Sezonun ilk yarısının ve yılın son karşılaşmasında deplasmanda Trabzonspor karşısında alınan farklı galibiyet ve oynanan futbolun ligin ikinci bölümü için yeterli olacağına inananlardandım.
Zaten ligin genel ortalaması ve standardı daha yüksek kalitede ne mücadeleye ne de oyuna gereksinim duymuyordu.
Son iki haftada Fenerbahçe’nin önünde yarışı sürdüren ekiplerin aldığı sonuçları ortadadır.
Sadece Başakşehir ve Galatasaray özelinde değerlendirirsek son iki haftada kaybettikleri 10 puan olduğunu görüyoruz; Beşiktaş’ın 3 puanını eklediğinizde ortaya 13 puanlık bir bonus çıkıyor.
Matematiksel olarak 6 moral bakımdan 19 puanlık iki maça çıkan Fenerbahçe Bursaspor ve Kasımpaşa beraberlikleriyle 17 puanlık avantajı elinin tersiyle itiverdi.
Fenerbahçe bu maçları kazanabilmiş olsa ligin tüm senaryosu değişecekti.
Bu görüntü kalan 13 maçlık seri için de geçerli değil mi?
Kuşkusuz!
Ancak Fenerbahçe girişte konuştuğumuz Trabzonspor maçındaki futboluna benzer karakterde oynayabilirse…
Şu gerçek ki kâbus gibi bir Şubat ayı geçiyor ve Fenerbahçe kötü oynuyor; en azından kazanacak seviyeye gelemiyor.
Evet, sezon başından bu yana bir sürü dış etkenle mücadele ediyor; Fenerbahçe’nin karşılaştığı sorunların sadece teki bile Beşiktaş’ı bugün bulunduğu yerden alaşağı edebilir ancak netice olarak standardınızı da korumanız gerekiyor.
Dün Kasımpaşa karşısına çok önemli kadro rotasyonuyla çıkmak zorunda kaldı Advocaat.
Alper, Lens hakem kontenjanından, Van Persie de PFDK opsiyonuyla cezalı olduklarından kadroda yer alamayınca yerlerine Stoch ve Volkan Şen oynamak durumundaydı.
Fenerbahçeli futbolcular pozisyon gereği hakemden kart görmüyorlar. En basit itiraza tahammülü olmayan bir yönetim anlayışıyla sahada mücadele etmek zorundalar.
Daha ilginci hakemi de yenmek zorundalar.
Hollandalı teknik adam savunmanın sağ ve solunda da sorun görmüş olacak Şener ve Hasan Ali’yi de kulübeye çekmişti.
Bu şekilde takımın yarısı değişmiş oluyordu.
Kuşkusuz Trabzon’daki takım ile bunun arasında futbol bakımından farklar vardı.
Geçen hafta Bursaspor’un 10 kişiyle yaptığını Kasımpaşa dün 11 kişiyle ortaya koydu.
Kendi alanına gömülen ve rakibine oynama imkânı vermeyen bir taktiksel kurguyla geçen hafta Başakşehir top bile oynayamamış; Beşiktaş ligdeki ilk yenilgisini yine Kasımpaşa karşısında almıştı.
Fenerbahçe’nin ilk yarı ortaya koyduğu futbol gol pozisyonu üretme bakımından tatminkâr olamadığından sürekli uzaktan şutlarla kaleyi yoklama tercihi ön plana çıktı.
Stoch ve Volkan Şen’in adam eksilten oyun anlayışına bağlanan Fenerbahçe’nin taktiksel kurgusu ilk yarı istenileni veremezken, Volkan Şen’in daha maçın 30. dakikasındaki bitik görüntüsü bile başlı başına sorun yaratıyordu.
Ancak Advocaat sorunu Sow’da görmüş olacak, belki yayıncı kuruluşun yorumcusunun da etkisiyle İkinci yarı Fernandao’yu değiştirerek başladı.
Oysa Sow’u sağa çekerek Volkan Şen’i çıkartabilir, Fenerbahçe’nin genel yapısına uygun bir diziliş oluşturabilirdi.
Advocaat’ın sezon başından itibaren oynatmaya çalıştığı futbolun kadronun genel karakteriyle uyumlu olduğuna şüphe yok.
Bu taktiksel kurgudan sonuç da aldı Fenerbahçe.
Ancak sıkışan, başka bir şekle dönüşen karşılaşmalarda; örneğin Beşiktaş’a karşı da benzer bir sorun olmuştu lig maçında, başka bir şey yapma ihtiyacı da gerekebiliyor.
Maç sonunda Volkan Şen’in sakatlandığından söz etti Hoca, demek ki bir sıkıntısı vardı, onunla birlikte orta alanda Josef’i de değiştirerek başka bir oyun formatı denenebilirdi.
Geçmiş yıllarda Lugano, Luciano gibi sırtında 2 numaralı forma taşıyan futbolcuların sıkışan maçlarda ne türden hamleler yaptıklarını çok iyi tecrübe etmiştik, böyle karşılaşmalarda stoperlerin bile ceza sahası içinde gol aramak üzere risk alması evet belki taktiksel açıdan yanlış olabilir ancak kazanmak adına denenmeyecek hareketler değildir.
Fenerbahçe’nin oyun akışkanlığı giderek azalıyor. Çok daha stabil, durağan bir takıma dönüşüyor.
Bundan sonrası için ne olur her şey Fenerbahçeli oyuncuların ortaya koyacakları mücadeleye kaldı.
Bu görüntüden kurtulmak mümkün; ancak değişmezse Fenerbahçe adına birçok şeyin daha da zorlaşacaktır.