Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Fenerbahçe farklı kazansa oynadığı futbolun spor kamuoyu tarafından ölçü alınmayacağı takımlar olan “Alanyaspor, Kayserispor ve Adanaspor’a” ikişer puan verip toplamda 6 puan kaybetti. Liderle arasındaki 7 puan hesaba katılırsa Fenerbahçe’nin sezon içinde nerelere takıldığı ve geçemediği daha iyi anlaşılıyor.

Dün Adanaspor önünde kazanacak futbolu ortaya koydu; özellikle ikinci yarı rakip kaleye sayısız şut çekti, pozisyon yakaladı ancak rakibinin kalesinde devleşen kalecisi Itandje’ı aşamadı.

İlkinde orta alanda Aatıf’a yapılan net faul sonrasında savunmanın eksik yakalanması, ikincisinde de peş peşe önce Hasan Ali, sonra da Skrtel’in rakiplerini kaçırması nedeniyle yenen iki gol sezonun başındaki Başakşehir, Kayserispor ve Bursaspor serilerini hatırlatan türden karşılaşmayı kabusa çevirdi ve Fenerbahçe maçı ne yaparsa yapsın çeviremedi.

Haberin Devamı

Magaye’nin 23. Dakikada attığı gole kadar Fenerbahçe kalesinde yine basit hata nedeniyle bir pozisyon verdi ve bunun gol olmaması bu maç özelinde söylemek gerekirse Volkan Demirel’in belki de olumlu tek kurtarışıydı.

Futbol on bir kişiyle oynanan bir oyun ve kalecinin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir karşılaşma izledik. Itandje’ın standardı bu mudur ligin geri kalan 17 maçında kuşkusuz izleyeceğiz, ancak Fenerbahçe’nin kaybettiği, Adanaspor’un da kazandığı iki puanın nedeni takımların net kaleci farkı oldu.

23 ile 40. Dakikalar arasında Fenerbahçe yediği şok golün de etkisiyle fazlasıyla bocaladığı bir bölümdü.

İşte yine bu aralarda Mehmet Topal ve Josef orta alanda kıyasıya mücadele edip çok da koştular.

Mehmet Topal kendini bir seviye fazla zorlamasının bedelini adalesi ile ödedi. Attığı golün hemen sonrasında devreye girecekken sakatlanması Fenerbahçe’nin gerçek anlamda talihsizliği oldu.

Mehmet Topal’ın yerine oyuna giren Karavayev’in, Ozan ve Aatıf ile birlikte yeni yerlerini alana kadar orta alanda yaşanan karışıklık Adanaspor’un golü olarak Fenerbahçe kalesine yazıldı.

İkinci yarı Fenerbahçe beklendiği gibi baskı kurarak başladı.

Haberin Devamı

Advocaat sezon başından bu yana belki de en kritik hatasını bu maça Aatıf ile başlayarak yaptı.

Aatıf öyle ya da böyle sezon arasına takımdan gönderilmek istenen, daha doğrusu istenmeyen adam olarak girdi. Hatta kampa da dahil edilmedi.

Herkes kendisini bir kere bu adamın yerine koyacak. Neler yaşanır o iç dünyada?

Volkan Şen’in sakatlanmasıyla takıma geri çağrıldığında öyle işler “pause” yapılmış gibi olmuyor. Mutlak surette hasar bırakıyor.

Maça gelecek olursak Mehmet Topal çıkmasıyla karşılaşmadaki pozisyonunun değiştiğini, kanatta başladığı maça on numara gibi devam etmek zorunda kaldığını hesaba katmak gerekiyor.

Advocaat ikinci yarının başında bunu görüp, kenara alması ve o bölgeye daha iyi tercihler olacağından ya Salih’i ya da Van Persie’yi koyması gerekiyordu.

İlk golün hesabı bizim gibi futbolun sonuç odaklı izlenen ülkelerde kuşkusuz Aatıf’a yazılacaktı.

Fenerbahçe taraftarının bir bölümü işte bu adamı yuhaladı; bizim için kuşkusuz şaşırtıcı değil çünkü büyük bir ihtimalle o taraftarlar bir zamanlar Alex’i de ıslıklamış, yuhalamıştı, bugün alkışladıkları Lens’i de yarın yuhalarlar.

Haberin Devamı

Bir bölüm bu taraftarın hareketi her ne kadar dikkate değer olmasa da tarihe not düşelim, hatırlatalım.

Fenerbahçe taraftarı şunu asla unutmamalıdır!

Fenerbahçe armadır, sarı laciverttir, çubuklu formadır. Futbolcu o formayı giyer ve Lefter gibiler başında taşır. Biz onlardan öğrendik, bu nedenle de korumaya gayret ediyoruz.

O formanın değerini bilmeyen futbolcu formasıyla hesap işine giren, ihanet eden, sırtından çıkarıp yere atandır.

Sen işte ancak o futbolcuyu yuhalayabilirsin!

Aatıf her şeyden önce takımda kalmaya “çabaladı.”

Türkiye’de Fenerbahçeli olmak zordur, Fenerbahçeli futbolcu olmak daha zordur!

Hem Türkiye’nin büyük bölümünün nefretine karşı durmaya çabalarsın!

Hem de adi’Lmiş gibi görünen ancak kelimedeki L harfinin düştüğü, kumpasların kurulduğu taht oyununda mücadele edersin.

En zoru da kendi taraftarına yaranamazsın ya işte yanacağın da esas mesele budur!

Bu maçın senaryosunun nasıl yazıldığını karşılaşma 0-0 devam ederken ceza sahası içinde ve hakem Serkan Çınar’ın beş metre önünde Josef’e yapılan harekete penaltı düdüğü çalmamasıyla zaten anlamıştık.

Bu artık hakem hatası olamayacak kadar net bir pozisyondu ve Serkan Çınar maçın kaderini değiştirdi.

Fenerbahçe iyi ya da kötü oynar bu başka bir meseledir.

Futbol hakemin kanaat notu vereceği bir spor değildir; kuralları vardır ve bu hakemi de bağlar.

Türkiye’de ligin kaderini, sıralamasını, takımların pozisyonunu hakemlerin belirlediği ve bununda artık gözümüze sokulduğu bir sezon yaşıyoruz ki hayatta olsaydı herhalde en çok adıyla anılan Turgay Şeren’in gücüne giderdi.

Karşılaşmanın ikinci yarısını Adanasporlu oyuncuların sedye ile saha dışına taşınmasını izledik bu bize hiç yabancı değildi.

Türkiye’de futbol futbolcuların yerde yatarak zaman geçirdiği bir spor oldu.

Ve böyle durarak oynanan bir karşılaşmada oyun planı hızlı hücumlarla ileri çıkmak olan takımın ne kadar zorlanacağı bilinen bir gerçektir.

Adanaspor’un ilk golü öncesinde Adanasporlu oyuncu Renan’ın topu kazanırken Aatıf’a yaptığı müdahale omuz omuza değil, net bir şekilde oyuncunun bacağına olmuştur. Bu hareketin tersi Aatıf böyle bir gol atmış olsa Serkan Çınar büyük bir ihtimalle faul gerekçesiyle saymazdı.

Fenerbahçe sezon standartlarının içinde kalan bir oyun oynadı ancak kazanamadı. Kuşkusuz önemli bir avantajı kullanamamış oldu.

http://twitter.com/uzaygokerman