Bir teknik adam için bazen en büyük sıkıntı elinde kullanacağı alternatiflerin çeşitliliğidir. Geçen sezon Fatih Terim'in her bölge için oynatabileceği optimum sayıda oyuncusu vardı ve zaten konsantrasyonun ligle sınırlı olduğu bir ortamda bunların içinden bir takım çıkarmak kolaydı.
Bu sezon başından beri Galatasaray'la ilgili yaptığım yorumları takip edenler ilk defa söylemediğimin farkındalar; Fatih Terim'in kafası karmakarışık.
Bursaspor savunması orta sahaya yakın oynuyor ve sürekli arkaya adam kaçırıyor; Selçuk-Umut organizasyonu sonucu klasikleşmiş bir gol attı Galatasaray. Böyle bir düzen içinde oyuna alınacak ilk isim kim olur?
Selçuk-Umut/Burak üçgeninin bu tip oyunda ne kadar etkili olduğunu Fatih Terim bilmiyor mu?
Kesinlikle bizden çok daha farkında durumun; ama her ne olduysa Burak Yılmaz bir şekilde kızağa çekilmiş. Sorunun ne olduğunu bilmiyoruz ancak sonuçlarından Galatasaray etkileniyor.
İkinci yarı Elmander çıkıyor; Amrabat, Yekta çıkıyor; Aydın giriyor.
Bir sonraki hamlede Engin-Sniejder değişikliğini izliyoruz.
Amrabat-Emre ve Sneijder aynı anda sahada; orta alanda Selçuk tek başına kalmış.
Sağ kanatta Emre ile Aydın, sol kanatta da Amrabat ile Sneijder'i görüyoruz. Umut tek başına santrafor oynuyor.
Sonuç; Galatasaray'ın klasik 4-4-2 dizilişi 4-1-(2+2)+1'e devşirilmesidir.
Bu oyun düzeninde Galatasaray pozisyon bulabiliyor mu?
Fatih Terim'in bu hamleleri karşısında Bursaspor ileride kurduğu savunmasını geriye çekiyor; orta alanı boşaltıyor. Kısaca geride boş alanlar sunan takım bir anda kapanıyor ve pozisyon dahi vermeden maçı tamamlıyor.
Burada Galatasaray'ın tek avantajı, orta alanda Selçuk İnan'ın boş kalmasıydı; ancak takım kurgusu öylesine alışılmadık bir hal alıyor ki Selçuk için bile zor bir şekle girmiş oluyor.
Fatih Terim'in bu transfere göre oynatacağı bir takım kurgusu olmadığını Bursaspor karşısında net olarak görmüş olduk.
Sneijder'den bir mucize beklemek de bu ortamda anlamsızdır; çünkü takımın da ona yönelik bir bağlantısı yok.
Bu denklemi nasıl çözeceğini ilerleyen haftalarda göreceğiz.
Ancak üç haftada kaybedilen puan sayısı şimdiden 5 oluverdi.
Bursaspor ilk yarı çok iyi top oynadı. Müthiş bir gol attı. Batalla, Pinto, Murat ileride çok iyi anlaşıyorlar. Ancak Belluschi'nin bu düzen içinde aksadığını gördük.
Hücum isteyen oyun oynama arzusu savunmanın ileri çıkmasına neden oldu. Bu da Galatasaray'ın işini çok kolaylaştırabilirdi, ancak kullanamadı.
Bursaspor'un kaçırdığı pozisyonlar Galatasaray'ınkinden çok daha netti. Biraz daha dikkatli olabilseler maçı kazanabilirlerdi.
Hakem Fırat Aydınus için bu sezon çok kötü geçiyor. Maçın ilk yarısında sahanın her yerinde onun ön plana çıktığını ve standardı olmayan kararlar verdiğini gördük.
Bursaspor'un golünü saymadı; nizami görülüyordu.
Vermediği kartlar da maçın dengesini çok değiştirdi.
Bunun tek bir nedeni var; hatalı olduğu bir durumda MHK'nin bile bile hakemin arkasında durmasıdır. Ceza ve ödüllendirme dediğimiz şey hayatta bunun için vardır. Siz hakemlerinizin hatalarını görmezden gelip bir de hep beraber alkışlarsanız sonuç bu olur.
Ligin kızıştığı haftalarda kritik maçlarda böylesi hatalar çok konuşulacaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman