Birinci çeyrek sonunda görünüm şöyleydi; Galatasaray MP deplasman oynamasının dezavantajına karşın maça iyi başlayarak, yüksek şut yüzdesi yakaladı, savunmasında da boyalı alanı Fenerbahçe Ülkerli oyunculara kapatarak rakibini dış şutlara zorladı. Fenerbahçe Ülker’deyse aynen Cantu maçında olduğu gibi ilk tutukluk vardı.
Oyun bu karakterde ve tempoda devam etse muhtemelen Fenerbahçe Ülker çok zorlanır, maç da son topa kalırdı.
Galatasaray MP karşılaşmanın sonuna kadar bu şablondan pek kopmadı. Dengeli ekstra bir şey yapmayan oyununu son saniyeye sürdürdü.
Fenerbahçe Ülker’in maçı kazanabilmesi için de başka bir şey yapması gerekiyordu.
Çeyrek sonunda Bo ve Ömer Onan’ın faullerini ikilemesi başlı başına sorundu. Çünkü bu iki oyuncunun yapacağı savunmaya ihtiyaç vardı.
İkinci çeyrekte Fenerbahçe Ülker doğru hücum şeklini buldu; Bogdanovic çeyreğin hemen başında ilk defa Galatasaray MP savunmasını zorlayarak boyalı alana girdi ve sayı buldu.
Peşinden Preldzic’in bu bölgeyi zorlaması başladı.
Emir ve Bogdanovic Galatasaray MP boyalı alanını her zorladıklarında ya sayı buldular ya da faul kazandılar.
Bu iki oyuncu karşılaşma boyunca attıkları 34 sayının 11’ini serbest atışlardan bulması çok önemli bir detaydır.
Zaten Fenerbahçe Ülker’e maçı getiren oyun şekli de bu oldu.
Genel istatistiklere baktığımızda 2 sayılık atışlarda Fenerbahçe Ülker 19/39, Galatasaray 21/43, 3 sayılık atışlardaysa 6/19-6/20 denge görünürken, serbest atışlarda Fenerbahçe Ülker’in rakibine karşı 18/21’e 7/10 gibi açık üstünlük kurduğunu görüyoruz.
Ribauntlardaysa hücumda Fenerbahçe Ülker 12’ye 8 ile ve savunmada 29’a 23 ile toplamda 41’e 31’lük bir fark yaratmış.
Burada Furkan Aldemir’in tek başına topladığı 10 savunma ribaundu göze çarpıyor.
Galatasaray MP’da Gordon ve Ersin Dağlı iyi işler yaparken; çok şey beklenen Hawkins hem Fenerbahçe Ülker’in savunmasına takıldı hem de sanki tam olarak maça kendisini veremedi. Yine maçın sayısal anlamda eşitleneceği hücumunda kaptırdığı ve sonrasında yaptığı sportmenlik dışı faul belki Fenerbahçe Ülker’e maçı kazandıran hataydı.
Ndong’un bulduğu kritik sayılar maçın kırılma anlarında Galatasaray’ın maçta kalmasını sağladı.
Galatasaray MP genel anlamda hep aynı çizgi üzerinde oynamaya gayret etti. Özellikle savunmada ilk çeyrekte yaptıklarını maçın diğer bölümlerinde tekrarlayamamış olmaları yenilginin başlıca sebebi oldu.
Fenerbahçe Ülker’de üç oyuncunun öne çıkıp bu maçı aldığını söyleyebiliriz. İlk ikisini konuştuk, diğeri de Bo McCalebb’di. İlk periyotta aldığı iki faul olmasa belki bu maçta daha farklı şeyler yapmasını da izleyebilecektik.
İlkan Karaman oynadığı süre boyunca inişli çıkışlı bir grafik sergiledi. Yaptığı üst üste iki önemli hata Galatasaray MP’ın maçın sonuna kadar oyunda kalmasını sağladı.
Oğuz Savaş her geçen gün biraz daha hızından, çevikliğinden bir şeyler kaybediyor. Belki ondan beklenmeyecek iki özellik sayıyor olabiliriz ama mesele var olanında elinden kayıp gittiğini söylemeliyiz.
Sato hala sayısal anlamda takıma katkı veremiyor. Savunmada çok iyi işler çıkarmasına karşın bulduğu boş pozisyonları değerlendirememesi dikkat çekicidir.
http://twitter.com/uzaygokerman