Beşiktaş'ın geçen sene ligin favorisi olmadan verdiği mücadele takımın genel havasına çeşitli seviyelerde katkı yaptı.
Kamuoyunun şampiyonluk beklentisi içinde olmaması takım üzerinde olumsuz etki edecek baskıyı tamamen yok etti. Bir ara zirve mücadelesinin kızışması bile bu anlamda gerilim unsuru yaratırken kısa sürede zirveden uzaklaşmak rahat futbolun geri gelmesine neden oldu.
Bu neye dönüştü?
Oğuzhan, Olcay Şahan Veli Kavlak gibi oyuncuların baskı olmayan ortamda rahat oynamalarını sağladı.
Zaten yurtdışında futbol eğitimi almış bu futbolcular görece özgür futbol ortamında bütün yeteneklerini ortaya koyarlarken giderek de geliştiler.
Simao ve Quaresma'nın varken oyunun bu iki oyuncu tarafından kuruluyor olması Fernandes'i ikinci sınıf rollere mecbur kılıyordu. Geçen sezon bu iki yıldızın takımdan ayrılmasıyla Fernandes sınıf atladı. Orta sahanın merkezinde bütün topların toplandığı oyun kurucu oldu. Özgürleşti, rahatladı.
Simao ve Quaresma'nın tersine Fernandes çok daha takım oyununa yatkın ve paylaşımcı futboluyla Beşiktaş'ın genel eşitlikçi futbol yapısıyla tam senkronizasyon sağladı.
Bu sezon takıma eklenen Gökhan Töre ile Beşiktaş'ın orta alanında genç, dinamik, mücadeleyi seven, aynı zamanda adam eksilten, eşitlikçi, paylaşmayı bilen ve seven bir omurga teşkil etti.
Biliç kelimenin tam anlamıyla aranan en isabetli teknik adam olarak eksik parçayı tamamladı.
Önder Özen'in bilinçli tercihlerini bütün bu sürecin bir bileşeni olarak yönetim mekanizmasında duran "doğru" olarak yerleştiğini de ayrıca eklemeliyiz.
Beşiktaş bu sezon da ligin şampiyonluk favorisi değil, aynı geçen sene gibi bu sezon da takım üzerinde görünür bir rahatlık var ve bu her anlamda takımın oyununa etki ediyor.
Gaziantepspor'un karşılaşmanın hemen başında ilk 25 dakika sağlam savunma kurgulu dizilişi Beşiktaş'ın oyun kurmasına fazlasıyla etki ederken; Bilic'in takımı biraz geri çekmesi ile oluşan yalancı ortam Gaziantepspor'un kademeleri arasında hücuma dönük oyundan kaynaklanan boşluklar yarattı.
Beşiktaş'ın genç, dinamik ve hızlı ayaklarıyla başlatılan atak organizasyonları bu boşluklara iyi sızdı. Almeida çok uygun durumdaki ilk pozisyonda değil ancak penaltı noktasına yakın yerde ikinci topla buluşmasında eşitliği bozan golü attı ve maçın kaderide orada çizilmiş oldu.
Gaziantepsapor'u ilk hafa Galatasaray karşısında da izlemiş, etkisizliğini net olarak görmüştük. Son 20 dakika Muhammet Demir'in etkili futbolu bir de golle süslenip yalancı bahar ortamı yaratınca sanki Galatasaray karşısında bir puanı kaybeden takım gibi algılanmıştı.
Ancak dün bir kere daha gördük ki Gaziantepspor'un işi çok ama çok zor.
Beşiktaş'ın ikinci golü Fernandes'in ceza sahası çizgisi üzerinde düşürülmesiyle kazanılan penaltı ile oldu. Bu penaltı kararı çizgi hakem uygulamasının sonucuydu ve iyi bir hakem organizasyonu; kararıydı.
Ali Palabıyık'ın genel yönetimi konusunda olumlu bir yorum yapmak için çok erken olmakla birlikte verdiği penaltı kararının çok doğru bir uygulama olduğunu söylememiz gerekiyor.
http://twitter.com/uzaygokerman