Fenerbahçe en başından beri Avrupa'da, Kupa'da çok farklı bir takım görüntüsüne bürünüyor.
Lider çıktığı grup Şampiyonlar Ligi ayarındaydı; orada rakiplerine futboluyla üstünlük kurdu, başladığı şekilde de devam ediyor.
Evet, sezon başında çok önemli sorunlar atlattı, takım kurgusunu oturtması zaman aldı, inişleri çıkışları oldu; ancak takımın bu seviyeye gelişi sürpriz değildir.
Aykut Kocaman'ın ne yapmak istediğini bilen, anlayanlar için beklenen, normal bir sonuçtur.
Fenerbahçe bize net olarak şunu gösterdi, bu Lazio'dan çok daha güçlü, donanımlı, taktiksel kurguya sahip bir takım.
Biraz Lazio'dan konuşmak gerekiyor. Son yıllarda izlediğimiz en kirli ve çirkin futbolu oynuyorlar. Bütün ikili mücadelelerde oyuncularımıza arkadan kasıtlı ve bilinçli fauller yaptılar. Laziolu oyuncuların ayakları hep baş seviyelerindeydi. Devre biterken ceza sahası içinde Sow'a yapılan hareketi göremedi hakem, oysa çift vuruşluk bir seviyeye kalkmıştı o ayak.
İlk yarı boyunca İskoç hakem sadece uyarmakla geçiştirdi bu pozisyonları. Ancak ikinci yarı beklenen kartlar peş peşe Laziolu oyunculara gösterilmeye başlanınca önce bu kirli oyun planları bozuldu, hataya yapmaya zorlandılar, sonra da tamamen Fenerbahçe'ye teslim oldular.
Böylesine futbolun başka taraflarında kalma çabasında olan bir takıma karşı Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki mücadelesi gerçekten çok iyiydi.
Aykut Kocaman'ın takımı nasıl oynadı?
Sürekli ayağa paslarla rakibin sahaya yayılma düzenini bozmaya çalıştılar.
Sow ve Webo ile savunmanın boşluklarına derinlemesine sızmak için sürekli arayış içinde oldular.
Fenerbahçe'nin en önemli özelliği, yeteneği belki de kenardaki Koca Adam'ın rakiplerine karşı kişisel üstünlüğü olan "sabırdı."
Temel mesele topa sürekli sahip olabilmekti. Topun Fenerbahçe'de kalmasının hangi pozisyonda, yerde veya futbolcuda olmasının hiçbir önemi yoktu.
Bu sezon başında insana baygınlık veren bir tempoda ve basitlikteydi, ancak özellikle bu maçın ikinci yarısında eksik kalan rakibin bütün direncini ortadan kaldıracak, çaresizleştirecek çabukluğa ve hıza ulaştı.
Hiç kuşkusuz öncelikle takım olma becerisi ile sahada olmaya çalışıyor Fenerbahçe ve oluyor da.
Öyle olunca da karşısındaki İtalyan futbolunun temsilcisi, müzesinde önemli kupalara sahip bir kulübü sıradan bir "İtalyan köyü" takımına dönüştürüyor.
Tarihin en kötü Marsilyası, M'Gladbach'ı ve Laziosu oluyor. Bunların hepsi Avrupa'nın önemli kupalarına sahip kulüpler.
Oysa gerçek öyle değil, tarihin en iyi Fenerbahçesi ile karşılaşıyorlar.
Onları sıradanlaştıran, Fransız, Alman, İtalyan köy takıma dönüştüren Fenerbahçe'nin seviye seviye büyüyen futboludur.
Dün sahadaki bütün futbolcular özveriyle mücadele ettiler. Aksayanlar, hata yapanlar oldu; ancak bir de baktık ki eksik parça diğeri tarafından kapatılmaya çalışıldı.
Bu uzun yıllardır görmeyi arzuladığımız,beklediğimiz bir takım kurgusudur.
Ve bunun karşılığı olan başarı da kademe kademe gelmektedir.
Sporda her türlü sonuç var ancak bu Fenerbahçe'nin bir sürpriz yapacağını hiç sanmıyorum. Bu nedenle Avrupa'da yolu "yarıladılar."
http://twitter.com/uzaygokerman