Uzun yıllardır ilk defa Fenerbahçe’nin takım olarak formda olduğu bir derbi öncesi yaşanıyor. Bu biraz da Fatih Terim’in ilk sezonunda TT Arena’da oynanan ve Galatasaray’ın çok üstün olduğu, 3-1 kazandığı karşılaşmaya da benziyor.
Galatasaray son bir sezondır dalgalı bir performansla oynuyor. Ortalamasını aldığımızda aslında ortaya istikrarsız bir takım çıkarken; özellikle önemli maçlarda futbolcuların ortaya koydukları mücadele ve yüksek konsantrasyonla sonuca gidebildiklerini görüyoruz.
Bu sezon başında oynanan Süper Kupa Finali, Beşiktaş ve Juventus karşılaşmalarında Galatasaray istediği oyunu ve sonucu almıştı.
Oyuncuların performasına bağlı bu karşılaşmalarda Drogba’nın lider oyuncu olarak sahneye çıkması da kuşkusuz çok önemli bir fark yaratmıştı.
Fenerbahçe’nin Bursaspor karşısındaki sahaya dizilişi
Galatasaray’ın Konyaspor karşısındaki sahaya dizilişi
Genel saha yerleşimlerine baktığımızda her iki takımın da benzer formatlarla sahaya yayıldığını görüyoruz.
Burada küçük nüansların fark yarattığını söylemeliyiz.
Galatasaray’da Melo, Fenerbahçe’de Mehmet Topal savunmanın önünde çok kritik bir görev üstlenirken son maçlarda Melo biraz daha hücuma katılıyor. Bu da iki stoperin savunmadaki pozisyonunu zorlaştırıyor.
Derbide Melo’nun örneğin bir Konyaspor maçında olduğu gibi ileri çıkamayacağını beklemek gerekiyor.
Melo’nun geride kalması Selçuk’un orta alandaki oyununu da etkileyecektir.
Selçuk demişken; Galatasaray’daki bütün oyun kurgusu onun üzerineydi ve bu da onun etkinliğini artırıyordu. Oysa Drogba ve Sneijder’ın gelişiyle birlikte Selçuk bu iki oyuncunun gölgesinde oynamaya başladı.
Mancini, Drogba’nın arkasında oynattığı üçlü; Burak, Sneijder, Umut’un hücumda daha fazla öne çıkıp, oyun kurmasını istiyor.
Aynı şey Fenerbahçe’de Sow, Kuyt ve orta alandan gelen üçüncü oyuncu ile sağlanıyor; son maçlarda bu pozisyonda Alper oynamıştı.
Sow ve Kuyt’ın geriye koşup savunmayı da rahatlatıyor olmaları Galatasaray’ın ileride oynayan oyuncuların katkı ve performanslarıyla karşılaştırıldığında ortaya önemli bir fark çıkarıyor.
Kuşkusuz Galatasaray’ın bu oyuncuları, Fenerbahçe karşısında geriye daha fazla gelip yardım ederek oynayacaklardır.
Her iki takımın kanatlarında savunmadan gelerek hücuma destek veren oyuncular oynuyor.
Galatasaray’da solda büyük bir sorun var. Geçen hafta burada Sabri denendi, Mancini’nin aynı yönde tercih kullanacağını tahmin ediyorum.
Caner faktörü
Fenerbahçe’deyse bu bölgede çok hırslı ve etkili bir oyuncu var, Caner. Sezon başından bu yana Caner’i durdurabilmek rakip savunmalar için çok kolay oldu denilemez. Caner’e yaklaşarak oynayan her oyuncu da etkinliğini artırdı.
Fenerbahçe’nin özellikle top rakibe geçtiği an başlattığı preste Caner’in önemli bir görev üstlendiğini görüyoruz.
Caner Erkin’in etkinliğine ait bir istatistik vermemiz gerekirse; ceza sahasına gönderdiği top sayısıyla ilgili şu veriler çıkıyor ortaya.
2. Hafta Eskişehirspor – 7 orta
3. Hafta Sivasspor – 6 orta
4. Hafta Kasımpaşa – 21 orta (Gökhan Gönül – 10)
5. Hafta Elazığspor – 9 orta
6. Hafta Gençlerbirliği – 33 orta
7. Hafta Trabzonspor – 22 orta (Gökhan Gönül – 12)
8. Hafta Erciyesspor – 7 orta (Mehmet Topuz – 14)
9. Hafta Gaziantepspor – 16 orta
10. Hafta Bursaspor – 15 orta
Caner Erkin'in saha kullanımı:
Sneijder'ın saha kullanımı;
Galatasaray’daysa Caner Erkin’in yaptığı katkıya yaklaşabilen oyuncu neredeyse yok.
Son yıllarda derbilerde evsahibinin bariz üstünlüğü göze çarpıyor. Bu Kadıköy’de başka bir şeye dönüşmüş durumda ve Galatasaraylılar da bunu kabullenmiş görünüyor.
Fenerbahçe’nin coşkulu temposu taraftarıyla ilk defa bu kadar güçlü bir şekilde birleşme potansiyelini içinde taşırken Galatasaray’ın bu maçı dengeleyip kazanmasını sağlayacak şey üst düzeyde bir performansa, oyuncuların ekstra katkısına bağlıdır.
İstatistik veriler için: http://www.matchstudy.com/MSTe.aspx
http://twitter.com/uzaygokerman