Beşiktaş-Bursaspor karşılaşması ligin genel karakteristiğinden çok farklı bir futbol anlayışına, gösterisine ve sonucuna sahne oldu diyebiliriz.
Nedir bu fark?
Futbol, oynayarak güzelleşir. Her iki takım da aynı felsefe ile sahaya çıkarsa ortaya seyir zevki yüksek, heyecanlı bir karşılaşma olur.
Bir taraf oynamak isteyip, diğer taraf da bunu bozma, savunma anlayışını sahaya yansıtmak isterse de boğucu, sıkıcı bir maç izleriz.
Bütün bunları yapabilmek için de teknik becerisi yüksek futbolculara ihtiyaç duyarsınız.
Beşiktaş ve Bursaspor da bu söylediğimiz şeyi yapabilecek futbolculardan vardı.
Geçen hafta içinde Beşiktaş ile ilgili yorumlarımda yazmıştım; topa sahip olup, onunla birlikte oynamak belirleyicidir. Hamle üstünlüğünü rakibe verdiğinizde bu sefer onun ne yapıp yapamayacağına bağlı kalırsınız.
Mersin İY karşılaşması bu anlamda Beşiktaş’ın teknik becerisinin yüksek, Fernandes, Oğuzhan gibi oyuncularının sahne aldığı bir karşılaşma olarak kayda geçti; ama yanıltıcıydı da…
Bursaspor, Mersin İY’nun tersine sahada sonuca gitmeyi bilen, birbirlerinin dilinden anlayan ve tamamlayan futbolculardan oluşmuş bir takımdır. Burada Ertuğrul Sağlam istikrarının altını çizmeden edemeyeceğiz.
Beşiktaş bu şansı üç sene önce kaçırdı.
İlk yarı, Beşiktaş’a futbol oynatmayan yeterince paslı oynayan ve pozisyon bulan bir Bursaspor vardı.
Beşiktaş’ın sağ ve sol kanatlarında büyük boşluklar buldular. Özellikle Tuncay’ın gol öncesindeki boş koşusu Beşiktaş’ın ilk yarı ne yaptığının veya yapamadığının tipik örneğiydi. Devrenin 1-0 tamamlanmış olması Beşiktaş adına büyük şanstı.
Beşiktaş oyunun bu bölümünde Fernandes ile ayakta kalmaya çalışırken, Oğuzhan’ın eksikliğini duydu; Olcay aynı görevi yerine getiremedi.
İkinci yarı, yenik başlamanın etkisiyle Beşiktaş hem baskılı başladı hem de etkiliydi.
Oyunun bu bölümlerinde Bursaspor çok açık verdi. Bütün atak girişimlerinin sonuca gitmesi Bursaspor’un hatalarını gösteren gerçeklerdi. İlk yarıda ne yaptılarsa bu sefer tam tersinin izledik.
Olcay’ın erken golü Beşiktaş’ı havaya soktu.
Öne geçer geçmez ilk atakta beraberlik golünü yemesi Beşiktaş’ın ne türden eksiği olduğunun ipuçlarını verdi.
Bir duran top organizasyonunda savunmadaki takım diğerini bu kadar serbest bırakmamalıdır. Yerleşim o kadar hatalıydı ki top kale sahasına düştüğünde Bursaspor’dan dört Beşiktaş’tan kaleci ile birlikte bir oyuncu vardı. Bu golü Mcgregor’a yazmak isteyenler olabilir ancak sorunu tespitten uzak ikinci, üçüncü derece etki eden bir sonuç olarak doğrudur.
Beşiktaş’ın yediği üçüncü gol, birinci ile benzerlikler taşırken, Bursaspor aynı şekilde iki gol kaçırdı.
Bursaspor’da Batalla orta alanda müthiş bir maç çıkardı. Verdiği paslar noktasal ve sonuca giden türdendi. Beşiktaş, Batalla’ya bir türlü önlem alamadı.
Tuncay sağ kanatta eski günlerini aratan bir görünümdeydi. Ancak ilk goldeki rolü ile de Tuncay Şanlı olduğunu gösterdi.
Beşiktaş için varsa yoksa Fernandes… Biraz Olcay ve Holosko…
Maçın son bölümlerinde artık o kadar çok yoruldu ki üst üste yapılmayacak hatalarda bulundu. Bunlar Beşiktaş kalesinde çok etkili pozisyonlara dönüştü.
Hakem Fırat Aydınus formunu kaybetmiş bir görüntüdeydi. Taraftar baskısı altında ezildiği dakikalar oldu. Çok ters kararlar verebildi.
Sonuç olarak güzel, heyecanlı bir maç izlemenin keyfini yaşadık diyebiliriz.
http://twitter.com/uzaygokerman