Nuhiu orta alanda aldığı topla Beşiktaş kalesine doğru ilerlerken karşısında İbrahim Toraman vardı ve biraz sonra ver kaç yapacağı Diego da Sivok’un kontrolündeydi. Nuhiu topu Diego’ya ilettiğindeyse bu sefer her iki Eskişehirsporlu oyuncuyu iki Beşiktaşlı kontrol altına almıştı. Pozisyon itibarıyla Diego’nun topu arkadaşına göndermesi çok zordu. Fantastik bir hareket yapması ve rakibi aldatması gerekiyordu.
Ve Diego o hareketi yaptı, bir topuk pası çıkardı Nuhiu’ya. O pas çıktığında Beşiktaşlılar beş kişiydi. Ama nasıl olduysa o kalabalıktan top geçti ve Eskişehirsporlu oyuncu kaleci Mcgregor ile karşı karşıya kaldı ve gol oldu.
Bu pas arasında Hilbert’in yerde kalması golü Beşiktaş için bir kader durumuna getirdi.
Beşiktaş’ın birinci golünde de Holosko Servet’le bire bir kalmıştı. Ancak Servet o kadar ağır ki, rakibin yön değiştirmesine ataleti karşılık vermeyince Holosko bir anda kaleci ile karşı karşıya kalıverdi, gol oldu.
Beşiktaş ligin en rahat gol atan takımı durumunda; öylesine kolay pozisyona giriyor ki sonucu değiştirmek artık gol becerisine kalıyor.
Almeida, Olcay dün farkı arttıracak pozisyonları rahatça harcadılar.
Beşiktaş ile karşılaşan ve genel anlamda kontrollü oyunu tercih eden takımların böylesine geniş alanlara yayılarak dağınık görüntü vermesi çok ilginç tabii; bunu Beşiktaş’ın oyunu sağlıyor olmalı.
Bursaspor, Antalyaspor, Orduspor ve en son Eskişehirspor…
Beşiktaş ne kadar rahat gol atabiliyor olursa olsun, bu saydığımız dört takıma karşı kolay pozisyon bulamıyor olmalıydı.
Daha önce konuştuk; Beşiktaş çok hızlı oynuyor, rakibi sahada geniş alana yayıyor, uzun pasları tercih ediyor, kuşkusuz adam eksiltme özelliğine sahip Fernandes, Oğuzhan gibi oyunculara sahip…
Dün Fernandes olsaydı bu maç yine dörde gidebilirdi.
Oğuzhan’ın futbolumuz için bir kazanç olduğu da şimdiden görünüyor. Önümüzdeki senelerde, eğer profesyonelliğini de korursa adını çok sık duyacağız ve konuşacağız.
Orta alandan kaptığı top, Almeida'ya verdiği gol pası Oğuzhan'ın kalitesini gösterdi.
Fakat yine aynı Beşiktaş girişte yazdığım gibi öylesine kolay ve basit goller yiyor ki bu da onu fenomenal bir takım kimliğine sokuveriyor.
Eskişehirspor ilk golü yedikten sonra o bildiğimiz kontrollü oyununa geçti ve uzun süre Beşiktaş’a topu da vermedi. Maç sonunda neredeyse iki misli pas alış verişinde bulunduğunu gördük.
Beşiktaş aynı zamanda öyle bir takım. Aslında takım kurgusu henüz yerleşmedi diyebiliriz. Düzenli oynayamıyor. Set hücumlarında ne yapacağını bilemiyor.
Rakip topla oynamaya başladığında da savunmasında boşluklar veriyor, kademe hataları yapıyor.
Hilbert ve Uğur o bölgede başka oyuncu olmadığı için defansif oynuyorlar. Ama zaman zaman defansif hatalar yapıyorlar.
Dün İbrahim Toraman olağanüstü derecede dikkatliydi ve başarılıydı. Eskişehirspor’un çok daha önce gol veya goller bulmasını engelleyen oyuncu oldu.
Son dakika golü ile berabere ayrılmak elbette Beşiktaş için büyük üzüntü kaynağı, Eskişehirspor için de tersi oldu.
Hakem Barış Şimşek çok dikkatli başarılı bir yönetim gösterdi.
İlk yarıyı tam 45 dakika oynattı. Düdüğü çaldığı sırada bir Eskişehirsporlu oyuncu Beşiktaş kalesine doğru bom boş gidiyordu. Golü kesmiş oldu. Ama kurallara göre yanlış bir şey yapmadı.
Mesele şu; hakemlerin farklı uygulamalar içinde olmaları; kimi hakem uzatmanın uzatmasını da oynatarak avantaj sağlayabilirken, kimi kitapta yazanı bire bir uyguluyor.
Hangisinin doğru olduğunu tartışmak gerekiyor.
http://twitter.com/uzaygokerman