Fenerbahçe’nin sıradan bir Avrupa takımına elenmesinden sonra futbol takımın içinin karışması beklenen bir gelişmeydi; sonunda oldu. Fenerbahçe’nin tarihi göz önüne alındığında burada olağanüstü bir şey yok. Garip olan şey futbolun içindeki yönetici ve teknik adamların yaşananlardan hiç ders çıkarmamış olmasıdır.
Young Boys eşleşmesi ve sürecinde genel hatlarıyla başarısızlığın önemli bir yüzdesinin oyuncular olduğunu düşünüyorum. Çünkü sahada futbol oynama ile alakası bile olmayan futbolcular vardı ve çoğunluğu oluşturuyordu. Böylesi bir kadronun turu geçmesi zaten rakip takım için haksızlık olurdu.
Ancak, maçlar öncesinde Aykut Kocaman’ın yaptığı açıklamalar, maçlar sırasında tam da yerine oturmayan taktik değişiklikler kenar yönetiminin de bu başarısızlık sürecinde etkin rol oynadığını göstermektedir.
Ne demek istiyoruz, şimdi onun detayına girelim.
Aykut Kocaman’ın 20 Temmuz günü yaptığı çok önemli bir açıklama vardı; okurken “bu cümlelerin geri planında revizyon var” diye düşünmekten kendimi alamamıştım.
“Çok uzun zamandan beri oturmuş bir tek forvet yapısı var. Bunu bir anda değiştirmek doğru değil ama bu değişimi yapacağım. Bu biraz da gözlemlerime dayanarak olacak. Süreç içerisinde bu dönüşüm olacak. Futbolcular da bana alışacaklar zamanla. Ben burada olduğum sürece bana alışmak zorundalar zaten. Ben böyleyim ve değişemem. Etraftan gelen sözlerle, yanlış sözlerle bir yere kadar gidebilirsiniz. Ben düşüncelerimi aktarmayı seven bir insanım. Açık olduğunuz sürece baştan acıtıcı olabiliyor ama sonra daha rahat konuşabiliyorsunuz. Değişmeyi de doğru bulmuyorum. Açık olmayı her zaman daha doğru buluyorum ben"
Şimdi bu açıklamayı aklımızda tutalım ve düşünmeye başlayalım.
Fenerbahçefutbol takımı tek forvetli oynamayacaksa demek ki taktik yapıda değişiklik olacaktır. Fenerbahçe’nin taktik kurgusunun değiştirmek isteyen (Zico dahildir buna) her teknik adamın karşısına kim çıkmıştır?
Alex!
Şu bir gerçek ki adına “Daum Sistemi” dediğim Fenerbahçe taktik yapısının merkezinde Alex vardır. Fenerbahçe’nin zor zamanlarında devreye giren ve kamuoyunda “Azizciline” diye bilinen şey de bu taktiğin devreye sokulmasından başka bir şey değildir. Dikkat edin Azizciline’in devreye girdiği süreçlerde Alex ön plana çıkar ve takımı kurtaran kaptan olur.
Bu sistem Alex etkin olduğu süre boyunca tıkır tıkır işlemektedir. Ancak sistem tek bir oyuncuya bağlı olduğu için onun performansındaki dalgalanmalar takımın başarısı ile direkt bağlantılı olmaktadır. Zaten son beş yıl içinde Fenerbahçe’nin aşamadığı ve herkes tarafında eleştirilse bir türlü eleştirilmese başka türlü olan sorunu burada düğümlenmektedir.
Bu durumu bilmeyen mi var? Aykut Kocaman gibi futbolumuzdaki büyük yeteneğin ve “filozofun” böylesi merkezi sorunu görmemesi mümkün değildir.
Zaten Aykut Kocaman da bunun mesajını veriyor. Taktik değişikliğe gideceğini ifade ediyor.
Ancak Aykut Hoca bir yerde çok önemli bir hata yapıyor. Üstelik açıklamaların arasına eklediği “açıklık” ilkesini ihlal ederek…
Alex’in son günlerdeki protestosu Aykut Kocaman’ın bir taktik dönüşüm hamlesi olduğu konusunda bizi çok net olarak ikna ediyor.
Aykut Kocaman’ın takımın Alex’e bağlı oyun kurgusunu değiştirerek yepyeni bir düşünce getirmesini saygı ile karşılıyorum. Hatta doğru da buluyorum. Fenerbahçe Daum’un kendisinin bile başarısız olduğu bu oyun yapısı ile yapabileceğini göstermiştir, sezon başındaki yorumlarımızda da altını çizdiğimiz gibi takım madden ve manen çözülmüştür.
Bu durumda yapılması gereken şey köklü değişikliklere gidilmesidir.
Aykut Kocaman, Alex’i kenarda tutarak böylesi önemli bir taktik değişikliği bu takımda asla oturtamaz. Çünkü oynatsa bir türlü oynatmasa başka türlü olacaktır. Alex her zaman büyük bir sorun olarak kalacaktır.
Alex’in Fenerbahçe kariyeri de onun kenarda oturmasına izin vermez. Zaten Alex gibi bir oyuncu da kenarda oturmaz.
Aykut Kocaman eğer Alex’siz bir takım kurmak istiyor ve verdiği mesajlarda da sıklıkla altını çizdiği gibi futbola aç oyuncularla devam etmek istiyorsa bunu daha en başında, yönetimle yaptığı görüşmeler sırasında ifade etmeli ve Alex ile yollar dostça ayrılmalıydı.
Aykut Kocaman’ın nasıl başarılı olabileceğine ilişkin yaptığımız yorumlarda da Hoca’nın kendi futbolcuları ile bir model yaratabileceğini ifade etmiştik. Caner, Stoch, Dia, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz, Özer, Uğur bu anlamda kadroda yaslanabileceği oyunculardır.
Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’ta yapamadığı şeyi Bursaspor’da gerçekleştirmiş olmasının geri planındaki gerçek de budur zaten.
Ancak Aykut Kocaman Alex ile kamuoyu önünde gereksiz bir çatışmaya girmiştir. Bu futbol takımına kesinlikle yansıyacaktır. Bu bir poker oyunu değildir ancak eğer pokere dönüşürse her iki tarafta kartlarını sonuna kadar kullanır.
Alex’in ismini sezon başında çizebilmiş olmakla şimdi yapmak arasında çok önemli bir fark vardır. Alex’in takım, taraftar, medya üzerindeki etkinliğini göz ardı etmemek gerekir.
Ancak hatanın neresinde dönülürse o kadar kârdır.
Alex futbol tarihimizin en önemli futbolcularından biridir. Alex’den vazgeçebilme kararını alabilmek de kolay değildir. Bunun ne demek olduğunu biliyorum. Ancak eğer siz “Açık olduğunuz sürece baştan acıtıcı olabiliyor ama sonra daha rahat konuşabiliyorsunuz. Değişmeyi de doğru bulmuyorum. Açık olmayı her zaman daha doğru buluyorum” diyen bir anlayışınız varsa bunu yapabilme irade gücünü de göstermeniz gerekiyor.