Tarihin en zor dönemlerinde kadınlar erkeklerin üstlendiği bir takım görevleri üzerlerine alarak harekete geçerler. Bu kadınların aynı zamanda düzenleyen, yaratan, yeniden ortaya çıkaran doğal faaliyetlerinin de bir parçasıdır.
Fenerbahçe için 3 Mayıs 1918 tarihi ne kadar önemli ve değerliyse 3 Temmuz 2011 günü de taşıdığı görev açısından yeni bir dönemin başlangıcıdır.
O tarihten bu yanan Fenerbahçe var olduğu her platformda bir mücadele veriyor. Pozisyonu gereği kendi tarihi kişiliğini küçültmeye, değersizleştirme ve başla bir şeye dönüştürmeye çalışanlara, saldıranlara, yok etmeye çalışanlara karşı direniyor, savunma yapıyor.
Ve o günden bu yana da Fenerbahçe’de kadınlar, çocuklar, gençler taşıdıkları sıradan olmayan ve tamamen farkındalıkla dolmuş bir bilinçle Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu bu durumda yanında olmak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor.
Bu sezon hiç olmadığı kadar saha kapatma cezasıyla karşılaştı Fenerbahçe ve tribünler sadece kadınlara, çocuklara açıldı. O kadınlar günün en erken saatlerinde bilet kuyruklarına girip, Fenerbahçe futbol takımını yalnız bırakmamak için Şükrü Saraçoğlu’na koştular.
Maç oynanırken hiç durmaksızın sesleriyle alışılmışın dışında bambaşka tepkiler verdiler. Son ana kadar tribünlerdeki yerlerini korudular; 82. dakikada yerlerini terk edenlerden olmadılar.
O kadınlardan bir kısmı da Fenerbahçe’nin Voleybol ve Basketbol Şubelerindeydi.
Sezon başında yaşanan bir takım şoklara karşın hiç sarsılmadan, dimdik ayakta kalma başarısı göstererek Avrupa’da Fenerbahçe’nin adını o ülkeden diğerine taşıyıp durdular.
Kadınlık içgüdülerinden olacak belki de bu sezonun diğerlerinden ne kadar farklı ve ayrı yerde olduğunu belki de erkeklerden çok daha iyi anlamış, idrak etmiş gibiydiler.
Bakü’de Dörtlü Finallerde mücadele eden Fenerbahçe’nin Sarı Melekleri’nin mücadelesinin saflığı Naz Aydemir’in bakışlarında anlam kazandı.
Eda Erdem’in bulduğu her sayı sonrasında sevinç gösterisindeki coşkuda yeniden yeniden güçlendi.
Nihan’ın karşıladığı servislerde savunmanın kararlılığı arttı.
Fabiana file önündeki duruşuyla kararlılık ifadesiydi.
Tom Logan’ın servisleri sanki rakip alana düşen sayı bombalarıydı.
Kim’in güçlü smaçları rakiplerin tüm direncini kırdı.
Sokolova’nın kupayı getiren son vuruşunda bu işin nasıl biteceğinin tüm detayları vardı.
Fenerbahçe tarihinde Brezilyalıların artık çok ayrı bir yeri olacaktır. Muhtemelen Brezilyalılar da benzer şeyleri düşünüyorlardır; ancak Ze Roberto’nun devamlılık adına varlığının mutlaka altını çizmek, gereken yere taşımak gerekiyor.
Parkede mücadele eden 6 kadının yanı sıra onlara kenardan destek veren ve her sayıda sanki sahadaymışçasına birbirine sarılan takımın kaptanı Seda, Duygu Bal, İpek, Yağmur, Zeynep, Merve, Didem bir arada duruşun getirdiği zaferin potansiyelleriydi.
Müthiş bir devamlılık ve kararlılıkla ve geçmişten aldıkları tüm dersleri sahaya yansıtarak şampiyonluk kupasına ulaştılar.
Fransız basını için “dokunulmaz” oldular.
Bu başarı öncelikle Fenerbahçeli kadınlara aittir.
Ve Fenerbahçe’nin kadınları bu kararlı, güçlü duruşlarını sürdürdüğü sürece Fenerbahçe dokunulamaz olacaktır.
http://twitter.com/uzaygokerman