Samsunspor maçını izlerken ister istemez Cumartesi günü Galatasaray karşısındaki Fenerbahçe’yi gördüm. Bir anlamda maçın ilk 30 dakikalık bölümünde Fenerbahçe futbol takımı bize Cumartesi gecesinde hissettirdiklerini yeniden yaşattı.
Aslında genel anlamda futbolumuzun geçmiş yıllarda bu tip maçları Avrupalı rakiplerine karşı sıklıkla yaşamıştı.
Baskılı bir oyun anlayışı, bu bölümde atılan gollerle rakibin direncini kırıp, kalan bölümde de dengeli bir oyun anlayışı ile maçı kazanmak…
Fenerbahçe Cumartesi günü olsun, dün gece olsun düşündüğünü aynen sahaya yansıtabildi. İstediği skor avantajını da yakaladı.
Ancak…
Hiç kuşkusuz futbol sadece hücumdan oluşmuyor. Bir takım 90 dakika boyunca her an baskılı oynayamaz. Zaten istatistiklere baktığınızda da böyle olmadığını görüyoruz.
Tarihte bunu başaran takımlar da var; örneğin günümüzde Barcelona total futbol oynuyor. Karşılaşmaya baskıyla başladıktan sonra orta alanda yetenekli ayaklarıyla top çeviriyor. Topa sahip oluyor.
Fenerbahçe’nin ileri ucunda oynayan futbolcuları senaryonun ilk bölümünü geliştirecek yeteneğe sahipler. Ancak yıllardır çok istemesine karşın orta alanda topu dolaştırıp, kaptırmadan ve kalesinde önemli bir pozisyon yaşamadan maçlarını tamamlayamıyor.
Fenerbahçe attığı gibi gol yemiyor; yediği gibi de atamıyor.
Cumartesi akşamı Galatasaray’ın her iki golü de çok güzeldi ama Fenerbahçeli futbolcuların gollere katkıları çok fazlaydı.
Samsunspor karşısında da ikinci yarı oyunu dinlendirmek isteyen bir Fenerbahçe vardı sahada ve yine bunu beceremedi. Gol yememiş olması değil verdiği atak pozisyonlarının niteliği ile bunu değerlendiriyoruz.
Samsunspor ligde bulunduğu pozisyon itibarıyla gücü belli; ancak Galatasaray etkili ve yetenekli futbolcularıyla hem goller buldu hem sonucu değiştirdi.
Burada Aykut Kocaman’ın sahaya yansıtmaya çalıştığı şeyi görebilmek gerekiyor.
Aykut Kocaman’ın bir şey yapmaya çalışıyor olmasıdır önemli olan gerçekliktir.
O zaman düşünce sistemimiz tek maça odaklanmaz, bir sezondaki “Kocaman Senaryonun” sonucunu görmeye çalışır. O da yetmez belki de önümüzdeki üç yıllık süreçte neler olabileceğini de merak eder.
90 dakika ile ilgili biraz notlar da yazalım…
Caner, diline, ellerine, kollarına ve ayaklarına sahip olamamanın, kontrol edememenin sonucunu derbide oynamayarak gördü. Cumartesi günü Caner’li bir Fenerbahçe’nin az önce konuştuğumuz Kocaman Senaryo’ya başka bir şekil verebileceğini gördük. Ama yine top Caner’de…
Mert ve Ertuğrul Fenerbahçe altyapısı hakkında tüm Türkiye’ye mesaj gönderdi. Şu bir gerçek ki hiçbir şey yapamasa da Fenerbahçe altyapısı ülkemize kaleci sağlayacaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman