Aykut Kocaman’ın maç öncesinde forvette yapacağı oyuncu seçimiyle ilgili yorumunu tekrar hatırlayalım.
“Santraforda, tecrübesi yüksek oyuncu yerine pozisyon tecrübesi olan oyuncu kullanacağız.”
Türkiye’de böyle bir cümle kurabilecek kaç teknik adam var; aklınıza ikinci isim geliyor mu?
Bu adam Fenerbahçe teknik direktörüdür.
“Ahmethan’ın genç olmasına rağmen pozisyon tecrübesi var.” Diye oynatıyor.
Pozisyon tecrübesini bugün Fenerbahçe için söyleyebilmek mümkün görünmüyor; ancak zaman, tekrar, çalışma ve özellikle kendine güvenen bir oyuncu topluluğuyla başka bir Fenerbahçe izleyebileceğimizin sinyalini aldık.
Aykut Kocaman 2010 yılında Fenerbahçe’nin başına geçtiği ilk dönem böyle bir hamleyi kuşkusuz yapamazdı. Bugün de ne yaptığını anlayamayan birçok fikrisabite rağmen geride bıraktığımız yılların kazandırdığı tecrübe ve kendine güven ile belki de yedi sene önce kafasında olan modeli hayata geçiriyor.
Gerçekten çok önemlidir!
Futbolcusuna da yansıyan şey işte kenardaki bu duruştur.
Hocanın kullandığı jargon ile devam edersek; Fenerbahçe’nin pozisyon tecrübe eksiği bulunuyor.
Bunun temel nedeni de yeni bir takım görünümünde olmasıdır.
Kadroya baktığımızda geçen seneden farklı sadece üç oyuncu olduğunu görüyoruz bu bir takımı yeni yapar mı?
Oynamaya çalıştığınız şey başkaysa on bir aynı oyuncu ile de yeni olabilirsiniz.
Geçen sezon Alper’in oynadığı yer ile dünkü maçtaki çok mu farklıydı?
Alper aynı mıydı?
Bu yıl takımın ilk on birinde geçen seneki kadar kolay yer bulabilir mi emin değilim ancak bu sezon farklı bir Alper izleyebiliriz.
Maçın eşitlik sayısını sağlayan Alper goldeki pozisyonunun bir benzerini karşılaşmanın hemen başında yapıp rakibine sarı kart aldırdı; belki ikinci golde de oyuncunun Alper’e müdahalede bulunamamasının en birincil sebeplerinden biri buydu.
Neymiş, maçın 4. Dakikasında gösterilebilen bir sarı kart ilerleyen dönemde karşılaşmanın kaderine etki edebiliyor. Türkiye’de bu kartlar bu dakikalarda bir türlü çıkamıyor; Fenerbahçe’nin lehineyse zaten kafada başka tilkiler dolaşıyor.
Savunma…
Şener ve Hasan Ali üzerine koyamadıkları gibi geriye de gittikleri gözleniyor.
Fenerbahçe’nin sağ ve sol bekleri olduğunuzda savunma ile birlikte hücumu da iyi yapabilmelisiniz. Özellikle Şener karşılaşmanın ilk yarısında bu pozisyonları buldu ancak etkili ortalar yapamadı.
Fenerbahçe’nin yediği golde savunma yerleşiminin, önce Şener’in adım eksik kalarak adamını kaçırmasının, peşinden de Hasan Ali’nin yerinde olmamasının büyük etkisi var.
Hiç kuşku yok ki Volkan’ın bu kadar ileride olması da hataydı. Volkan’ın karşılaşma boyunca üzerine gelen her topu sektirmesi ve ilk seferinde sahip olamaması gollere adeta davetiye çıkardı. Neyse ki korkulan olmadı. Olabilir miydi, evet olurdu.
Fenerbahçe atamadığı şekilde böyle gol yememelidir; evet rakip iyi hücum eder, siz takım halinde buna engel olamazsınız ve gol olur. Ancak bu kadar bireysel hatanın peş peşe olduğu bir gol yememelidir.
Geçen sezonun en önemli sorunu buydu, kaldığı yerden devam ediyor görünüyor; temel nedeni de oyuncu performansına bağlı olduğu görülüyor.
Ama Aykut Kocaman başka şeyler de deniyor; Advocaat ligin tepe taklak aşağı inen ikinci devresinde bir türlü yeni şeyler denemez ve inat ederken dün gördük ki Josef-Topal tandemi olmadan da Fenerbahçe oynayabiliyor.
O zaman Ozan da etkinleşebiliyor. Hatta Josef’in sorumluluk bilinci daha da güçlenip, orta alanda daha da pozitif olabiliyor.
Kuşkusuz Valbuena, Dirar gibi hücumdaki etkili oyuncuların olması, Fenerbahçe’nin artık bekleyen değil de oyuna müdahale edip, belirlemeye çalışan bir takım haline gelmesinin etkisi büyüktür.
Her ikisi de farklılık yaratacaklarının sinyallerini verdi. Az zaman sahada kaldı ancak İsla’dan bir fikir edinebildik.
Geçen sezon Fenerbahçe’nin kaliteli oyuncuları olduğunu ancak bunu sahaya yansıtamadıklarını söylemiştik, bu sezon bu kurgu içinde aynı oyuncuları bambaşka rollerde izleyebiliriz.
Böyle maçlarda öncelikli hedef turu geçmektir; kazanabiliyorsanız önemlidir.
Fenerbahçe kazandı ve turu geçmeye de çok yaklaştı.
Takım kurgusu ve Aykut Kocaman’ın kafasındaki oyun zamanla oturacaktır. İzlemek dahası anlamak gerekiyor.
Fenerbahçe’nin güven veren nitelikli bir teknik direktörü var.