Önce kaybetmeyeceksin! Bknz. Fenerbahçe-Molde karşılaşması! Fenerbahçe o maçta rakibine fazladan iki puan hediye etti. Ancak aynı hatayı Celtic’e karşı tekrar etmedi.
Sonra; sabırlı oynayacaksın! Fenerbahçe bunun pratiğini 2010 ile 2013 arasında oynadığı sezonlarında gösterdi.
Çünkü sabırdan daha büyük bir silah olamaz!
Ve mümkünse ne yapıp edip o çok önemli üç puana ulaşmanın bir yolunu bulacaksın!
Kaybetmediği süre boyunca hem oyunda kalırsın hem çok istediğin zamanı elde edersin.
İyi oynamak süreklilik, tekrar, ezber, bir arada olmak, birbirine alışmakla gerçekleştirilir. Bu nedenle Fenerbahçe öyle ya da böyle bir omurga oturtacak, sistem belirleyecek ve onun üzerinde ısrarla oynayacak ve bir kurgu sağlanmış olacak; sonra?
İşte bundan sonra neler olacak hep beraber göreceğiz.
Bu zaman diliminde hangi futbolcunun daha iyi ve doğru tercih olduğu ya da olacağı hep bir sis perdesinin gerisinde kalacaktır.
Pereira belki de sezon başından beri ilk defa 70. Dakikaya kadar bekledi. Hiç oyuncu değişikliği yapmasaydı asla eleştirmezdim ama bana göre 70. Dakika bile erkendi. Hele iki oyuncuyu birden çıkarmak bir şeyler yapmaya çalışan takımın oyununu bozabilirdi ki öyle de oldu.
Fenerbahçe ikinci yarı çok daha derli toplu ve paslı oyun oynamaya gayret etti. Öyle olduğu için de topla oynama oranı ilk yarı Ajax lehineyken, ikinci devre roller ve süreler değişti, Fenerbahçe’nin lehine çalışmaya başladı.
Fenerbahçe’nin kanatları belki de hala gol için tek alternatifi olarak duruyor.
Gökhan Gönül’ün futbola aç oyunu sağ kanatta da farklı bir şeyler olmasını sağladı. Gökhan ve Caner bu takımın atak organizasyonunun yarısından fazlasına karşılık geliyor.
İşte bu nedenle de Nani ve Diego’dan biri fazla geliyor. Sezon başından bu yana belki bozuk plak gibi aynı şeyleri yazıp duruyorum ama bu iki oyuncudan mutlak surette biri tercih edilmelidir.
Fenerbahçe taraftarına nedense çok antipatik gelse de Ozan beden bütünlüğü ile tam bir futbolcu olarak bu takımda olmayı fazlasıyla hak ediyor.
Çünkü Diego da Nani de aynı futbolu oynuyorlar. Her ikisi de önlerine çıkar ikişer kişinin içlerinden geçmeye çalışıyorlar ama fiziksel olarak mümkün olmadığından duvara toslar gibi rakip savunmaya çarpıyorlar.
Maceraya gerek var mı bilmiyorum ancak bu kadar güçlü iki kanat oyuncun varken orta alanda çağdışı futbola prim vermenin anlamsız olduğunu düşünüyorum.
70. dakikada sadece Diego x Ozan değişikliği yeterli olacaktı. Fernandao için biraz daha bekleyebilirdi.
Eğer gol atılacaksa örneğimizde de gördüğümüz gibi 89. Dakikada da olabiliyor. Bu durumda 70 ile 80 arasında niceliksel anlamda bir farkı olmuyor.
Fenerbahçe’de dün önemli bir gelişme daha oldu.
Savunma oturdu. Hatta Ba olağanüstü bir futbol oynayarak resmen gönüllere su serpti. İlk yarı son adam olarak bire bir kaldığı pozisyonda öyle müdahalede bulundu ki hem riskliydi hem de güzeldi.
Önemli bir üç puan almış oldu Fenerbahçe. Böylece derin bir soluk daha almış oldu.
Şimdi sırada derbi var.
Dün gece stadyumda bir akreditasyon skandalı yaşandı. Fenerbahçe Kulübü yaptığı açıklamayla TSYD üyesi olamayan hiçbir gazeteciyi basın tribününe ve saha içine almayacağını açıkladı.
Aralarında Ahmet Ercanlar ve Ahmet Selim Kul gibi Fenerbahçe’yi çok yakından takip eden ve seven iki muhabiri stadyuma sokmadılar.
Ben bir sürü köşe yazısı yazdım anlatamadım.
Olmadı üzerine bir de kitap ekledim yine olmadı!
Mütevazi olmaya gerek yok, ben anlatamadığımı düşünmüyorum, ortada ne yaşadıklarından ne de yazılanlardan okuduğunu anlamayan bir yönetim var. Başta da Aziz Yıldırım geliyor.
Ders almayan, tarihi doğru okuyup, değerlendiremeyen aynı şeyleri yaşamaya mahkûm olur.
TSYD üyesi gazeteci ve fotoğrafçılar 3 Temmuz’da ne yapmış biliyor mu Aziz Yıldırım?
Aralarında kaç kişi çıkmış da masumiyet karinesini hatırlamış ve topluma doğru haber sunabilmiş?
Yapacak bir şey yok.
Ama bir kere daha hatırlatalım;
Fenerbahçe'nin önelikleri olmalıdır ve bunları doğru seçebilmelidir!
http://twitter.com/uzaygokerman