Fenerbahçe'de takım içi inisiyatif merkezlerinin çoğalması

Fenerbahçe üst üste ikinci beraberliğini ve aslında kaybetmesi gereken birer puanı aldı. Milli maç arasına kadar her şey iyi giderken bir anda ne oldu da Fenerbahçe için işler tersine döndü ve bu puan kayıpları başladı?

Bursaspor ve Eskişehirspor ligimizin benzer karakterlerine sahip iki takımı; başlarındaki teknik adamlar Şenol Güneş ve Ertuğrul Sağlam ortalamanın oldukça üzerinde kişiler; aralarından biri şampiyonluk yaşamış.

Kuşkusuz hem takımlarına hâkimler hem de ne oynatacaklarına...

Rakiplerini iyi analiz edebiliyorlar.

Zaten bu ülkede en çok ilgi çeken ve maçları en fazla izlenen, nasıl oynayacağı ya da oynadığı bir iki takım var; bunun başında da Fenerbahçe geliyor.

Bir teknik adam için aslında en kolay şey takımını Fenerbahçe’ye karşı hazırlamak olmalıdır.

Bu durumda geriye Fenerbahçe teknik direktörünün neler yapabileceği önem kazanıyor.

Haftalar önce şöyle bir başlık atmıştım.

“Oyundan çıkan soluğu soyunma odasında alıyor!”

Bu yazının üzerinden tam iki ay geçti.

Bu süre içinde maalesef bu başlığın içinde ima edilen şeyin saha içinde de farklı şekillerde yaşandığını izledik.

Bu başlık Alves için atılmıştı; birkaç hafta sonra bu oyuncu gitti en kritik hafta ve maçta atıldı.

Ancak sadece Alves mi? Emenike, Sow, Volkan, Caner ve Emre?

Kuşkusuz bu oyuncuların üzerine saha içinde ve dışında fazlasıyla polemik yapılıyor; hatta rakip teknik adamlar taktik kurgularını bu oyuncuları sindirmek, sinirlendirmek üzerine yapıyorlar.

Geçen sezon TT Arena’da Melo’nun Emre’yi attırmak üzere şekilden şekle girdiğini unutamayız. Emre’nin atılmasıyla yaptığı dil hareketi ve parmak işareti bu ülkedeki Emre gerçeğinin diğer yüzüdür.

Eğer bu bilinç varsa o zaman Fenerbahçe futbolcusu dikkatli ve özenli olacaktır.

Geçen hafta Caner defalarca yerini kaybettiği için Bursaspor çok erken ve kolay bir gol buldu.

Dün?

Eskişehirspor’un ilk golü öncesinde Fenerbahçe savunması Gökhan da dâhil olmak üzere ne tarafa kaymıştı?

O taraf kimin savunduğu bölgeydi ve o kişi orada mıydı?

Fenerbahçe golü Gökhan Gönül’ün tarafından yemiş olsa da Fenerbahçe savunmasının dizilişini bozan yine Caner’in kendi savunma bölgesinde olmayışıydı.

Mesele bir oyuncunun verilen görevi yapamıyor olması değildir.

Sorun bir oyuncunun kendi kafasına göre takılıyor olmasıdır. Bunu çok ince bir nüans olarak bir yere not edelim.

Caner, geçen hafta hatasının farkındaydı ve bunu düzeltmek için daha da agresifleşince iş çığrından çıktı.

Fenerbahçe’de sezon başından bu yana kadro içinde birden çok inisiyatif merkezi türedi ve bunlar takım oyununu bozmakla kalmıyorlar zarar da veriyorlar.

Emenike’nin haftalardır ileride tek başına bir şeyler yapma gayretine dün Sow da dâhil oldu. Zaten bu iki oyuncu da sezona çok iyi başladığı söylenemez. Üzerine bir de kafalarına göre takılma eklenince…

İkinci yarının ortalarına doğru Bekir kimsenin beklemediği bir anda iki Eskişehirsporlu oyuncuyu çalımlayarak üçüncüsünün üzerine gitti ve topu kaptırdı. Bu pozisyon Fenerbahçe kalesine tehlike olarak geri döndü.

Maç Fenerbahçe lehine birkaç farkla devam ediyordur da sen böyle fantastik hareketlere kalkarsın, Bekir nereye gitmeye çalışıyordu? Kim söylemiş olabilir Bekir’e al topu git diye?

Alper’in, Diego’nun, Raul’un yapacağı hareketleri onlar yapmıyor diye Bekir’in yapma lüksü var mı?

Bana göre yok ama yapıyor.

Fenerbahçe’de kenar yönetimiyle sahadaki bazı oyuncular arasında bir liderlik yarışı var gibi yansıyor.

Zaten Emre’nin de cesaret aldığı yer burasıdır.

Emre’nin saha kenarında takım doktorunu nasıl fırçaladığını görmedik mi? Neydi bu?

“Sarı kartı gördükten sonra hakeme 'Allah sizi bildiği gibi yapsın belanızı vermesin' gibi bir şeyler söyledim.”

Emre komik mi yoksa insanların zekâsını mı küçümsüyor?

Bu sahalarda "lan" demediği hale oyundan atılan oyuncu olmadı mı?

O senin takım arkadaşın değil miydi?

İsmail Kartal, eğer Oğuz Çetin’in değil de Aykut Kocaman’ın yolundan gitmeyi kendisine hedef koyacaksa Emre’yi aynen Alves gibi yanında oturtacak.

İsmail Kartal bu takım üzerindeki tek inisiyatif merkezinin kendisi olduğunu bu futbolculara anlatmak, göstermek zorundadır.

İşte bu karar Fenerbahçe’nin geleceğini ve kaderini şekillendirecektir.

Tolga Özkalfa’nın hakem olup olmadığını konuşmadan verdiği saçma sapan kararlar hakkında Fenerbahçe lehine şaibeli bir ortam olmuş gibi bir takım spekülasyonlar üretmek yorumculuk değildir.

Bütün bu ortama rağmen Fenerbahçe'nin maçları ligin ortalama heyecan ve mücadele seviyesinin üzerinde oynanıyor. Eskişehirspor'u 120 km. koşturan bir gerçek var sonuçta.

http://twitter.com/uzaygokerman