik bilgisi gerektirse de eğik atış vuruş tekniği açısından fazlasıyla da fizik bilgisine de ihtiyaç gösteriyor.
Haftanın en güzel maçlarından biriydi; Eskişehirspor-Karabükspor maçıyla birlikte. Daha fazla gol olabilirdi. Öyle olsaydı başta da yazdığım gibi Beşiktaş için yeni bir sayfa olabilirdi. Ancak Beşiktaş’ta sorunlar devam edecektir.
Her ne kadar hakem Cüneyt Çakır standardı olmayan bir maç yönetmiş olsa da Trabzonspor'un golü öncesindeki Fernandes-Olcan Adın pozisyonunda devam kararı vermesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü o pozisyonda Fernandes topu oyuna hızlı sokma şansını zaten kaybetmişti ve Olcan'ın açılmasını beklemek durumundaydı.
http://twitter.com/uzaygokerman