Kazan’da ikinci devresinde oynadığı kötü basketbol nedeniyle kaybettiği Euroleague maçıyla başlayan ve yine aynı takımla İstanbul’da yapılan rövanş karşılaşmasının dördüncü çeyreğindeki mücadeleci oyun ile Fenerbahçe Ülker’in üzerine ölü toprağa örtülmüş hali kalkmıştı.
Beşiktaş Milangaz karşısında da bunun işaretlerini net olarak görebildik.
Bir takımın form durumunu moral seviyesinin nasıl etkilediğinin güzel örneklerinden biriydi bu maç.
Fenerbahçe Ülker baştan sona önde götürdüğü karşılaşmada sıkıştığı anlarda Euroleague tecrübesini ortaya koyarak sonuca gitmesini bildi.
Sezon başından bu yana Spahija’nın Fenerbahçe’ye takım oyunu oturmaya çalıştığını sıklıkla dile getirmiştim. Açıkçası bunda çok da başarılı olduğunu söyleyemiyoruz. Öncelikle oyuncuların düşük form düzeyi sonra da bir türlü doğru dizilişin yerli yerine gelmemesi Fenerbahçe’yi çok zorladı. Ancak bu maç bu anlamda doğru işaretlerin görülebildiği bir karşılama olarak not edilebilir.
Beşiktaş sezona NBA patenti olan çok oyuncu transfer ederek girdi. Amerikan Profesyonel Ligindeki lokavt bitmese büyük bir ihtimalle de bugünkü pozisyonunda daha az yenilgi alarak bulunurdu; ligin de tartışılmaz en önemli favorisi olurdu.
Beşiktaş kaliteli yabancılarıyla tam anlamıyla takım olamadığını izlemiştik; dünkü karşılaşmada da bazı oyuncuların vazgeçilmez olduğunu gördük. Bir takımda oynayan oyuncuların oyunda kalma süreleri ne kadar uzarsa takım oyunu oynamak güçleşir.
Arroyo, Serhat kenara gelmeden maç boyu oyunda kalırken, Ersin Dağlı 36 dakika, Morrison da 30 dakika oynadı. Böylesine üst düzeyde oynanan maç için bu süreler fazladır.
İlk periyot Kaya Peker ile girdiği gereksiz itiş kakış sonucu diskalifiye olan Hawkins Beşiktaş Milangaz’ın bütün planlarını alt üst ederken ilk yarı skor üretememesinin de nedeni oldu.
Arroyo dışında ikinci oyuncu kurucu olmaması Beşiktaş’ın en önemli eksiklerinden bir diğeriydi. Beşiktaş bunun etkilerini şimdi anlamıyor ama play off serisi başladığında ne kadar önemli olduğunu görecektir.
Arroyo, 7 asist ile 17 sayı ile takıma 31 sayılık efektif bir yarar sağladı.
Ersin Dağlı 15 sayı atıp 11 ribaunt alarak double double yaptı.
Preldzic sezonun en iyi oyununu ortaya koyarken attığı 23 sayının yanı sıra kendi pota altında topladığı ribauntlarıyla uzunların yapamadığı şeyi gerçekleştirdi. Geçen sene çok daha fazla asist yapardı; demek ki yavaş yavaş…
Fenerbahçe Ülker, Beşiktaş Milangaz’a karşı 40’a 30 gibi önemli bir üstünlük kurdu ribauntlarda ve bunun 9’unu Preldzic tek başına yaptı.
Asistlerdeyse bu sefer Beşiktaş lehine 19’a 9 gibi net bir üstünlük vardı ki bunların bir kısmı Fenerbahçe Ülker’in sezon başından beri bir türlü önlem alamadığı pota altı boş adam sayılarıydı.
Fenerbahçe Ülker’e maçı kazandıran farkı Engin Atsür’ün en kritik pozisyonlarda attığı 2 adet üç sayılık isabet getirdi. Engin, Jerrals’ın yokluğunda Ukiç’i rahatlatan ve dinlendiren oyuncu olurken doğru şeyler yaptı.
Gist bir türlü kendini bulan basketbolu oynayamıyor. İkinci yarı oyunda kaldığı süre boyunca yaptığı hatalar ve kritik top kayıplarının hepsi Beşiktaş hanesine sayı olarak yazıldı. Gist bu şekilde devam ederse Fenerbahçe Ülker’in özellikle deplasman maçları büyük sıkıntı ile geçer.
Birinci periyot maçın gerilimini kaldıramayan adamların hakemler tarafından diskalifiyesine sahne oldu.
Beşiktaş’ın önemli kozlarından Hawkins, Kaya Peker’le girdiği diyalog sonucu oyun dışı kalırken Ergin Ataman’ın seyircinin baskısına dayanamayıp 8. Dakikada aldığı teknik faullerden sonra diskalifiye olması maça damgasını vurdu.
Ergin Ataman gibi üst düzey bir koçun taraftar baskısını kaldıramayan bu psikolojisini anlamak mümkün değil elbette. Çünkü Beşiktaş Milangaz’ın play off’lardaki olası yarı final eşleşmelerinden birisidir Fenerbahçe Ülker takımı ve bu tavrı önümüzdeki maçlara da etki edecektir.
Karşılamayı yöneten hakemler verdikleri vermedikleri kararlarla maçın kalitesi ve sonucu üzerine etki ettiler.
http://twitter.com/uzaygokerman