Elazığspor ligde hiçbir takımın futbolunu test etmek bakımından ölçü olacak bir takım değildir; ancak Galatasaray örneğinde de gördük havaya sokması için iyi ve gerekli bir ekip; asla Süper Lig kategorisinde değerlendiremeyeceğimiz bir takım kurgusu, yapısına sahip. Hikmet Karaman'ın ismi dolaşıyor, geçen sene Yılmaz Vural'la lige tutunabilmişlerdi bu sefer çekirge sıçrayabilecek mi göreceğiz.
Dört gol bile böylesine bir eşleşme için az sayılabilir; Galatasaray yedi dakika bulduğu iki golde kalmıştı.
Beşiktaş bütün bir haftayı Fernandes üzerinde tartışarak geçirdi. Bir sene önce de Quaresma'ydı söz konusu problem; normal bir durum mu, açıkçası çok emin olamıyorum.
Meselelerin sadece futbolcu seçimlerinden veya futbolcudan kaynaklanıyor olduğunu düşünmek kolay oluyor. Hele maç sonunda Necip ile Gökhan Töre arasında geçen dikleşmeyi gördükten sonra...
Sezon başında Beşiktaş'ın sosyalist yapısından söz ederken bazı futbolcuların bu formülün içinde eşitliği bozduğunu söylemiş ama isim vermemiştim.
Belli ki Bilic de bu sosyalizm modellemesi üzerine uyarı almış bir daha ağnıza bile almadı; doğrudur futbolda sosyalizm pek mümkün olmuyor.
Takım oyunlarında herkesin bir görevi var; yıldız oyuncunun bile. Bu dengeyi doğru şekilde kurabilen takımlar başarılı oluyorlar.
Beşiktaş'ın bünyesinde yıldız oyuncu barınamıyor oluşu yapısaldır, içseldir. Yoksa hiçbir kulübün yetenekli, yıldız oyuncusu daha az problemli değildir.
Ancak Beşiktaş yıllarca rakiplerinin yıldızlarına gıptayla baktı, izledi, yetmedi onların kenara attıklarını topladı. Fenerbahçe'den gelenlerle kaleci dahil bir takım yaptı Beşiktaş; yine de istikrar sağlanamadı.
Metin, Ali, Feyyaz, Rıza, Gökhan, Kadir, Ulvi, Recep yıldız oyuncular mıydı? Yoksa takım halinde yıldız mı oldular?
Necip'in Gökhan Töre'yele ne alıp veremediği var bilemiyorum ancak takım içinde kiralık olarak oynayanın fazlasıyla sırıtıyor olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Gökhan Töre'siz, Holosko'lu Beşiktaş sanki çok daha çalışkan, daha iyi oynuyor.
Quaresma, Simao varken Fernandes olmuyordu; ilk ikisi gittikten sonra Belşiktaş'ın geleneksel yapısının içinde takım içinde kalan sanki daha uygun duruyordu ancak bir sene içinde o da yeni bir Quaresma oluverdi.
Beşiktaş bu yapısal sorununu çözecek ve kendi içinden bir takım yaratmadığı sürekli etraftaki yıldızlara ağzı sulanarak baktığı sürece bu deja vu olayını tekrar tekrar yaşayacağı benziyor.
Uğur Boral 14 orta yapmış, biri kornerden gol oldu. Bir seneden fazla zaman boyunca Uğur Boral'ın bulunduğu yerde oynaysan Olcay önce yerini yadırgasa da Oğuzhan'ın rolünü iyi oynadı. Oğuzhan olsaydı Uğur Boral olmayacaktı muhtemelen ancak Bilic'in solda böyle bir oyuncusu olduğunu görmesi bakımından iyi bir maç oldu.
Holosko genel karakterini gösterdi. Mustafa Pektemek çok çalıştı ama gol vuruş noktalarında talihsizdi.
Veli ve Necip ön alanda rakibe göz açtırmadılar.
Girişte konuştuğumuz gibi bu maç asla bir ölçü değil ama iyi bir hazırlık sınavı oldu.
Beşiktaş'ın son maçı Gençlerbirliği, sonra ikinci devrenin ilk maçı Trabzonspor ile olacak; yani fazlasıyla sert iki rakip. Sezonun kaderi Beşiktaş adına belirlenecektir.
http://twitter.com/uzaygokerman