Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Her şeyden önce; Yaşar Kemal’i kaybettik. Dahası mı var? Böyle bir günde maçları kazanmanın veya kaybetmenin çok da anlamı olmuyor.

Hatırası ve yarattığı boşluk çok büyüktür.

Saygıyla…

Futbola yine geçmeden öncelikle stadyumlardaki şike tezahüratları için bir şeyler konuşalım. Yok, eğer burayı geçemeyeceksek zaten ikiyüzlülük yapmaya gerek yok, ne futbol konuşalım ne spor!

Sen galip durumdayken tribünlerde her türlü gösteriyi yapacak, eğleneceksin, biraz zora düştün mü, gol yedin mi çıkıp “Aziz Yıldırım şike yapsana!” diye bağıracaksın öyle mi?

Haberin Devamı

Fenerbahçenin sorunları çeşitleniyor.

Çıkın bir konuşun da görelim, Aziz Yıldırım kimleri, hangi takımları satın almış, şike yapmış?

Hangi futbolcular ve takımlar satılıkmış?

Bunun cevabını verdiğiniz, ispat ettiğiniz ya da itiraf ettiğinizde bu tezahüratlar anlam kazanacaktır.

Şike diye bağırdığın stadyumda mücadele eden takımın hocası kim?

Şikeye bu kadar duyarlılık varsa o zaman bünyene Aykut Kocaman’ı almayacak, reddedecek, daha ilk maçında onu istifaya davet edip, gerekirse kulübü yönetimin başına yıkacaksın, şikeci teknik adamla sözleşme imzaladı diye.

Bu ülkede sadece Fenerbahçe’yi yendiğinde veya Fenerbahçe puan kaybettiğinde “Şampiyon olamazsın Fenerbahçe” diye bağırılıyorsa orada tuhaf bir durum vardır!

İşte o zaman sorulacak başka sorular da gerisinden gelir!

Fenerbahçe’yi geçen hafta “beceriksiz” sıfatıyla tarif etmeye çalışmıştık. Bunun yanına dün akşamki maçtan sonra “dikkatsiz, özensiz, düzensiz, dağınık, bencil” sıfatlarını da ekleyebiliriz.

Fenerbahçenin sorunları çeşitleniyor.
Konyaspor’un golünden bir adım önce Gökhan Gönül sağ kanattan boş bir koşu yapıyor, oldukça müsait bir durumda ve topun altına giriyor, vuruş şiddetini ayarlayamadığı gibi özensiz bir orta yapıyor; bu top rakibin sağ tarafına düşüyor ve oradan çizgi üzerinde bir atak başlıyor ve Fenerbahçe’nin haftalardır yapamadığını Konyasporlu oyuncular başarıp neredeyse maça 1-0 önde başlıyorlar.

Maçın en önemli anı…

Sow solda boş bir pozisyon buluyor, sağda Webo’nun kaleyle arasında kaleci bile yok. Sow’un yapması gereken tek bir şey var, topu sola doğru orta şiddette Webo’nun önüne doğru yuvarlamak. Ancak Sow biraz daha kaleye yaklaşıp pozisyonu yok ediyor. Bir adım sonra ne kaleye gönderecek ne de pas verebilecek durumu kalmıyor.

Haberin Devamı

Sen pasını ver, Webo geçen hafta Emenike’nin iki adımda yaptığı gibi topu dağlara taşlara göndersin, ama sen görevini yapmış ol!

O pası veremiyorsan her şekilde sahada olmayı hak etmiyorsun; bencilsen, o formayı giyme, başkaları giysin, en azından Webo, bu kadar beklediğinin karşılığını alsın, sahada olan bitenin farkında değilsen zaten takım oyununu unutmuşsun, kopmuşsun!

İşte İsmail Kartal bunu görecek, o an değilse bile koca bir hafta var önünde bu maçı bir kere daha izlediğinde pozisyonu görecek, Sow’a gereken cezayı kesecek; Galatasaray maçında disiplinsizce kırmızı kart gören Alves ne yapmışsa, Sow da bir benzerini tekrar etmiştir.

Goller kaçırılır ancak futbolun temel felsefesi unutulamaz. Futbol öncelikle takım oyunudur.

Sow’un, Emenike’nin, Gökhan Gönül’ün veya her kim yapıyorsa özensizliği, dağınıklığı, bencilliğine, ciddiyetsizliğine terk edilemez.

Haberin Devamı

Takım oyunlarında bazen futbolculardan bir bölümü kimi zaman da tamamı kötü oynayabilir. Bu ligin ilk on haftasında olabileceği gibi ortasında veya sonunda da olabilir. Sonuç olarak lig bu nedenle 34 hafta oynanıyor ve burada en az hata yapan sezonu kazanmış oluyor.

Başaramamak, oynayıp kaybetmek, formsuzluk, her şey tolerans dâhilindedir, özrü olmayansa Sow’un yaptığıdır!

Trabzonspor maçında çok etkili futbola karşın gol yoktu. Gaziantepspor maçı belki de sezonun en verimli karşılaşmasıydı, Akhisar maçında etki vardı ancak verim ve sonuç yoktu; dün Fenerbahçe bu sezon başladığı yere geri dönmüş oldu.

Fenerbahçe’nin en etkili bölgesi olan solda Caner ve Alper olmayınca bütün kurgu bozuluyor. Çünkü Gökhan Gönül ne kadar etkili oynarsa oynasın bir Caner Erkin olmayı beceremiyor.

Geçen hafta eleştirdiğimiz Emre konusuna İsmail Kartal’ın çözüm bulmasına sevindim. Evet eğer Emre oynayacaksa tam da bu bölüm kadar sahada olmalıdır.

Ancak Selçuk Şahin, Meireles ve Topal… Bu üçünden, Caner’in de yokluğunda hücum kurgusu yapmalarını beklemek hayal ötesi olsa gerekir.

Olmuyor ve olmayacaktır da.

İsmail Kartal’ın haftalardır Emenike ve Sow’a gösterdiği tahammülü Diego’yu takıma monte etmek için kullanmış olsa en azından Fenerbahçe’nin orta alanında alternatifi olabilirdi.

Bundan sonra her geçen hafta işler İsmail Kartal için daha da zorlaşacaktır. Fenerbahçe’nin liderle arasındaki puan farkının dörde çıkması gerilimi artıracak, baskıyı daha hissedilir hale getirecektir.

Görünen o ki Fenerbahçe’de Alper ve Caner geri dönmeden işler istenilen kıvama gelemeyecektir.

Fenerbahçe sezonun en önemli kırılımlarından birine girdi. Bu fay hattında ya haftaya yaralarını sararak çıkacak ya da sarsıntının şiddeti aratarak büyüyecektir.

Bu duruma kim nasıl getirdiyse çıkaracaklar yine onlar olacaktır.

http://twitter.com/uzaygokerman