Fenerbahçe geçen sene geçtiği yollar, rakipler, sıkıntılar her ne ise yine aynı yerden devam ediyor.
İşi çok zor; çünkü rakipleri onunla oynamayı önemsiyor.
Başarmak gerçekten güç ve sabır gerektiriyor; çünkü rakiplerinin Fenerbahçe’yi yenmek gibi bir hesabı var.
Zaten bu Süper Final’in en heyecanlı, zevkli ve çekişmeli karşılamaları içinde Fenerbahçe’nin bulunduğu maçlar oluyor.
Her hafta takım kurmak zorlaşıyor; çünkü…
Sezona en önemli kozlarını kaybederek başlayan Fenerbahçe’nin son iki maçta da üç oyuncusu çeşitli nedenlerden ötürü oynatamayacak duruma geldi.
Sow’un ikinci yarı Fenerbahçe’ye katkısı ortadadır. Yokluğunun etkisini olmadığı maçlarda net olarak görebiliyoruz.
Alex geçen hafta sakatlandı.
Emre’nin durumu ortadadır.
Ve dün Volkan’ın yaşadığı sakatlık… Pozisyon gereği de olsa Edu’nun yaptığı hareket Volkan’ın futbol hayatını sona erdirecek türdendi.
Saydığımız oyuncular Fenerbahçe’nin omurgasının yapı taşlarını oluşturuyor. Bir şekilde buralara kadar gelinmişse bu omurganın parçalarının emeği büyüktür. Yoklukları sadece eksiklik değildir.
Ancak dün akşamki maçta sahaya çıkan Fenerbahçeli oyuncuların ezeli rakiplerine karşı ortaya koyduğu futbol bu eksiklikleri ortadan kaldıracak türdendi.
Hiç koşmadıkları kadar koştular, her alanda baskı uyguladılar.
Net olarak ortaya çıktı; Baroni bu senenin Fenerbahçe adına en önemli transferi oldu. Dün pozisyon gereği Alex’in bölgesinde Caner ve Stoch dönüşümlü olarak oynarlarken aslında görevi Baroni yerine getiriyordu.
Son üç sezonda oynadığı maçlarda yaptığı yan paslarla Fenerbahçe taraftarının yüreğini daraltan bu futbolcunun aldığı her topla dikine rakip alana doğru yönelmesi, fırsat bulursa şutu düşünmesi, attığı golleri takımın oyun karakterini değiştirdi.
Selçuk Şahin, Emre’yi hiç aratmayan bir top oynadı. Kendine güveni en üst seviyedeydi.
Baroni ve Selçuk’un merkezde sağlam durmaları, iyi top çıkarmaları Beşiktaş’ın bu bölümde oynayan oyuncularının futbolunu da etkiledi. Veli ve Ernst sadece savunmada kalabildiler.
Ancak bu iki oyuncunun oyunun ilerleyen bölümlerinde yorulmaları ve Fenerbahçe’nin risk alarak orta alanı boşaltmasından sonra Beşiktaş maçı Fenerbahçe alanında oynayabildi.
Birkaç hafta önce Alex’in yokluğunda onun bölgesinde bir oyuncu oynatıyor olmanın gereksiz olduğundan söz etmiştim. Caner ve Stoch’tan (veya Özer’den) Alex oyunu beklememek gerekiyor. Zaten olmuyor da…
Stoch, finallerin sonuca direkt etki eden en önemli futbolcusu olmaya doğru hızla ilerliyor. Geçen hafta nasıl 3 puanı getiren golü Galatasaray filelerine göndermişse; dün de takımının kaderini değiştiren golü attı.
Attığı her gol birbirinden çok daha güzel ve değerli…
Beşiktaş sezonun en derli toplu oyunlarından birini sahaya yansıttı. Takım halinde hareket ettiler.
Defansif anlamda Mustafa Denizli dönemindeki diziliş vardı sahada; Fenerbahçeli oyuncular bu kademeyi geçmede çok zorlandılar. İster istemez uzun mesafeli şutlar denediler.
Quaresma, sahanın her yerinde mücadele etti. İkinci yarı kendi kale çizgisine yakın bölgede Fenerbahçe’nin ataklarını karşıladı. Sonra ileride hücum zenginliği yarattı. Güzel bir gol vuruşu da yaptı ama Volkan çıkardı.
Quaresma bu futbolunu sezona yayabilmiş olsa büyük bir ihtimalle Beşiktaş’ın yeri farklı olurdu.
Fernandes Fenerbahçe’nin orta alandaki güçlü duruşu nedeniyle diğer maçlara oranla etkili değildi. Ama yine de görevini yaptı.
Aynı şeyi Simao için söylemek çok zor…
Beşiktaş’ı daha iyi gösteren, kuşkusuz pozisyonu gereği içinde bulunduğu rahatlığıydı. Sert futbolu ise dünkü maçtaki en uyumsuz ve anlaşılmaz bir durumdu.
Hakem Halis Özkahya için yazılacak çok şey var. Mesele pozisyonları teker teker ele alıp incelemek değil; bu temelde zaten sevmediğim bir konu; ancak genel anlamda bir şeyler söylemeliyiz. Herkes mesleğini, görevini doğru şekilde yapmakla görevlidir. Hakemlik futbolda çok önemli bir kurumdur ve burada tolerans değeri oldukça küçüktür.
Her hakem hata yapar, hatalı karar verir. Fakat hakemlik duruşu denilen bir şey vardır ve bu sizin niteliğinizi belirler.
Profesyonel futbol bir endüstridir ve takımlar buradan büyük paralar kazanmaktadır. Çok dikkatli olunmalıdır.
Maç sonunda Rüştü’nün yaptığı açıklamalar çok anlamlıdır. Halis Özkahya ya çıkıp Rüştü yalan söylüyor diyecek ya da neden Rüştü’yü ihraç edemediğini açıklayacaktır.