Her ne kadar Sneijder çok büyük ses getiren bir transfer olmuşsa da Drogba isminin dünyadaki ve ülkemizdeki algısı kuşkusuz çok farklı. Anadolu'ya çıkın ve yüz kişiye bu iki futbolcunun adını sorun muhtemelen Drogba'yı bilmeyen bulamazsınız.
Sahaya çıktığında üzerinde taşıdığı ismin ağırlığının Akhisarlı oyuncuları ezdiğini gördük. Herkes merak içindeydi, sahadaki Akhisarlılar da öyle...
Neredeyse ayaklarındaki topu Drogba'ya teslim ettiler, hadi oyna diye.
Ve o merak eylemsizliği, tutukluğu getirdi; Burak'ın çok güzel ortasına iki rakip savunma oyuncusunun arkasından çok iyi yükselen Drogba rakip için en can acıtıcı yere topu gönderdi. Topun şiddeti de bu acıyı artırdı.
Gol mü olacak yoksa dışarı mı çıkacak; gol mü olacak, dışarı mı çıkacak...
Kuşkusuz böyle üst düzey oyuncuların futbol şansı da yanlarında olur. Sonuç kesinlikle goldür.
Drogba'nın golü futbola ait görsel bir şölen, temaşanın en üst noktası, keyfidir.
Birinci golün şoku ikincisinin de asistini yaptı. Drogba'nın etkisiyle bizzat Akhisarlı oyuncular tarafından...
Maçı kazandıran bu heyecan kasırgasını kaldırdığınızda ortaya başka bir şey çıkıyor. Hatta Drogba, Sneijder, Burak, Amrabatlı Galatasaray'ın aslında taktiksel ve diziliş anlamında nasıl büyük bir sorun olduğunu da son çeyrekte net olarak gördük.
Yekta ve Umut'un kenara gelmesi demek orta alanın boşalması anlamına geliyordu. Hamit hala takıma uyum sağlayan ya da takımın bir parçası olan bir oyun sergileyemiyor.
Akhisar gücündeki bir takım bile böylesi boşluğu başarıyla değerlendirdi.
Galatasaray'ın yediği gol aynı zamanda savunma zafiyetinin bir işaretiydi.
Yukarıda saydığımız dört hücum silahı aslında adet yerini bulsun diye rakibe baskı yapan tipte oyuncular. Öyle ki üçünün birden bir topa girdiğini de gördük. Peki o top baskıdan kurtulduğunda ne oldu; boş bir orta alandan Galatasaray savunmasının üzerine atağa dönüştü.
Böyle oyunculara sahipseniz bu oyuncuları bir arada oynatacak bir oyun düzeninizin de olması şarttır.
Galatasaray'ın geçen sezon oturmuş bir kadro yapısı ve düzeni varken bazı şeyleri daha kolay başarıyordu, ancak şimdi sürekli değişen bir yapı ile tamamen yıldız oyuncuların göstereceği yaratıcılık ve beceriye dayalı bir sistem kendisini dayatıyor ki Fatih Terim de bunu "sahada biraz daha esnek olacağız" diye çok yuvarlak bir yorumla geçiştirdi.
Fatih Terim bunun potansiyel sıkıntılarının farkındadır.
Sezonun ilk yarısında Emre-Amrabat/Burak-Umut-Elmander rotasyonu bile sancılı geçmişti.
Şimdi bu çok daha çeşitlendi, katmerli hale geldi.
Eldeki malzeme bu, şimdi buradan kaliteli bir oyun, taktik ve kuşkusuz gösterişli bir futbol da çıkarmak gerekiyor; ama nasıl sorusunun cevabı Fatih Terim'de gizli.
Akhisar beklenenin üzerinde bir konsantrasyon, arzu ve atak becerisiyle mücadele ettiler. Gekas'ın biri direkte patlayan iki önemli pozisyonu onlar adına maçın kırılma anlarıydı.
Halis Özkahya'nın form düşüklüğü bu maçta da kendisini net ortaya koydu. Gösterdiği ya da vermediği sarı kartlar, çalamadığı faul düdükleri, standartsız kararları maçın zaman zaman önüne geçti.
Kitapta yazılan net tarif edilen kuralı uygulamak çok kolay önemli olan pozisyon gereği olan anı yakalamaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman