Liverpool geçen sezon Premier Lig’de çok önemli bir şampiyonluğu son anda kaybedince sahip olduğu kazanma momentumunu ve takım kurgusunu yitirerek başladı bu sezona. Bu durum mücadele ettikleri Şampiyonlar Ligi gruplarındaki maçlarına da yansıdı ve oradaki pozisyonlarını da kaybederek Beşiktaş’ın rakibi oldular.
Beşiktaş ise geçen sezon Önder Özen’in kurguladığı yeni bir takım kurgusuyla bu sezon hem çok önemli transferler yaparak hem de Türkiye-Avrupa Ligi demeden kazanma alışkanlığı sağlayarak Liverpool’un karşısına çıktı.
Liverpool-Beşiktaş eşleşmesinin ilk maç ve dün geceki finalinde bu havayı ve etkiyi net olarak gördük.
Geçen hafta oynanan maçın ilk yarısında çok önemli birkaç pozisyon yakalayan ve iyi oynayan bir Liverpool vardı. Ancak her geçen dakika bu üstünlüklerini yitirdiler. Basit bir savunma zafiyetinden kaynaklanan penaltı olmasa Beşiktaş daha İngiltere’de kendisi için avantajlı bir skor olan beraberlikle dönecekti, İstanbul’a.
İstanbul Liverpool için çok farklı duygu ve anlamlar ifade ediyor.
İstanbul Liverpool için mucizeler şehridir!
Ve futbolu iyi bilen İngilizler için oynadıkları futbolun tur için yeterli olmayacağı, esaslı bir mucizeye ihtiyaç duyduklarının çok iyi farkındaydılar.
Beşiktaş dün gece çok akıllı, bilinçli ve ne yaptığını bilen bir futbol oynadı.
Önce Liverpool’un mucizevi bir erken gol atmasını önleyecek denge futbolunu sahada uyguladı. İlk yarım saat orta alanda rakibin bütün atak yapma arzusunu kaybettiren bir statik tempoyu kurdu.
Sonra yavaş yavaş rakibini rahatsız etmeye ona bu maçı kazanamayacağını hissettirmeye başladı.
İkinci yarıyla birlikte Liverpool gol atamayacağını anladığı için en azından maçı gol yemeden bu şekilde bitirmek üzerine bir çaba içine girdi.
Ancak Beşiktaş’ın bu sezona damga vurmaya aday futbolcuları etkili futbollarıyla Liverpool’un içine girdikleri bu umuda yolcuğu bitirdi.
Gökhan Töre çok rahatsız edici bir futbolcu; mesele onun etkili olması ya da olmaması değil, her an rakibi tedirginliğe sevk etmesiydi.
Karşılaşma boyunca büyük hayal kırıklığı yaratan Sosa’nın yerine giren Tolgay Liverpool’un ipini çeken futbolcu olmasıyla birlikte oynadığı futboluyla hem kendisine hem de Beşiktaş’a güven kazandırdı.
Orta alanda Atiba geçen sezonu hatırlatan bir futbol sergiledi.
Opare de çok önemli bir futbolcu olduğunu hissettirdi.
Demba Ba ve Olcay biraz daha etkili olsalar, bu tur penaltılara da kalmazdı ancak öyle olmadı.
Karşılaşmanın hakemin olağanüstü bir yönetim gösterdi. Açıkçası “yabancı hakem uygulamasına geçsek mi” diye düşünmeden edemedim.
Liverpool’da Emre Can’ın gördüğü sarı kart “işte bu adam bizden” dedirtecek türdendi.
Her şeye rağmen, Liverpool’un takım kurgusu, oyun anlayışı, bütünlüğünün ligimizin çok üzerinde olduğunu da söylememiz gerekiyor.
Tribünlerdeki kalabalıklığı ve görüntüsüyle Beşiktaş tam Avrupa Ligi takımı havasına büründü. Çok uygun bir ortam da var. Buradan çok ilerlere gitme potansiyelini bize gösteriyor. Muhtemel rakiplerin hemen hepsi bu sezon kendi liglerinde ortalama bir görüntü çiziyorlar.
İtalyan ve İspanyol takımlar haricindekilerle çok raht bir üst tura geçebileceğini tahmin ediyorum.
Hak edilmiş bir turdu.
http://twitter.com/uzaygokerman