Fenerbahçe üst üste iki maçta toplam 5 puan bırakarak iç saha avantajını yitirmiş oldu. Şu bir gerçek ki kaybettiği bu puanları almış olsaydı lig kendileri için çok daha rahat ve stressiz bir hale gelecekti. Ancak beceremediler!
“Beceremediler” Fenerbahçeli futbolcuları anlatmak için güzel bir kelimedir.
Sahanın her noktasında topla oynarken rakibine karşı büyük üstünlük sağlamış, peş peşe atak pozisyonları üretmiş, defalarca kere ortalar yapmış, kaleye şut çekmiş olmalarına karşın topu üç kale direğinin arasından geçirmeyi bir türlü beceremediler.
Çünkü saha içinde Fenerbahçe’nin aklı olabilecek nitelikte bir futbolcusu yoktu.
Malum artık futbol tek futbolcu üzerine yıkılmış bir oyun olmaktan da çıktı; bu durumda takım içi ortak akıl dediğimiz şeyin devreye girmesi beklenirken bunun daha çok acelecilik, panik, telaşla karıştığını izledik.
Fenerbahçeli oyuncular attıkları gole kadarki bölümde çok daha bilinçliyken; uzun toplar, ceza sahasına atılan ortalarla olmayınca, yerden, dikine ve ceza sahasının içinde oynamayı denediler, başarılı da oldular, ikinci yarı çok daha kötü bir görüntü vardı.
Emenike’nin ilk yarı kaçırdığı akıl almaz gol pozisyonundan sonra ikinci yarı sol kanadı delik deşik eden futbolu Fenerbahçe adına çok önemli üç gol fırsatı yaratmış olmasına karşın takımın etkili gol ayağının olmaması sonuç üzerinde etkili ve belirleyici oldu.
Geçen hafta Fenerbahçe’nin takım halinde oturmuş, gol de atabilen bir karaktere kavuştuğunu yazarken bütün bunların hepsini anlatmaya çalışıyorduk.
Fenerbahçe kazanırken de kaybederken de ligin en etkili, yaratıcı ve takım bütünlüğüne sahip bir takımı olmasına karşın futbolcuların sonucu belirleyen noktalarda gösterdikleri beceri noksanlığı takımı ilginç bir şekilde sıralamada üçüncülüğe kadar geriletiyor.
Dün İsmail Kartal anlamak için uzun uzun düşündüğüm ilginç değişiklikler yaptı.
Emre’nin sakatlık hallerine artık alıştık. Şu bir gerçek ki Emre sahada 60 dakika kaldığında onun için 90 dakika tamamlanmış oluyor. 60 dakika işini tam anlamıyla yapabiliyor olsa belki yine sorun olmayacak ancak sahada kaldığı sürenin de üçte birini sakat sakat sürdürdüğü için aslında Fenerbahçe orta sahası Emre’yle her şekilde bir kişi eksik kalıyor. Her an Emre ne zaman çıkacak ve onun yerine kim girecek beklentisi takımın dengesini de bozuyor olmalıdır.
Peki Emre çıkınca yerine kim girer?
Ortada öyle bir maç oynanıyor ki Akhisar, Fenerbahçe kalesine sadece uzaktan şut çekebiliyor. Yani defansif anlamda yapılması gereken bir şey yokken Alves bile ileride pozisyon aramaya çıkmışken; demek ki Emre’nin yaratıcılığının üzerinde bir oyuncuya ihtiyaç duyuluyor.
Bu Selçuk mu?
Eğer Fenerbahçe dünkü maçı kazanmak için Selçuk tercihine ihtiyaç duyuyorsa önümüzdeki sezon da transfer yapmasın.
İsmail Kartal, yıllardır Selçuk Şahin gerçeğini hiç bu sene olduğu kadar gözümüze sokmamıştı!
Neyse… Daha fazla yazmaya gerek yok sanırım.
Kuyt, eğer sakatlığı yoksa bu takımın sahada futbol adına neredeyse en etkili aklıyken Webo’yu sokmak için çıkarılır mı? İkinci yarı Sow tamamen kaybolmuşken, geçen haftanın hatırlamasında kalmaya gerek var mı?
Bu değişikliklerden sonra Fenerbahçe’nin saha kurgusu hem çok bozuldu hem de işler tamamen karıştı.
Son yıllarda Türkiye’deki teknik adam gerçeği başka boyutlara ulaşmıştır. Bu yazının konusu değil bu, ancak futbolu teknik adamlar üzerinden konuşmak her geçen gün zorlaşıyor.
Neyse, bunu da bir başka gün değerlendiririz.
Dün akşam hakemlik adına yine çok acınacak bir gündü. Birbirinin aynısı üst üste yaşanmış iki pozisyona farklı düdük çalabilen hakemden standart bir karar beklemek mümkün müdür?
Bizler mesleğimizi icra ederken bir gün içinde bu kadar hata yapsak çalışacak iş bulumayız. Verdiğimiz kararlar bu kadar tutarsız olsa kimseye işimizi bildiğimizi inandıramayız.
Bunlar gözümüzün içine bakarak ve hiç de endişe duymadan hala bu saçmalıkları sürdürüyorlar.
Fenerbahçe çok önemli bir avantajını yitirmiş oldu. Ancak futbolda geleneksel olarak iç saha avantajı dediğimiz şey hep geri tepen bir unsurdur. Fenerbahçe’nin bu yenilgiyi Akhisar’a karşı almış olması onun için bir avantaja dönüşebilir.
Tabii iş futbolculara düşüyor.
Daha fazla uğraşmalarına gerek yok; sakin kalıp, gol vuruş anında akıllı bir vuruş yapmaları yetecektir. Bu beceriksizlik devam ettiği sürece zaten takımın geri kalanının daha fazla efor sarfetmesi de gereksizdir.
http://twitter.com/uzaygokerman