Mevsimin yarattığı hava koşulları nedeniyle ligin zirvesinde üç farklı görüntü ortaya çıkıtı. Galatasaray kendi dertleriyle kabuğuna çekilme eğilimi gösterirken, Beşiktaş iki haftadır kar engeline takılıyor, Fenerbahçe’yse ezeli rakiplerinin bıraktığı bu aralıkta yolunu açmaya çalışıyor.
Tüm zamanlarda ligin devre arasından dönüş bütün takımlar için her zaman sancılı olmuştur. Mevsimsel etkiler bir yana kısa süreli bile olsa fasılalar takımların ve futbolcuların ritminin bozulmasına neden olabiliyor.
Fenerbahçe’nin geçtiğimiz ve bu hafta oynadığı futbol asla lige ara verildiği bölümdeki gibi değil; olamaz da.
Ancak Fenerbahçe bize ilk yarı çok daha donanımlı bir futbol oynayabileceğini göstermişti, tekrar etmemesi için hiçbir neden yok, sadece o bozulan uyumun ve ritmin oturtulması, yani zaman gerekiyor.
Araya Beşiktaş için bir şey yazalım, sonra Fenerbahçe’ye devam edelim.
Beşiktaş lige henüz başlayamadı, aynı uyum ve ritim sorunu eğer siyah beyazlılar için de geçerli olursa hava şartları yüzünden boş geçtiği bu haftaları çok arayabilir. Göreceğiz.
Fenerbahçe dün bambaşka bir kadro ile sahaya çıktı.
Nani, Gökhan Gönül, Caner (ve Diego) gibi bu takımın ana omurgasını oluşturan futbolcular yoktu.
Onların yerine Şener, Hasan Ali ve Volkan Şen vardı.
En başından beri Pereira’nın bir takım istikrarı yakalayıp bunun üzerinde doğru ya da yanlış ısrar etmesini konuşuyoruz, ilk haftalarda geniş kadronun tüm kafa karıştırıcı etkilerini Portekizli Hoca yaşadı ve bunun yansımalarını da Fenerbahçe’de gördük.
Sonra yavaş yavaş kadro oturdu; seri galibiyetler peş peşe geldi. İyi futbol da hemen arkasından…
Belki adını andığımız futbolcular ligin ilk haftalarında bu takımı taşıyan oyunculardı ancak Fenerbahçe Caner ve Gökhan Gönül takımın içinde daha fazla yer bulunca o istenen ritmini yakaladı.
Ne Şener ne de Hasan Ali, kadronun birincil oyuncularının etkilerini sahaya yansıtamıyorlar.
Volkan Şen de takım için yeni bir oyuncu olarak Markoviç ile aynı özelliklere ve tarza sahip futbol oynuyor.
Ve Nani’nin yokluğunda bu iki futbolcuyla birlikte Fenerbahçe geçen senelerdeki 4-3-3 düzenine de dönmüş oldu.
Nani ve Diego Fenerbahçe’yi orta saha ve merkezde oynayan bir takım görüntüsüne sokuyordu.
Ancak Volkan ve Markoviç dikine hızlı hücumlar geliştirerek kanatları kullanan bir oyun oynanmasını sağlıyorlar.
Kısaca dünkü Fenerbahçe başka bir oyun oynadı.
Fenerbahçe Nani ve Diego ile oynamaya iki ayda alışmışken, kuşkusuz yeni oyuncular ve onların kendi oyun anlayışlarıyla bir günde dengeli ve uyumlu bir futbol beklemek hayal olurdu, futbolun genel anlayışına ve yapısına da uymazdı.
Üstelik yine Nani’nin (ve tabii Diego) yokluğunda onların görevlerini Ozan, Souza ve Mehmet Topal’ın üstlenmeye çalışmaları da eklenince işler iyice karıştı, alışkanlıklar bozuldu; kimin ne yapacağı zaman zaman aynı bölgede bir topa aynı anda iki futbolcunun müdahalesine neden oldu ki Fenerbahçe gibi üst seviyelere çıkmış bir takımın bunları çoktan aşmış olması beklenir.
Dün Fenerbahçe işte bu oyuncularla bunları yaşadı.
Ancak tüm bu uyumsuz ve ritim bozukluğuna karşın etkili oynamayı da başardı. Maç boyunca on iki korner kullanmış olması, önemli bir istatistik olarak göze çarptı.
Fenerbahçe bundan beş altı sene önce neredeyse üç kornerden bir gol çıkartırdı. Ancak son senelerde ve özellikle bu sezon duran topların verimli kullanımında belirgin bir gerileme söz konusudur hatta buna heba ediliyor bile diyebiliriz.
Pereira bu karışıklığı ve etkisizliği çözebilir, Fenerbahçe eski günlerine dönebilirse gol sorunu da halledilmiş olur. Ancak bu zaman alacağa benziyor.
Gol demişken Fenerbahçe’nin dün gollerini penaltıdan bulması bir sene sonra üst üste iki haftada şaşırtıcı bir istatistik olarak notlarımıza geçti.
Rizespor ligin en çok penaltı kazanan takımı olarak dün yine golünü penaltıdan atması bile Fenerbahçe’nin bu konuda yaşadığı sorunu kafa karıştırıcı bir hale getiriyor.
Hakem Deniz Ateş Bitnel verdiği penaltı kararları ve çaldığı düdüklerle sahada haftalardır görmeye alışmadığımız türden yüksek standart örneği gösterdi, futbolcular üzerinde de kesin ve net bir otorite kurmuş oldu.
Penaltı ve hakemlerle ilgili tartışmayı hafta arasına bırakalım.
Beşiktaş’ın iki haftadır maç yapmaması nedeniyle Fenerbahçe zirvede beş puanlık yalancı da olsa bir fark oluşturmuş oldu. Bakalım bu durum hangi takım için psikolojik bir avantaj olacak.
http://twitter.com/uzaygokerman