Bütün şartlar Fenerbahçe Ülker’in bu karşılaşmayı kazanacağı şekillerde bir araya gelmişti.
Rakibin en etkili ve iyi oyuncusu sahada yoktu.
Fenerbahçe Ülker, Barcelona’nın bütün hamlelerine doğru yerde ve şekillerde tepki vermeyi başarmış, maçın kopmasına ilk yarıda iki defa engel olmuştu.
Rakibine ilk devre 39 sayı şansı vermişti. (ikinci yarı da 37 sayı yediler; ama 34 sayıda kaldılar.)
Bjelica, Kenan ve Melih gibi oyuncular rakip karşısında etkili bir oyun ortaya koyuyor, sayı da buluyorlardı.
Direkt olarak potaya gittiklerinde istedikleri pozisyonları yakalayabiliyorlardı.
Elbette bütün bunları alt alta topladığınızda ortaya kazanma adına bir şeylerin çıkması beklenirken normal şartlarda olması gerekenlerin sahaya doğru şekillerde yansımaması o çok istenen momentumun yakalanmasına da engel oldu.
Öncelikle Vidmar-Zoric...
Pota altında sezon boyunca görmeye alışkın olduğumuz Vidmar etkinliğini izleyemedik. En kritik anlarda dönen topların hücumda ve savunmada rakibe gitmesi skoru çok etkiledi. Yaptığı centilmenlik dışı faul sonrasında belli ki koçuyla da arasında bir gerilim oldu.
Zoric beklentilerin çok uzağaında kaldı. Maçı iki sayı ile tamamlaması önemliydi.
Kleiza hücumda hiç varlık gösteremiyor bunu anladık da savunmada niye bu kadar etkisiz? Bu sezona dair en büyük hayal kırıklıklarından biri olmayı sürdürüyor. Oyun sırasında yerde kaldığı bir pozisyonda hakemlerden mola istemesi bu sezona dair Euroleague olaylarından biri olacaktır hiç kuşkusuz.
Bogdanovic-Emir faktörü...
Özellikle ikinci yarı öyle yerlerde basit top kayıpları yaptılar ki hani takımın vurup geçeceği oyunu kopartacağı pozisyonlarda ve dakikalarda o fırsatın Barcelona’ya geçmesine istemeden de olsa zemin hazırladılar.
Bogdanovic çok değil sadece bu sezon ortalaması olan 17 sayıya ulaşmış olsa Fenerbahçe Ülker bu maçı kazanmış olacaktı; son kullandığı üç sayılık atış tam bir kader sayısıydı ve olmadı.
Emir-Bogdanovic bu takımın ne yapacağını belirleyen oyuncular konumunda. Olmayınca kazanmak da mümkün görünmüyor.
Bir önemli etken; Bo, Emir, Bogdanovic şut tercihi kullanmaları gereken yerlerde gereksiz yere tutukluk gösterdiler. Potaya ısrarla bakmadılar ve ellerinde topları başka yerlere çevirdiler. Bu da kuşkusuz oyuncuların en kritik yerde ve zor pozisyonlarda kullanmaları gereken şutları etkiledi.
Oysa Melih Mahmutoğlu çekinmeden gönderdi topları ve sezon ortalamasının üç katı sayı bıraktı Barcelona potasına.
Barcelona’da da hiç çekinmeden sayı atan oyuncular vardı. Huertas, Papanikolaou gibi.
Fenerbahçe Ülker’in 1 ve 5 numaralardaki eksikliği bu maçta çok net olarak ortaya çıktı.
Ancak öyle bir grupta maçlar oynanıyor ki iki yenilgi ile başlamak bile çok önemli değil. Dün gece izlediğimiz diğer karşılaşmada Armani, Olympiacos’u 30 sayı gibi açık farkla geçti.
Bu grupta her takımın 3-4 yenilgi alması sürpriz değildir.
Fenerbahçe Ülker Olympiacos’u İstanbul’da rahat yenebileceğini geçen hafta bize gösterdi aslında.
Barcelona da bu oyunuyla gruptan tulum çıkaracak görüntüden çok uzak.
Temsilcimizin yapması gereken şey bundan sonra sahasındaki maçları kaybetmemek ve deplasmanda Anadolu Efes hariç en az iki galibiyet almak. Fenerbahçe Ülker’in Efes eşleşmelerinden 2-0 ile geçmesi şart zaten.
Taraftarın da dün akşamki gibi oyuna müdahalelerle maçı takip etmesi de önemli.
http://twitter.com/uzaygokerman