Maçın adamının bir kaleci olduğu Süper Kupa finali bir kaç oyuncuyu dışında tutarsak en azından fair play anlayışına yakışan bir görüntüde geçti ve tamamlandı. Özellikle Kupe töreninde Fenerbahçe taraftarının Muslera'yı alkışlaması, kalecinin onlara aldığı ödülü göstererek cevap vermesi, Galatasaray takımının törene katılması, rakip futbolcuların birbirlerini kutlamaları, Prandelli'nin teker teker Fenerbahçeli futbolcularla buluşması gibi görüntüler umut vericiydi.
Ancak özellikle Volkan ve Melo arasında penaltı atışları sırsında olup bitenler artık görmek istemediğimiz, içimizi kaldıran hareketlerdi. Volkan'ın alternatifinin olmadığı bir süreçte yaptığı hareketi anlamak çok kolay olmasa gerekir. Maç sonundaki açıklamalarıysa çok daha düşündürücüydü; hiç yakışmadı.
Sezon öncesindeki ve başındaki ilk dört maçın takımlar için ölçü olmadığını biliyoruz. Bu nedenle futbol adına konuşmak için çok erken.
Ancak şu bir gerçek Fenerbahçe son yıllardaki devamlılığını sürdürüyor. Buradaki temelin kadro istikrarına dayandığı da bir gerçektir. Bu anlayışla oyunun tamamına yakın bölümde Fenerbahçe çok daha üstün oynadı ve hatta pozisyon bulup Kupa'yı almaya hak kazandı diyebiliriz.
Muslera çok iyi kaleci; son vuruşlarda maç içinde olsun, penaltı atışlarında olsun çok dikkatliydi ve başarılıydı. Maçın adamı seçilmesi Galatasaray adına oldukça düşündürücüdür. Bu şekilde maçın nasıl oynandığı da bir kere daha tescil edilmiş oldu.
Galatasaray kadrosuna katılan oyuncularla yeni teknik adamının kafasındakilerin bir araya geliş sürecini yaşayacak görünüyor.
Yasin bu kadroda kendine yer bulabilir mi? Zor...
Olcan her ne kadar oyunu hareketlendiriyor, Galatasaray adına bir şeyler üretiyor görünse de takımın ana kurgusunun Selçuk üzerinde olduğu da bir gerçek.
Selçuk kendi ceza sahasına yakın bölgede karşıladığı Fenerbahçe ataklarını bu bölgeden uzun ve derinlemesine paslarla oyunu açmaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Ancak futbol sadece sahip olduğunuz forvet oyuncularınızın bireysel başarılarına dayalı oynanamıyor.
Selçuk İnan bu kadar geriye yaslanarak oynamaya devam ederse Galatasaray çok zorlanacaktır.
Fenerbahçe'nin devam eden sorunlarından bir tanesi Selçuk gibi bir oyuncuya sahip olamamasıdır. Diego bunun karşılığı mıdır, izleyerek göreceğiz.
Orta alanda önce Emre, sonra Raul topu dağıtmaya çalışsa da istenen verim alınamadı.
Alper neredeyse hiç olmadı.
Caner'in yaptığı kısa ve uzun mesafeli ortaların hiçbirinin kendi arkadaşlarıyla buluşmamış olması bu oyuncu adına bir gerilemeydi.
Emenike ve Sow birbirlerinden uzak oynadılar.
Emenike üç boyutlu düşünemiyor; sahayı okuyamıyor. Öyle olduğu için de atağa çıkarken pas tercihlerinde hep yanlış tarafa oynuyor.
İsmail Kartal'ın son oyuncu değişikliğini anlamak için de biraz kafa yormak gerekti.
Penaltı atışlarında Mehmet Topuz tercihi de öyle... Mehmet Topuz çok uzun yıllardır topa vurmayı unuttu. Onu bırakın kaleyi bile zor görüyor. Penaltı atışı kullananlar arasındaki en kötüsüydü, hareketi tamamlayamayıp yere düşmesi de görüntüyü tamamladı.
Hakemlerimiz lige her zamanki gibi çok hazır göründüler.Kaos çıkarmada üstlerine olmadığından yeni sezonda da üzerlerinde en çok konuşluacak unsur olmaya devam edeceklerini gösterdiler.
http://twitter.com/uzaygokerman