Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Koç Pianigiani Khimki deplasmanında son salisede kaybedilen karşılaşmayı bir türlü unutamıyor. Unutulacak gibi değil elbette; o maç kazanılmış olsa bugünkü galibiyet Fenerbahçe Ülker için başka anlamlar ifade edebilirdi.

Üst üste kaybedilen serilerden sonra mutlak surette kazanması gerektiği bir karşılaşmaya dönüşmüştü Cantu finali.

Ve bu maçı kazanmak için birden fazla unsurun bir araya gelmesi ve üst üste de çalışması gerekiyordu.

  1. Çok iyi savunma yapılmalıydı.
  2. Rakip az sayıda tutulmalıydı.
  3. Pota altında etkinlik sağlanmalıydı; özellikle dönen toplara sahip olmak önemliydi.
  4. Bo ve Barış iyi oynamalılardı.
  5. Hakemler en azından tarafsız kalabilmeli, az hata yapmalıydı.

İlk çeyrek bu saydığımız şeylerin genel anlamda Cantu lehine geliştiği bir bölüm olarak geçti. Fenerbahçe Ülker rakibin sayılarına engel olamazken, savunmada, özellikle pota altında önemli boşluklar verdi. 18-22

Haberin Devamı

Ve ikinci çeyrek...

Pianigiani'nin sahaya sürdüğü beşi görünce çok şaşırdım.

Barış, Ömer, İlkan, Oğuz'la belki de takımın başına geçtiğinde bu yana ilk defa dört yerli oyuncu ile oynuyordu.

Öyle ya da böyle, kadroda ne kadar üst düzey iyi oyuncunuz da olsa takımın içinde taraftarla aynı dili konuşan ve onların coşkusunu bilen adamlara ihtiyacınız var.

Bu dörtlünün Bogdanovic ile yaptığı üst düzey savunma Cantu'nun belki de maça yansıyacak direncinin ilk kırıldığı bölüm oldu. Fenerbahçe ilk defa öne geçerken rakibine de çok az sayı atma şansı tanıdı. 25-16

Barış, Ömer, İlkan ve Oğuz bu maçın kazanılmasının kritik adamlarıdır.

Devreyi önde tamamlamak Fenerbahçe Ülkerli oyuncuların maçı kazanacakları yönündeki inancını güçlendirdi.

Genel anlamda üçüncü ve dördüncü çeyrekler dengeli, başa baş gitti.

Ve temsilcimiz ikinci periyotta yaptığı ekstra oyunla rakibini yenmiş oldu.

Bo McCalebb'in farkını izlediğimiz bir maçtı. Özellikle bire bir hücumlarda boyalı alana girip, sanki vücudunda hiç kemik yokmuşçasına rakip savunmanın arasından süzülerek potaya bıraktığı sayılar basketbol dersi niteliğindeydi.

Sahanın en kısa oyuncusu olmasına karşın uzun savunma oyuncularının arasından geçip rahatlıkla sayılar bulması İtalyan takımın defansif kurgusunu delik deşik etti.

Pianigiani, Sato'ya belli ki öncelikle savunma görevi vermiş, hiç potaya bakmadı bile.

Bu maçın bir diğer önemli ayırt edici özelliği takımımızın Euroleague ortalamalarının üzerinde ribaunt almasıydı.

Haberin Devamı

Hücumda 15'e 4; savunmada 19'a 17 ile toplamda 34'e 21'lik bir üstünlük özellikle hücum bölgesindeki net farkla ekstra sayılar bulunmasına olanak sağladı.

Sato yüksek konsantrasyonuyla aldığı 8 ribaunt ile maçın adamı oluverdi.

Oğuz Savaş diğer maçlara oranla daha etkiliydi. Ancak oyuna sırtı dönük, potayla oynaması zaman zaman alabileceği topları görmemesine neden oldu. Öyle ki bazı pozisyonlarda kucağına düşecek topları bile fark edemedi.

Bu pozisyonları tekrar tekrar izlemesini öneriyorum.

Cantu, kötü takım değil; ancak asla Fenerbahçe ayarında da değil. Oyunu sadece isabetli şutlarıyla dengeliyor. İtalya'daki maçta da ekstra sayılar bulmuştu.

Hak edenin Top 16'ya kaldığı bir grup maçıydı.

Bundan sonrası artık üst düzey mücadelelerin sergileneceği bir 14 maçlık seri olacaktır. Kelimenin tam anlamıyla bir basketbol şöleni olacaktır.

Arena'nın güzel basketbol atmosferi bu şölenin merkezi olmaya adaydır.

Haberin Devamı

http://twitter.com/uzaygokerman