Futbolda bazı futbolcuların kadersizliği vardır; birçok yerde oynatma opsiyonu varmış gibi görünür ancak o futbolcular zaman içinde orijinal futbol karakterlerini ve oyun melekelerini bile yitirirler.
Mehmet Topal çok iyi futbolcu olmasına karşın her geçen gün bu tür erozyonu yaşıyor; sevimsizleşiyor.
Dün geceki maçın Fenerbahçe adına en kötüsüydü, yenilginin baş sorumlusu olacaktır; ancak çok iyi biliyoruz ki şu karşılaşma öncesinde Türkiye’de futbol bildiğini iddia eden kime sorsanız Mehmet Topal’ın stoper oynamasını yadırgamazdı.
Fakat ihale Mehmet Topal’a kaldı ve ülkenin futbol iklimi gereği hem Aykut Kocaman hem de oyuncu günah keçisi olarak uçurumdan aşağı atılmaya çalışılacak.
Ortada şöyle bir gerçek var Fenerbahçe’nin savunması geçen senenin kat be kat gerisinde; peki Fenerbahçe böyle golleri geçen sene de yemiyor muydu?
Kuşkusuz!
Normal şartlarda asla bir araya gelemeyecek kötü senaryoların hepsi peş peşe yaşanıyor.
İlk golde Mehmet Topal’ın ters kafası rakip takımı bire birde pozisyona soktu, ancak sezonun en hazır ve en güvenilir oyuncusu Skrtel’in ayakta duramaması ne rakip oyuncunun becerisiydi ne de Skrtel’in beceriksizliği…
Bu gole kadar sahada tek kale oynayan bir Fenerbahçe vardı, sonrasında da bu oyun devam etti. Dört net şut vardı, ikisi kaleyi buldu, biri sıyırdı. Birinde de Ahmethan’ın tecrübesizliği…
Olmadı!
Aykut Kocaman sahada işleyen bir düzen görüyordu ancak bu bir yanılsamadan başka bir şey değildi.
Fenerbahçe geride bıraktığımız iki sezondur sahada çok iyi mücadele ediyor olsa da üretkenlik adına büyük bir sıkıntı yaşıyor. Hocanın bu duruma biraz daha odaklanması gerekiyor.
Oyuncuların kalitesini tartışmak böyle zamanlarda en kolayıdır; bir gerçek var ki bu takımın önemli bir uyum sorunu var. Bu nedenle birçok oyuncu ne kadar denerseniz deneyin aldıkları şansı kullanamıyorlar.
Başta Ozan olmak üzere, Alper, Aatıf, Şener ve Hasan Ali bir çeşit kaybedenler kulübü üyesine dönüştüler. Dün gece bunların arasına Mehmet Topal da girdi. Bu oyuncular kazandıracak hamleye sahip değildi. Her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorlar.
Aykut Kocaman’ın ne yapmak istediği açık olarak ortada ancak bu iş için kafasındakileri anlayıp sahada ortaya koyabilecek oyunculara ihtiyaç var.
Yepyeni!
Mesela gerçekten iyi gol vuruşu özelliğine sahip, zaman kazandıracak bir golcüye; çünkü zaman da önemli.
İkinci yarı Şener ve Ozan’ı hemen kenara alıp Isla ve Soldado hamlelerini yapmalıydı bu nedenle. Zaten elinde başka da alternatif yoktu. Değişikliklerin geciktiği her dakika ihale eski oyuncular üzerine daha da büyük bir yük şeklinde kalmaya devam edecekti; öyle de oldu.
Rocky 4’de Dragon, Apollo’yu öldürmeye hazırlanırken Rocky’nin elindeki havluyu bir türlü ringin içine atamamasına benziyordu; kuşkusuz Vardar takımının Dragon ile yakından uzaktan ilgisi bile yoktu.
Bu turda çekilebilecek en iyi kura Vardar’dı. Zaten 90 dakika boyunca futbol adına tek bir şey yapamadılar. Ne böyle bir becerileri ne de güçleri vardı!
Fenerbahçe bu takıma karşı ancak böyle gol yiyebilirdi ve yenilebilirdi, en zoru başardı.
Kendi kendine yenildi.
Baktığınızda neresinden bakarsanız bakın tüm sorumluluk baştan aşağı Fenerbahçe’den başka bir yerde aranamayacak durumdadır.
Josef’in aldığı kırmızı kart sorumsuzluktan başka bir şey olmasa da belki önümüzdeki hafta bambaşka bir kadro kurulmasının nedeni olabilir.
Fenerbahçe bu turu öyle ya da böyle geçer.
Ama Fenerbahçe olursa geçer…
Fenerbahçe, Fenerbahçe gibi olursa!
Fenerbahçe demek sadece sahaya çıkan 11 futbol demek değildir.
12 Numarası da orada olacaktır.