Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

UEFA’nın yarattığı sessizlik ortamında oynanan Avrupa Ligi karşılaşmasında Fenerbahçe beklentilerin çok altında bir futbol oynamasına karşın Çek takımını elemesini bildi ve çeyrek finale çıktı.

Şu gerçeği bir kere not edelim, Fenerbahçe’nin sahaya çıktığı kadro ve diziliş sezonun ilk yarısında herkesi bayıltan, sıkan ve bir türlü pozisyon üretemeyen yapısal özelliği taşıyordu.

Bursaspor maçında Semih Şentürk her ne kadar iyi olamasa da taktiksel anlamda Fenerbahçe’nin sahada daha doğru işler yapmasına yardımcı olan bir yerde ve görevdeydi.

Haberin Devamı

Webo’nun gelmesiyle Fenerbahçe 4-3-3 dizilişiyle sahaya yayılıyor ve bol pozisyon üretiyordu. Gol oluyor ya da olmuyor bu ayrı bir şeydir. Geçen hafta Plzen’deki karşılaşmada olduğu gibi.

Ancak Aykut Kocaman Caner’le başlamayı tercih edip, Semih’i yanında oturttu. Sow ileride yine yalnız kaldı. Kuyt ile sağdan bir şeyler yapılmaya çalışılsa da yetmedi. Orta alanda üretimden uzak standart futbolculardan kurulu sadece orada top çeviren bir Fenerbahçe vardı.

Fenerbahçe’nin bu oyunu kuşkusuz rakibi iştahlandırdı. Güven sağladı ve ilerleyen dakikalarda Fenerbahçe’den çok daha üstün bir takım görünümüne büründü.

Yine bir gerçekten söz etmeliyiz. Plzen Avrupa standartlarının çok altında bir takım, uygun bir çok pozisyon ve atak girişimlerinde hem yanlış tercihler yaptılar hem de son vuruş beceriksizliği gösterdiler. Marsilya ve M'gladbach maçlarında becerinin nasıl gole dönüşebildiğini izledik.

Bu, Fenerbahçe için gecenin şansıydı.

Ve Mehmet Topal’ın sakatlanması…

Hayatta bazı şeylerin değişmesi için üzüntülere ihtiyaç olur; daha doğrusu üzüntüler bazen içlerinde yepyeni sevinçleri barındırır. Topal’ın sakatlanarak oyun dışı kalmasının şanssızlığı bir anlamda Fenerbahçe’nin kaderini de değiştirdi.

O dakikaya kadar kenarda yedek kulübesinde sahada olan biteni izlemiş, değerlendirmiş, neye ihtiyaç duyulduğunu sanki keşfetmişçesine oyuna giren Salih Uçan Fenerbahçe’ye hayat veren golü attı. Akıl, sezgi, takip ve fırsatçılık vardı golde.

İlginçtir onun başardığı şeyi dün gece ne Sow, ne Kuyt, Caner ne de Brezilya pasaportuna sahip Baroni yapamadılar.

Haberin Devamı

Bu dört oyuncu Fenerbahçe’nin yakaladığı kaleci ile karşı karşıya pozisyonları çerçevenin içine göndermek yerine file bekçisine teslim etmeyi tercih ettiler.

Bir anlamda Fenerbahçe adına kaderle zar attılar.

Fenerbahçe kaderle zar attı.

Salih’in bu takımda çok daha fazla forma şansı bulması gerektiğini net olarak gösteren bir maçtı.

Ve Bekir…

Plzen’e zorlaya zorlaya golü attırdı. Zaten Fenerbahçe'nin savunmadaki dağınıklığı, bireysel başarısızlığı sezonun en önemli sıkıntısı oldu. Bekir’in oynadığı pozisyon futbolun en basit ve temel hareketlerinin yapıldığı yerdir. Kimse bir stoperden gol pası vermesini, çalım atmasını, gol atmasını beklemiyor.

Ancak Bekir bütün bunları sürekli unutuyor. Taca atıp rahat bir pozisyon alması gerektiği yerde hem kendisini köşeye sıkıştırıp oyundan düşürdü hem de topu rakibe teslim ederek atak momentumunu verdi.

Aynı şeyi birkaç dakika önce Volkan da yapmıştı.

Bu gol Fenerbahçe’nin bütün sinir sistemi üzerinde şok etkisi yarattı. Kim olsa aynı etkiyi hisseder ve yaşardı da. Maç sonuna kadar gerilim üst düzeye çıktı ancak korkulan olmadı.

Haberin Devamı

Çeyrek finale çıkmak sonuç olarak fazlasıyla tatminkârdır.

Çeyrek finaldeki takımların büyük bölümünün Şampiyonlar Ligi klasmanında olması bu başarının değerini çok daha yükseltmektedir.

Bu akşam kura şansı Fenerbahçe’nin yanında olsun diyelim.

http://twitter.com/uzaygokerman