Lokomotiv Moskova maçında takım tam ritmini bulmuş, uyum içinde topunu oynarken Pereira bunu yeterli görmüş olacak hemen oyuncu değişikliği yapmayı tercih etmiş, Van Persie yerine Fernandao, Volkan Şen yerine de Alper’i oyuna almıştı. Bu müdahaleden sonra Fenerbahçe başka bir top oynamaya başladı, hızı kesildi, ritmi bozuldu.
Fenerbahçe’nin sezon başından bu yana en temel sıkıntısı neydi?
Yeni takım olmanın etkisiyle bir türlü doğru oyunu bulamıyor, kuramıyordu. Kopuk kopuk oynuyor, oyuncular arasında da ortak bir dil bütünlüğü sağlanamıyordu.
Pereira ne diyordu; “zamana ihtiyacımız var ve takım oturdukça daha iyi olacağız!”
Daha iyi olmanın ölçüsü nedir?
Mesela Lokomotiv Moskova karşısındaki Fenerbahçe iyi oynuyor muydu?
Bu sorunun cevabını rakip takım teknik direktörü verdi. “Daha kötüsü de olabilirdi, 2-0 iyi sonuçtur!”
Meali; ucuz kurtardık, yani Fenerbahçe Salı akşamı gerçekten iyi oynadı.
İyi oynayan kadro ve takım genel anlayışa göre, sakatlık ve cezalar olmadıkça bozulmamalıdır.
Peki, Pereira basın toplantısında kendisine soru sormaya hazırlanan muhabire yüzünü gösterip, neyin cevabını almaya çalıştı?
“Daha iyi olmalıyız!”
Demek ki Portekizli Hoca bizim izlediğimiz, değerlendirdiğimiz gibi görmüyor olayı, Fenerbahçe iyi değil!
İyi değilse, o zaman takımla oynarsın.
Onu çıkarın, diğerini sokarsın, olmazsa bir kere daha yaparsın!
Her müdahalede ortaya başka bir takım oyunu ve şekli çıkar.
Ozan, Lokomotiv Moskova maçında çok iyi oynamıştı; haftalardır da ilk on birde sahaya çıkıyordu. Dün neden yedek soyundu ya da Diego neden onun yerine oynadı?
Van Persie gol atamamış olabilir ancak cümle âlem gördük öyle boş alanlar yarattı ki Souza kimlik ve kişilik değiştirmiş gibi bir anda kaleci ile karşı karşıya kalan ve gol atan bir oyuncu oluverdi.
Pereira’nın kafası rahat olmadığı, özellikle Fernandao-Van Persie polemiğinde kamuoyuna bir şeyler ispat etme derdiyle hareket ettiği için zıtlaşıyor.
Antalya’da bir hata yapıp orta alanı boşaltıp çift forvete dönmüştü ve bu ikinci yarı felaketi getiren sonun başlangıcıydı. Souza’nın çıkıp yerine Van Persie’nin girişi bundan daha farklı değildi.
Fenerbahçe 4-3-3 oynamaya çalışıyor ve neredeyse hemen herkes eleştirse de orta alanda Ozan-Souza-Topal’dan oluşan bir kurguyla bir oyun oturtuyor ve başarılı da oluyorken ligin eşik maçlarından birinde yeni bir arayışa girmenin bedeli de bu olsa gerekir.
İlk otuz dakikada Fenerbahçe’nin bu kadroyla da istediği pozisyonları bulduğunu söylemek mümkündür, özellikle Volkan Şen’in kendi çabasıyla yarattığı gol pozisyonlarında son vuruş beceriksizliği yapmasa kim bilir belki de yukarıdaki bir sayfalık ukalalığı daha maçın başından beri düşünmüş olmama rağmen yapmayacak, başka bir öykü yazacaktım.
Volkan Şen çalışıyor, çabalıyor, kendi futbol aklıyla bu pozisyonları yaratıyor ve kaçırıyor. Öncelikle kaçırmasındansa giriyor olmasını önemsiyorum.
Volkan Şen kariyerinin başından beri kaçırıyor, yarın yine kaçıracak ancak o pozisyonları yaratmak hiç olmamasından değerlidir.
Karşılaşmanın ikinci yarısı Fenerbahçe’nin dengesi ve kurgusu bozulmuş şablonuyla daha kısır geçti ve yetmişten itibaren gol olmayacağı da hissedilmeye başlandı.
Bu puan kaybı Pereira’nın hesabına yazılmalıdır. Zorlayarak durduk yerde polemik çıkarıyor.
Bursaspor çok iyi ve dirençli bir takım, hele kaleci Harun büyük iş yaptı. Zor bir deplasman olsa da Fenerbahçe’nin üç puanı alacak bir golü bulmalıydı.
Bu türden kayıplar olacaktır. Ligimiz dirençli ve güçlü takımlardan oluşuyor.
http://twitter.com/uzaygokerman