Galatasaray Spor Kulübü Perşembe gününe kadar aldığı karardan vazgeçmediği taktirde bu durum spor tarihimize kara bir sayfa olarak yazılacaktır.
Kararın metnini okuduğumuzda içeriğinde birçok sorunlu detay olduğunu görüyoruz.
İlki Galatasaray’ın nedense aklından bir türlü çıkaramadığı 3 Temmuz süreciyle ilgilidir.
Okuyalım mı?
“Hukukun hâkim olduğu ülkelerde, spor dünyasının içinde olmaması gereken “şike hükümlüsü” bir şahsın, kurulları ve hakemleri baskı altına alabildiği bir düzende, sporda adaletten ve ahlaktan söz edilemez.”
Galatasaray Spor Kulübü’nün 3 Temmuz’a karşı duruşu kelimenin tam anlamıyla bir taraf oluştur. Bir kere daha bu yolla kendisini ortaya koymuştur.
3 Temmuz adaletinin ne olduğu ortadadır. Türkiye’de ÖYM’lerin gördüğü bütün davalar bugün tartışma konusuyken, devletin tepesinde en üst oktavdan konuşan kişi için bile bu bir paralel yapı uzantısıyken, hatta yeniden yargılamayla ilgili süreç ortadayken Galatasaray yönetiminin bu kararı coşkuyla karşılayıp bu kadar peşinden ısrarla koşmasını anlamak mümkün değildir.
Nereye yorulacağını da iyi düşünmek gerekir.
Sn. Ünal Aysal’ın her fırsatta bir taraftan sağduyu ifadelerle konuşurken diğer taraftan “tabii ben hayatımda hiç hapis yatmadım” tarzında psikolojik vurguyla sürekli 3 Temmuz sürecine imada bulunması da ayrıca dikkat çekicidir.
3 Temmuz öyle ya da böyle aradan on, yirmi yıl geçse de ne olduğu ortaya çıkacak, bu süreçte kimlerin nasıl taraf olduğu, duruş sergilediği asla unutulmayacaktır.
Böylesi bir durumda Galatasaray yönetiminin her yazdığı metne “şike hükümlüsü bir şahsın” diyerek adres göstermesi de yüz yıllık ezeli rekabete gölge düşüren fazlasıyla “bilinçli” bir tutumdur.
İkinci husus çok daha vahimdir.
“Basketbol takımımızın hocası Ergin Ataman’ın dün akşam açıkça uyardığı gibi ve yöneticilerimizin basın toplantısında ortaya koyduğu tüm somut delillere rağmen, can güvenliğinin olmayacağı bir maçın seyircili oynatılması, tek kelimeyle Türk sporuna ihanettir.”
Öncelikle Ergin Ataman Fenerbahçe’yi iyice “ötekileştirmek” istiyor.
Ergin Ataman’ın herhalde yıllardır Fenerbahçe ile ilgili bitmek bilmeyen, bir türlü kapanmayan bir hesabı var. Ergin Ataman Fenerbahçe’nin sahasında oynadığı hangi karşılaşmada can güvenliği sorunu yaşamıştır?
Ergin Ataman daha bu sezon içinde kendi taraftarından şikâyetçi olmadı mı? Takımı bırakmakla tehdit etmedi mi?
Karşılaşma oynanmadan onunla ilgili böylesine peşin hüküm vererek ve önyargılı bir tavırla duruş sergilemeyi sporun içinde nereye yerleştirebiliriz ki?
Ergin Ataman gelecek kuşaklara nasıl bir mesaj vermek istiyor olabilir?
Özellikle Milli Takım kampında Fenerbahçeli oyuncularla arasında nasıl bir diyalog ortamı bekliyor olabilir ki?
Galatasaray Spor Kulübü nasıl olur da Ergin Ataman’ın sübjektif savlarıyla, duygu ve düşünceleriyle karar verebilir?
Türkiye’de can güvenliği olmayan bir yer var mıdır? Örneği yaşanmış mıdır?
12 Mayıs 2012 tarihinde 3 Temmuz’un etkilerinin en fazla hissedildiği bir dönemde dahi Galatasaray futbol takımı Şükrü Saraçoğlu’na gelip oradan şampiyon olarak çıkmasını bilmemiş midir?
O gün herhangi bir Galatasaraylı can güvenliği sorunu yaşanmış mıdır?
Türkiye’de en gerilimli maçların oynandığı Trabzon’a Fenerbahçeli sporcular gitmiyor, sahaya çıkıp topunu oynamaya çalışmıyor mu?
Trabzon’da maçın oynanıp oynanmayacağına Fenerbahçe mi yoksa Federasyon mu karar veriyor?
Bazı şeyler başka benzer yanlışlarla sıklıkla karıştırılıyor; Ülker Arena’da üç seneden beri kimin nerede oturduğunu, neye nasıl tepki gösterdiğini bu karşılaşmaları izleyen bütün basketbol severler çok yakından bilir. Çünkü neredeyse üç senedir aynı koltuklarda hep aynı şahıslar oturur ve takımlarını belki de diğer takım taraftarlarınınkinden çok daha objektif bir şekilde değerlendirerek izlerler.
Ülker Arena bugün bütün spor kompleksleri içinde taraftar profili bakımından belki de en güvenli salondur.
Bunu Ergin Ataman çok iyi bildiği gibi, Galatasaray’ın basketbolu yakından takip eden yöneticileri, federasyon her şeyden önemlisi de emniyet çok iyi bilir.
Bütün bunlara rağmen diyelim ki çok önemli bir güvenlik sorunu yaşandı diyelim, bu durumda federasyon zaten karşılaşmayı devam ettirmeyecek, maçı da Galatasaray lehine tescil edip, şampiyon ilan edecektir.
Can güvenliği ne demektir? Bu insanları daha maç oynanmadan peşin bir şekilde katil diye göstermek nasıl bir zihniyettir?
Bu karar sonrasında Türkiye’de basketbol oynamak mümkün olmayacaktır. Çünkü yönetimlerin fanatizmin peşine takılarak aldıkları kararlar taraftarlar arasında çok başka şekillerde anlaşılacaktır.
Bu bir algı sorunu yaratacaktır.
Yeni sezonda artık bir can güvenliği meselesi olacaktır.
Kimin salonunun daha güvenli olduğuna dair kim güvence verebilir ki?
Galatasaray yönetiminin maç saatine kadar bu kararını gözden geçireceğini tahmin ediyorum. Basketbolumuzun geleceği açısından bu çok önemlidir.
Bu maç oynanmalıdır.
http://twitter.com/uzaygokerman