Ligin 3. Haftası tamamlandı ve yavaş yavaş da takımların verileri yerli yerine oturmaya başlıyor.
Geçen hafta derbi oynanmadan Galatasaray’ın ligin en hızlı topunu oynadığına yönelik bazı “gözü kapalı” yorumlar konuşuldu. Bu tartışmalar uzar gider ve sonuca da bağlanmaz; mesele hangi takımın daha hızlı oynadığını sayısal verilerle destekleyerek anlamak olmalıdır. Bu aynı zamanda Süper Ligin standart ve ortalamalarını takip etmek bakımından hem önemli hem de değerlidir.
Öncelikle şunun bilgisini verelim; Pazar günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisi topun oyunda kaldığı 41:42 dakika ile Süper Ligin en kısa süreli oynanan karşılaşması oldu.
Bu sürenin nereye karşılık geldiğini hem Süpel Lig hem de Premier Lig’deki maçlarla kıyaslayarak görelim.(1)
Ancak diğer taraftan 3. Haftanın açılışı maç olan Karagümrük-Başakşehir karşılaşması da topun oyunda kaldığı ve isabetli pas sayısı bakımından Premier Ligin bir başka karşılaşması Wolverhampton-Manchester City maçına yakın dikkat çeken veriler sunuyor bize.
Başakşehir Lige 3’de 0 ile başlamış olmasına rağmen zirveye oynayan takımlarla kıyaslandığında tuhaf bir şekilde zirveye yerleşiveriyor.(2)
Bu tabloya göre Galatasaray’ın hızlı oynadığını söylemek çok kolay değil; bu bir Formula-1 yarışı olsaydı o zaman belki süre ve puan ilişkisine göre Galatasaray’ı hatta Fenerbahçe’yi bu klasman içine almak mümkün olabilirdi. Hatta biraz sonra konuşacağımız Konyaspor-Beşiktaş maçında Konyaspor’un topla oynadığı süreyi hesaba kattığımızda başka sonuçlara da ulaşabiliriz ama futbol öyle değil. Bunu iddia ederseniz kalan 37 haftada çıkacak daha derli toplu ortalamaları anlamak ve değerlendirmek kolay olmaz.
Ayrıca ülkemizdeki futbolu değerlendirme kriterleri bakımından da sayısal veriler, oyun ve sonuç ilişkisinin artık doğru ve ayakları basacak biçimde kurgulanması gerekiyor.
Başakşehir sezona galibiyet ile başlayamamasına rağmen topla en uzun süre ve en çok temas ederek pasla oynayan takımı olması yine Süper Ligin isabetli şut çeken 3. takımı durumunda bulunması aslında Okan Buruk ve oyuncularının bir şeyler yapma uğraşında olduklarını bize göstermelidir.
Aynı şeyi Beşiktaş için de söylemek mümkündür ki Konyaspor’a kaybedilen 4-1’lik karşılaşma ile maç verilerinin birbiri ile tutarlı olmadığı ortadadır.
Buradan ezbere, verilerin tek başına bir anlam ifade etmediği, önemli olan sonuca ulaşmak olduğu söylenebilir elbette; Türkiye’de kazanan ve gündemi belirleyen bu olduğundan maalesef tartışmayı bu şekilde kapatmak zorunda kalabiliyoruz.
Ancak meraklısı için dört büyük takımın geride kalan haftalarda oynadığı oyunun karşılığının ne olduğunun verileri bir bakalım.(3)
Fenerbahçe’nin derbide yaptığı isabetli pas sayısı ve topla maç boyunca oynadığı süre Erol Bulut’un mutlak surette çözüm bulması gereken bir durumdur. Ayrıca diğer 20 takım arasında sadece Kayserispor’un ligin ilk haftasında Kasımpaşa ile oynadığı karşılaşmada 202 isabetli pas yaparak Fenerbahçe’nin gerisinde kaldığının bilgisini de vermem gerekiyor.
Yine toplu oyunda, yukarıdaki tablodan görüleceği gibi ligde sadece Konyaspor 16:19 dakika ile Fenerbahçe’nin gerisinde kalmaktadır.
Son olarak da ligin 21 takımın genel tablosuna bakarak kapatalım.(4)
Tablo takımların maçlarda en çok topa sahip olma sürelerine göre sıralandırılmıştır.
Bu sıralamanın Puan Sıralamasıyla tutarlılık göstermemesini; her maçı izleyerek ve takımların gösterdikleri eforun karşılığını neden alamadıklarını ancak bu şekilde anlamanın mümkün olacağını düşünüyorum.
Mesela Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin kalitesizliği verileriyle de kendisini ortaya koyarken, Başakşehir’in neden ligin son sırasında olduğunu ve Beşiktaş’ın Konyaspor’dan nasıl 4 gol yediğini o maçların özelinde değerlendirmek gerekiyor.
Süper Ligin kalitesini artırabilmek için öncelikle topun oyunda kalma süresi ile pas sayısını yükseltmekten geçtiğine inanıyorum.
Son olarak da şu sorunun cevabını arayama ne dersiniz?
Galatasaray-Fenerbahçe derbisi 41:42 dakika oynandığına göre kalan kalan 48:18 dakikanın nereye gittiğini hiç merak ediyor musunuz?
Veriler: MatchStudy